Senden değil küçük hanım 👀

20 1 1
                                    

Yine ormandaydım küçük adımlarla koca ağaçların arasında dolaşıyordum doğanın sesini dinliyordum yürürken ayağımın altında ezilren yaprakların sesi kuşların cıvıltısı rüzgarın telime değişi herşey bir uyum içindeydi gözlerimi katmış dinliyordum evreni sonra belimde iki çift el hisetim gözlerimi açmak yerine arkadan bana sarınlan kişiye sarıldım ve ona
"Seni seviyorum"
dedim oda açık olan saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdı ve sonra gözlerimi açtım karşımda Şiin segii duruyordu normalde olsa kendimi ondan uzak tutardım fakat öyle birşey yapmıyordum Şiin segi'nin gözleri yine renk değiştirmişti kırmızı,siyah ve bal sarının uyumu mütişti yine beni büyülüyordu bu gözlerle Şiin segi beni öpmek için uzandığında bir anda heryer kapkaranlık oldu doğanın huzulu sesi artık duyulmuyordu sadece korku dalgaları bedenimde geziniyordu Şiin segi bir anda ortadan kaybolmuştu ve yine kendi yanlızlığımla başpaşaydım korkuyordum sanki birisini arıyordum avazım çıktığı kadar bağırarak
"Şiin segii"
Diyordum fakat karanlık olan orman onu her çağırışımda beni daha bir karanlık yere çekiyordu
"Şiin segiiiiiii"
Diye sıçradım yataktan terlemiştim ve nefes nefeseydim elimi kalbime götürdüm çok hızlı atıyordu biraz kendimi yatıştırdıktan sonra hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım Allahım bu nasıl bir rüyaydı böyle kapı serçe açıldı gelen Demir'di benim ağladığımı görünce içeri girdi
"Ne oldu neyin var "
diyip yatağımın kenarına oturdu o oturur oturmaz ona sıkıca sarılarak daha şidetli ağlamaya başladım

😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭
Hala gördüğüm rüyanın etkiseydim bu yüzden doğru düzgün ders bile dinleyemiyordum aklımın bi köşesin'de hep karanlıkta'ki bağrışmalarım vardı Şiin segiyi görmeye ihtiyacım vardı zaten ders dinleyemiyordum bu yüzden kaçmaya karar verdim dünden sonra onu hiç görmedim zaten sıramdan çantamı aldım Demir sınıfta olmadığı için rahat bi şekilde sınıftan çıktım koridor'da yakalanmamak için yangın merdivenini kulandım yangın merdiveni arka baçeye çıkıyordu hızlı ve seri adımlarla son basamağa ulaştım ve kapıyı açıp arka baçeye ulaştım etrafa bakındığımda pek kimse yoktu en azından tanıdık kimse yoktu koşarak bahçe duvarına ulaştım önce çantanı duvarın üstünden atım sonra duvara tırmanıp atladım oh atık okul sınırları içinde değildim kimse beni görmeden burdan uzaklaşmalıydım bu yüzden çantamı yerden alıp koşmaya başladım

🏃🏃🏃🏃🏃🏃🏃🏃🏃🏃
👿Şiin segi
Ormada bi geyiğin peşindeydim kana susamışlığımı gidermek için sesiz bi şekilde geyiğe yaklaşıp tek bi hamleyle onu yakaladım ve onu öldürdüm sonra kanını içmeye başladım her bi yudumda kendimi daha iyi hisediyordum huzuru buluyordum iyicene kendime geldikten sonra karnımı doyurdum artık daha iyidim ağzımın kenarına bulaşan kanı elimin tersiyle sildim ve bir ağca yaslanarak dinlenmeye başladim
"Bakıyorumda keyfin yerinde "
dedi patron ve sonra yanıma gelip oturdu
"Şiin segi "
"Efendim patron"
"O kız'dan uzak dur lütfen "
"Patron "
"Sözümü bitirmeme izin ver"
"Hayır seni dinlemiyecem "
diyip kalktım ve kafeye gitim patronu bu sefer dinlemiyecem Ayşeden uzak durmayacaktım evet başta bende bunu yapmaya çalıştım hata ondan kurtulmaya çalıştım ama olmadı artık onu hayatımdan çıkartamazdım her ne pahasına olursa olsun onu korumaya çalışacağım kafe'de Leya ve Emmet vardı bildiğim kadarıyla melisa ,miram ve Toprak'ta avlanmaya çıkmışlardı Leya benim geldiğimi görünce elini kaldırıp selam verdi bende başımla selamına karşılık verdim kafede müşteriler vardı bu yüzden üstümü değiştirmek için arka bahçeden kulubeye gitim kana bulaşmış olan elbiselermi çıkarıp banyoya girdim banyadan çıktıktan sonra havluyu belime sarıp kulubede'ki odama gitmeye başladım salona geldiğimde birinin varlığını hisetim bu bizden değildi ona yakın olmadığımdan kim olduğunu'da anlayamıyordum çünkü varlığını hisetiğim kişi dışardaki kapının önündeydi kapıyı açıp açmamak arasınsaydim fakat anahtar sesini duymamla olduğum yerde durdum ve içeri girmeye başladı yavaşça geliyordu benim onun varlığını hisetmemem için fakat ben zaten onu fark etmiştim bile bir an durdu sanki sürüklenir bi şekilde sesler çıktı ben ona bakmak için ilerlerken üstünde sadece havlu olduğnu untmuştum hemen üstümü değiştirmeye gitim altıma siyah kot pantılon üstüme'de beyaz bir tişört ğeçirip aşağa indim ve kapıya gitim koridorda Miranla karşılaştım
" oğlum senmiydin ya "
dedikten sonra Miranın üzgün olduğunu fark etim
"ne oldu lan"
dedim üzerinde hala kan vardı
"Yok birşey"
diyip solona geçti tabi bende hemen arkasından gitim
"Miran .... ne oldu lan "
Sustu eline bulaşan kana baktı ve sonra gözünden bir damla yaş geldi
"Elif"
"Elif mi??"
Gözünde'ki yaşı elinin tersiyle itip
"onu gördüm "
"Nerde gördün"
"Ormanda "
diyip burnunu çekti ve kanepeye iyicene yaslandı
"Ormanda onu en son bıraktığım yerde"
Sustum ne diyeceğimi bilmiyordum Miran bu kıza gerçekten aşık olmuştu
" Canı ısırdığım yerde duruyordu çok ağlıyordu "
bunları söylerken daha'da ağlamaya başlamıştı elini yumruk yapıp gözlerini sehpaya dikmiş bana olayları anlatıyordu
" ben onun hayatını mahfetim benim yüzümden herkes ona deli diyor "
diyip ayağa kalktı bende onunla birlikte kalktım
"Miran sakin ol"
"Olamıyorum abi"
"taman şimdi banyoya git biraz rahatlamaya çalış "
diyip onu banyoya sürükledim o banyo yaparken bende bu çocuğun halini ne olacağaını düşünüyordum

