BÖLÜM 4

115 18 98
                                    

HATIRLATMA:

Kafamı olumsuzca salladım. Çünkü o haklıydı...

HATIRLATMA SON...
❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤
(Sadraddin'i görmek isteyen var mı?)

Hem de çok haklıydı. Bir erkek için değmezdi bile. Ah! Kimi kandırıyorum ki? Ben hala ona deli gibi aşığım. Sofya'nın böyle bir şey yapabileceği aklımın ucundan bile geçmezdi ama... Rus değil mi, hepsi aynı. Zaten Sadraddin "Moskova da Moskova" diye tutturuyordu. Ben onun için Kazakistan'a bile taşınmıştım. Bu muydu karşılığı? Buymuş demekki.

Sıla'dan
💝💝💝💝💝💝💝💝💝💝💝💝💝💝

Nur çok perişan haldeydi. Onu zor tuttuk, tutamadık. Zeynep ona okkalı bir Osmanlı tokadı attıktan sonra Nur kendine geldi. Ama düşecek gibiydi. Gözlerinden buram buram yaş akıyordu, elleri titriyordu. Eskiden aralarında ne geçtiyse çok darbe almış olmalı. O da ne?! Nur bayıldı!

B̮e̮n̮:

- Zeynep, nasıl vurdun o tokatı yaa!! Kız bayıldı!

Z̮e̮y̮n̮e̮p̮:

- Bi.. bi... bilmiyorum. Normalde böyle şeyler olmaz!

K̮.N̮u̮r̮:

- Bırakın konuşmayı da ambulansa haber verin!

Tabi biz buranın yerlisi değiliz. Nereden bilelim ambulansın numarasını? Hemen koşup karşıki binaya gittim (Allah'tan kazakçam iyi.) ve ambulansa haber vermelerini, arkadaşımızın bayıldığını söyledim. Ambulansı aradılar, 15 dk sonra ambulans geldi. Ambulans ekipleri Nur'u hemen aşağı indirdikten sonra, birinin ambulansa girip onunla gitmesi gerekiyordu. Ben onunla gideceğimi söyledim. Diğer kızlar da arabayla gelecekti. Bir süre sonra hastaneye vardık. Hemşireler hemen sedye getirdikten sonra, Nur'u sedyeye koydular. Hemen muayene ettiler. "Stres ve sinirden tansiyonu düşmüş."dedi doktor. Şaşırmamıştık, çünkü baya bağırıp ağlamıştı. Ayy canım ya! Ne de güzel uyuyor! Ama o andan sonra biraz uyumaya hakkı var tabiî. Sanki uyanıyor gibi olmuştu. Uyanırken " Sadraddin, defol! Defol!" diye sayıklıyordu. Pislik adam, Nur'un bilinçaltına nasıl işlemişse artık baya etkisi olmuş.

Ben:

- Buradayım canım. Buradayım Nur.

Nur hala sayıklamaya devam ediyordu.

Nur:

- *sayıklayarak* Sadraddin'i getirin bana! Onu geberteceğim! Nerede o?!

Ben:

- O burada yok canım. Merak etme gelmeyecekte! Ben hep senin yanında olacağım ve asla ama asla kimsenin sana zarar vermesine izin vermeyeceğim!

Nur:

- *sayıklayarak* Sadraddin Bolat!

Hemen koşup hemşireleri çağırmaya gittim. O arada kızlar da gelmişti. Hemşireler ve ben geldiğimizde Nur serumunu çıkarmış ayaktaydı. Öyle bir bakışı vardı ki, görseniz korkudan ölürsünüz.

Nur:

- Nerede o ha?! Saklamayın onu gösterin bana!

Ben:

- Kim nerede? Kimi saklıyoruz?

Nur:

- Boş yapma Sıla! Kim olduğunu çok iyi biliyorsun!

Ben:

- Gerçekten bilmiyorum Nur!

Nur:

- SADRADDİN NEREDE?!?!

Ben:

- Sadraddin yok! Gelirse zaten onu boğarım.

Nur yine evdeki haline geri dönmüştü. Hemşireler ona bayıltıcı iğne yaptıktan sonra, Nur mışıl mışıl uyudu. Tabi durur mu? İti an çomağı hazırla. Sadraddin de hemen damladı.

Ben:

- Ne işin var burda?

Sadr:

- Nur'u görmeye geldim.

Ben:

- Hayır, göremezsin!

Sadr:

- Sevgilimi görmek istiyorum!

Ben:

- Şimdi mi sevgilin olduğu aklına geldi?!

Sadr:

- Bu seni ilgilendirmez!

Ben:

- Bal gibi de ilgilendirir! O benim arkadaşım! Onun üzüntüsü benim üzüntüm, onun derdi benim derdim, onun mutluluğu benim mutluluğum!

O sırada kızlar bağırışmalara geldiler.

K.Nur:

- Ne oluyor burada?!

Zeynep:

- Bazı şerefsizler mi gelmiş, ben mi yanlış görüyorum?

K.Nur:

- Lan sen ne yapıyorsun burada?!

Ben:

- Sevgilisini görmeye gelmiş(.)

Zeynep:

- Lan, şimdi mi bir sevgilin olduğu aklına geldi?! O kızı sen ne hallere düşürdün be! Şimdi senin yüzünden buradayız! Belki sen olmasaydın, şimdi bu hallerde olmayacaktı bu kız! Senin yüzünden belki bu kız ruh hastası olacak?

Sadr:

- Bakın, ben gerçekten çok pişmanım. Yani, o kızın beni nasıl elde ettiğini bilmiyorum. Evime girdi, her şeyimi aldı benden. Beni kandırdı. Ah! Her şey bir anda gerçekleşti. Nur buraya geldiğinden beri hayatım iyi anlamda değişti. Hergün görüşüyorduk. Harika anılarımız olmuştu. Ama o kız nasıl olduda birden bire hayatıma girdi anlamıyorum.

K.Nur:

- Salak mısın? 😐😐

Sadr:

- Anlamadım?

K.Nur:

- Salak mısın? Nasıl anlamadın olup bitenleri?

Sadr:

- Off! Kimse beni anlamıyor!

deyip odanın kapısından içeri daldı. Tabi bizde onu tutmaya çalışıyorduk ki birden içeri girip kapıyı kilitledi. Biz bağırdık aç diye ama nafile.

Sadraddin'den
🤩🤩🤩🤩🤩🤩🤩🤩🤩🤩🤩🤩🤩🤩🤩

Ah! Ne güzel de uyuyor! Ama benim burada olduğumu görünce kesin çıldıracak. Belki beni boğmaya kalkabilir. Ama yapamadım, ona hayır diyemedim. Hepsi benim suçum! Lanet olsun ki onunla birlikte oldum. Bunları göze alaraktan yaptım her şeyi. Onun için kesinlikle bende suçluyum. Hemen yavaş ve sessiz adımlarla yanındaki koltuğa oturdum. Elini tuttum. Ah inşallah uyanmaz! Yani bayılması geçer ama hala böyle tatlı tatlı uyusun. O hep böyle benim kızım* (kazaklarda kız sevgili anlamı da vardır) olsun. Ben de onun ji'gi'ti'. Birbirimizden ayrılmayalım asla. Verdiğimiz sözü tutalım. Onunla barışmayı o kadar çok istiyorum ki. Onun için her şeyden vazgeçerim. Nur sanırım uyanıyordu. Gözleri az olsun açılmıştı. Bakalım ne diyecekti?

TEŞEKKÜRLER!

Ninety One'ın CrystalZ ile başı dertteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin