*2*

420 39 24
                                    

( Medyaya canımız Virtual Shadow'umuzu bırakıyorum )

-JK-

Araştırmam bitince aklımdaki sayısız düşünceyle beraber üst kata çıktım. Babam bunu bunca yıl neden saklamıştı ki?

Bahçeye çıkıp arabama bindim. Eve sürmeye başladım. Sitenin otoparkına park edip cebimden anahtarımı çıkardım. Kapıyı açıp içeri girdim. Montumu asıp mutfağa adımladım ve dolaptan bir paket hazır ramen çıkardım. Onu suya koyup masayı hazırladım ardından bir fincan da kahve yaptım. Bir elimi chopsticklerime atıp bir elimin serçe parmağıyla da telefonuma gelen bildirimlere bakıyordum. Bir anda yeni gelen bir bildirimle kendimi sayfanın başında buldum. Ne olduğunu anlayabilmek adına gözlerimi hafif kısıp ekrana biraz yaklaştım. Gördüğüm haber başlığıyla çiğnemekte olduğum rameni çiğnemeyi bırakmış şaşkınca ekrana bakıyordum. Haber başlığı tam olarak şöyleydi;

Sosyal medyanın korkulan kullanıcısı Virtual Shadow'un yaşadığı şehir tespit edildi!

Elim heyecanla bildirimin geldiği siteye tıkladığında gördüğüm konum bilgisi ile az kalsın ağzındaki lokma soluk boruma kaçıyordu. Gösterilen konum benim evime yürüme mesafesinde ve 500 metre uzaklıktaydı! Kalp atışlarım bir anda hızlanmış, elim kolum titremeye başlamıştı. Ardından sayfanın alt kısmında gördüğüm dipnot biraz olsun rahatlamamı sağlamıştı;

Konumu verilen arazi kontrol edildiğinde yıllar önce boşalmış bir ev olduğu tespit edildi, sonradan yapılan araştırmalar sonucu bilgisayarın kilit sisteminin acil durum anında cihazın konumunu yaklaşık 5 km uzağa aktardığı kanısına varıldı.

Ama yine de içimdeki korku ve endişeye engel olamıyordum. Ben onun Kore'de olabileceğini düşünmezken aynı şehirde olmamız bile bir mucize gibiydi.

***

Ellerimi yığkayıp yatağıma uzandım. Sanki tüm günün yorgunluğu ayaklarımdan aşağı akıyordu. Derince yutkunup gözlerimi yumdum, beş dakika geçmeden uykuya dalmıştım bile..

-JM-

    Sabah yeni görevim için erken kalkmıştım. Kahvaltı yapmaya kalkarsam geç kalacağımı bildiğim için bunu sonraya erteledim. Bisikletimi alıp genç Jeon'un oturduğu siteye doğru sürdüm. Yaklaşık yarım saat sonra üniversiteye gitmek için çıkacaktı ama ben oraya varana kadar zaten on beş dakika geçmiş olurdu. Pedallara biraz daha yüklenip sabah saatlerinin huzurunu yüzüme çarpan rüzgar sayesinde daha bir hissettim. Tahmin ettiğim gibi on beş dakika sonra sitenin kapısının önündeydim. Sabah saat erken olduğu için büyük kapı henüz kapalıydı. Biraz arka tarafa dolaşıp duvardan atladım ve kurbanımın evden çıkmasını beklemeye başladım. Tik tak tik tak...

****

       Bir süre sonra kapılardan biri gürültüyle açılmış, sabahın huzur veren sessizliğini delip geçmişti. Genç Jeon, arabasına doğru yürüyordu. Ses yapmamaya özen göstererek tekrar duvardan atlayıp hesaplarıma göre Jeon'un yaklaşık on dakika sonra arabayla geçeceği ana yola ilerledim. Bildiğim bir kestirmeyi kullandığım için erken varmıştım. Kaldırımın kenarında ayağımla daireler çizerek beklemeye başladım...

-JK-

Radyodan açtığım müzik uykulu bedenimi daha da mayıştırırken bir anda nasıl olduğunu fark etmediğim şekilde  yolun ortasında beliren beden yüzünden ani fren yapmak zorunda kaldım.
Kalp atışlarım bir anda artmış, çarpmaktan zor kurtulmuştum. Hızla arabadan indim ve yolun ortasında öylece dikilen bedene yaklaştım. Boyu ve vücut yapısı bana göre daha küçüktü. Birkaç adım ötesinde durup konuştum;

— Siz, iyi misiniz?