✴✴✴✴✴✴✴✴✴✴✴
AYŞE💦💦
kafeye geldiğimde sadece Leyayı gördüm yanına gidip
"şey Leya Şiin segi nerde "
"Kulubede"
Kaşlarımı çatarak ona külübede neresi dedim beden diliyle sanırım anlamış olacaki önlüğün'den anahtar çıkardı
"Kafenin arkasındaki yer hani oraya geldiğinde Şiin segi sana kızmıştı"
"Haa tamam hatırladım "
"Al bunu Şiin segi banyo yapacaktı belki seni duymaz"
"Taman"
diyip elindeki anahtarı aldım sonra kulubeye gitmeye başladım kulubenin kapısının önüne geldim fakat içeri girip girmemek arasında kararsız kaldım en sonuda içeri girmeye karar verdim tam anaktarı çevirip içeri bir kaç adım atmıştım ki iki kol beni engeledi bi kol göğüs alımda diğeri ise ağzımdaydı beni sürükleyerek götürmeye başladı ben direnmeye çalışsamda pek birşey fark etmedi sanki onun için bi pamuk kadar hafiftim sürüklenerek kafeden bayağ uzaklaşmıştık sonuda durmuştu
"Şimdi ağzını açıcam ve seni bırakıcam fakat sen bağırmayacaksın beni anladınmı "
evet anlamında başımı saladım oda yavaşça elini ağzımdan ve belimden çekti tam arkamda duruyordu belki kaça bilirdim diyip koşmaya başladım fakat daha bir kaç adım bile atmadan beni tutu ve yere savurdu daha yüzünü görmemiştim ona bakmak için başımı kaldırmışken bir anda saçımdan tutu
"Ah"
"Bi daha bana yalan söyleme .... yoksa bedelini ağır ödersin"
Gözlerimden yaşlar akmaya başladı
"Benden ne istiyorsun "
Saçımı savurup bıraktı
"senden değil küçük hanım senden değil "
Bunları söylerken bende yerden kalktım
"Peki ya kimden "
bana dönüp.... aman Allahım bu gerçekmi
"Şiin segiden "
Şiin seginin ismi aklımda yankı yaparken asıl korktuğum şey bu adamın yanımda olmasıydı gerilemeye başlamıştım adam bu halime sadece güldü
"Benden asla kaçamasın bunu biliyorsun değilmi "
Hiç birşey demedim gözlerimden akan göz yaşlarım daha'da hızlanmıştı
bana yaklaşıp göz yaşlarımı elinın tersiyle sildi
"ağlamak hiç bir şeye çağre değil bunu sende biliyorsun"
"peki bana ne yapıcaksın"
adam sinsice güldü bana diyordu'ki bunu aklının ucundan bile geçiremesin.......

Evet bu bölümün sonuna geldik
Gelecek bölümde sizi bam başka olaylar karılıyacak
peki ya Ayse'yi kaçıran kimdi ???
Bunu hep birlikte gelecek bölümde görücez
O zamana kadar herkez kendine iyi baksın
"Hayırlı ramazanlar"😘😘😘

Gerçek ölümsüzler 👿 ...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin