Jungkook
"Umursamayacaksın!" diye kükredi Yoongi. Bir kedi ne kadar kükreyebilirse o kadar kükredi ama o sert bir kediydi, olsundu.
"Umursamadan duramam ki ben onu."
"Birden ilişkini kes demiyorum Jungkook. Yavaş yavaş halledeceksin. Emin ol beni dinlersen peşinde pervane olacak."
"Ben peşimde pervane olsun istemiyorum ki ama. Aşkım olsun istiyorum sadece. Ben ona pervane olurum ki." Kimse beni anlamıyordu.
"Bu durumu ona alıştırdığın için seni kırıyor ve umursamıyor. Çünkü ne bok yerse yesin yanından ayrılmayacağının farkında ve aşkına fazla güveniyor."
Yoongi daha önce hiç bu kadar karizmatik görünmemişti gözüme. Zeki olduğunda daha karizmatikti sanırım ve söyledikleri çok da mantıklı gelmişti.
"Ne yapacağız peki?"
"Ayıracağız seni yanından. Ona değiştiğini göster, değişmesen de."
"Sonunda beni sever mi kesin?" Cidden çaresiz aptal bir aşıktım.
"Seviyor zaten ama farkında değil. Gel benimle ve ne dersem onu yap, bana ayak uydur."
Koşar adım kantinin kapısına geldiğimizde biraz daha yavaşlamıştık. Yoongi sırıtarak yüzüme bakıp "Gir koluma." demiş ve ben de itiraz etmeyeceğime söz verdiğim için sesimi çıkarmamıştım. İlkokul çocuğu gibi rol mü yapacaktık yani. Bu şimdiden çok utanç vericiydi.
Kapıdan girer girmez bir kaç gözün üzerimizde olduğunu hissetmiştim. Başımı sağ tarafa çevirdiğimde o gözlerin arasında Taehyung ve Jimin'in de olduğunu görmüş ve heyecanla Yoongi'ye daha da yapışmıştım. İkisi de garip bakışlar atıyorlardı. Nasıl desem, sanki kızarmış gibiydi yüzleri.
Bir süre masada oturup yemeğimizi yerken Yoongi elinden geleni yapmıştı kıskandırmak için. Öyle ki en sonunda elleriyle beslemeye başlamıştı beni ve Taehyung bu durumun yarısında kalkıp gitmişti masasından. Kıskanmamıştır diye düşünüyordum. O beni sevmez ya da kıskanmazdı ki. Başka bir şey olmuştur, benimle ilgisi yoktur.
Taehyung'un ardından Jimin de kalktığında keyifle sırıtıp normal mesafemize geri dönmüştü Yoongi. "Bak gördün mü çatladı götünden. Nasıl da kudurdu ohh içimin yağları eridi yemin ederim."
Çok değil en fazla üç dakika sonra Jimin'den gelen mesajla yerimden fırlayarak kalktım. Yoongi de koşar adım peşimden geliyordu.
Jimin:
taehyung spor salonunda
seni bekliyor
acil gelSonunda arkamdan gelirken söylenip duran yoongi ile salona giriş yapmıştık. Görmeyi beklediğim şey homofobiklikte level atlamış ve sırf erkeklerden hoşlanıyorum diye bana etmediği hakaret kalmayan sınıf arkadaşım Yeji'yle adeta birbirine yapışarak sarılmış bir Taehyung asla değildi. Ve Taehyung o kızın bana neler yaptığını en iyi bilen insandı. Elleri kalçalarındaydı. Taehyung'un elleri o kızın kalçalarındaydı.
Gözlerimi kapattım, midem ağzıma gelmişti. "Siktir." diye fısıldadı Yoongi arkamdan ve elleriyle zaten kapalı olan gözlerimi kapattı. Beni kendine çekip salonun kapısını sertçe kapattığında tüm kuvvetim çekilmiş gibi hissediyordum.
"Bitti." dedim.
"Bitsin" dedi Yoongi. "Bitir artık."
valla olayları aşırı değiştirdim inş bok yoluna gitmez
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my love / taekook ✔
Fanfictiontaehyung'un günlüğü Jungkook suratıma aptal aptal bakıp gülüyor derste sinir oluyorum. Her şeyi benim dikkatimi bozup sınıf birinciliğine yükselmek için yapıyor biliyorum. Aptal gülüşü dikkatimi dağıtıyor. Dişlerinden nefret ediyorum. jungkook'un gü...