— Ş-şey ben-

Daha cevap veremeden gözlerimin önünde yere yığıldı. Bir süre ne yapacağımı bilemedim. Sonra onu orda öylece bırakamayacağımı düşünüp kucağıma aldım kendimden küçük olan bedeni. Arabaya yaklaşıp ayağımla belinin altından destek oldum ve tek elimi bıraktım. Ardından kapıyı açıp belini tekrar sıkıca kavradım. Arka koltuğa rahatsız olmamasına dikkat ederek yerleştirdim ve kendim de şoför koltuğuna tekrar geçtim.

  Az öncekinin aksine üzerimdeki uyuşukluk gitmiş yerini bir gerginliğe bırakmıştı. Gerginliğimin yanında boy gösteren merak ve heyecan duyguları beni gaza yüklenmeye zorluyor, her bir saniye daha da hızlanıyordum. Üniversitenin otoparkına arabamı park edip arka koltuğa baktım. Hala baygındı. Kucağıma tekrardan alıp artık hiç çıkmadığım bir mekan haline gelen laboratuvarıma adımladım. Etrafımdaki insanların garip bakışlarını veya saçma düşüncelerini umursamadan yürümeye devam ettim.

****

Yavaşça yatağa bıraktım kucağımdaki bedeni. Gerçekten bitkin bir görüntüsü vardı. Uyandığında ne olduğunu kesinlikle öğrenecektim. Birkaç saniye baygın halde uzanan bedeni süzdüm ve ardından yapmam gereken birkaç araştırma olduğu için kendimi işime odaklanmaya zorladım.

****

  Yavaş yavaş gözlerini aralamaya başlamıştı. Mırıldanarak bulunduğu yerde doğruldu ve etrafı süzdü bir süre. Gözleri odada gezinirken benimkilerle buluştuğunda irkilmiş gibiydi. İstemsizce kaşlarım çatılmıştı bir anda. İlk konuşan ben olmuştum:

— Uyanabilmişsin.

Sahte bir sırıtmayla ukalâ tavrımı desteklemiştim binevi. Kısık bir sesle cevap verdi:

— E-evet, ama nerdeyim ben? Ve... Siz kimsiniz?

— Ben Jeon Jungkook. Bu üniversitede okuyorum ama kendimce çalışmalarım olduğu için özel bir laboratuvarım var. Şu an da benim laboratuvarımdasın.

— Üzgünüm ama hiçbirşey hatırlamıyorum neden buradayım?

— Şimdi soru sorma sırası bende arabamın önüne düşen bey, neden sanki psikolojik bir sorunun varmış gibi kendini arabamın önüne attın?!

— Bayım, size hatırlamadığımı söylüyorum üstüme gelmenizin anlamı ne?

Bir an gözleri doldu ve başını önüne eğdi. Yanlış birşey yaptığımı o noktadan sonra anlamak pek zor olmamıştı. Toparlayıp özür dileyebilmek için ağzımı açtığımda benden önce davranmış ve titreyen ama bir o kadar da duygu yüklü olan ses tonuyla konuştu:

— Tamam, sizi tebrik ediyorum dışa vurmaktan nefret ettiğim ama bir şekilde kendini gösteren yönümün varlığını yüzüme böylesine vurduğunuz için!

Bir hışımla ayağa kalkmış ve adımlarını kapıya yöneltmişti. Arkasından ne kadar seslensem de durduramamıştım. Bana kalan ise boş laboratuvarımda pişmanlık ve üzüntü duygularıyla yüz yüze kalıp biraz kendimi sorgulamaktı sanırım...

 
      -JM-

Üniversitenin bahçesinden çıktığımda kendi kendime sırıttım. 1 ve 2, Jeon Jungkook ağıma düşmüştü...

 

Nabersiniz? Yb geldi ama bu kitabı pek seven olmadığı için beklentim yok açıkçası okursanız okuyun okumazsanız da banane dimi? Görüşürüz😘

PSYCHOPAT STALKER// JİKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin