It's Been A Long, Long Time

652 73 217
                                    


Not: Benim istediğim ve filmden çıkarken hayal ettiğim tek son buydu, düşünüp yazarken dahi moral bulmuşken sizinde okumanızı istedim. İyi okumalar.  

"Ona asla söyleyemedim..." dedi Steve yorgun bir şekilde, omuzları aşağıya düşmüştü. "Söyleseydim bu raddeye gelmezdik Sam." 

Ne yapacağını bilmiyordu, kalbinde sakladığı gizli sırların ağırlığı gün geçtikçe artarken Steve yaşamına devam etmekte zorluk çekiyordu. Derin bir nefes aldı, mavi gözlerini Tony'nin birkaç gün içinde dikilen anıtından ayırmadan konuşmaya devam etti.

"Çok geç kaldım, çok korkak davrandım. Seçimlerimin arkasındayım ama ona açık olamadığım için pişmanım."

"Steve bunu o seçti, eldiveni takarken korkusuzdu. Ben Iron Man'im derken gururluydu, hep istediği şeyi yapıp insanlığı korumayı tercih etti."

Bu sözlerin hiçbiri Steve için yeterli değildi, sevdiği adamı kaybetmişti. Aynı acıyı iki kere yaşıyordu ve ikisinde de elinden bir şey gelememişti. Dünya için bazı fedakarlıklar yapılmak zorundaydı, kahraman olmanın en kötü yanı buydu. Steve bunu ilk defa Bucky'i kaybederken anlamıştı ardından ise kendisi son dansını edemeden buzun içine çakılmıştı.

"Sana ihtiyacım vardı."

Gitmiyordu, Tony ile yaptığı tartışmalar kafasından gitmiyordu. Sürekli yankı halindeydi, duymak istemese dahi sesler Steve'i rahat bırakmıyordu. Kafasını ellerinin içerisine alıp gözlerini kapadı. İhtiyacı varken Tony'e yardım edememişti, yanında olamadığı gibi yalnız bırakmıştı. 

"Biz kaybettik, sen orada değildin."

Evet, Steve orada değildi. Gelip konuşmayı seçecek kadar cesur olamamıştı, Tony'den korkmuştu. Belki olacaklardan korkmuştu, belki reddedilmekten, belki de yiyeceği ağır laflardan... Belkiler hiçbir şekilde bitmiyordu. Aradan beş sene geçtiğinde araları bir nebze iyi olsa dahi Steve "seni seviyorum" demeyi savaştan sonraya bırakmıştı. Hayatında verdiği en kötü kararlardan biriydi, Tony'nin orada öleceğini nereden bilebilirdi ki?

O lanet olası eldiveni takıp parmak şıklatacağını asla beklemiyordu ama yapmıştı. Eldiveni takıp parmağını şıklattığında tüm riskleri göze almıştı. Tony Stark şuursuz bir ölümü seçmişti, gözleri boşluğa bakıp aklı neler olduğunu algılamaya çalışırken Pepper'ın ellerini tutan eli bir anda boşluğa düşmüştü. 

Steve o an kafayı yiyecek gibi olmuştu, bir yanda sevdiği adamın ölümüne üzülürken diğer yanda onun yanında olamamanın acısını kalbine gömmeye çalışmıştı. Pepper'ı kıskanmıştı, ona son kez sarılamadığı için kızgındı. Ölürken yanında olup elini tutamadığı için pişmandı, çaresizce izledi sevdiği adamın ölümünü ve ona sarılan karısını.

Dakikalar geçtiğinde cansız bedeni uygun bir yere taşırken son kez tenleri değmişti, Steve hissettiği soğukluğu ömrü boyunca unutmayacaktı. Ölümü Tony'de hissetmek Steve'e son vuruşunu yapmıştı. 

"Steve?"

Sam'in sesiyle gözlerini açıp başını kaldırdı, sesler bir süreliğine olsa gitmişti. Ellerini indirip başını hafifçe yanında oturan Sam'e çevirdi. "Ben iyiyim."

"Değilsin, yük içindesin."

Evet iyi değildi, duygularını açamamanın vermiş olduğu büyük yük bir nebze olsun rahat bırakmıyordu. Gözlerini kısıp ellerini birleştirdi, omuzları hala çöküktü. Savaşın yorgunluğu geçmiyordu, kolay geçeceğe benzemiyordu. Ölümlerin kokusu üzerine sinmişti, ilk önce Natasha sonra Tony.

It's Been A Long, Long Time // StonyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin