Arkadaşımın zoruyla geldiğim kafede sıkkın bir şekilde etrafı inceliyordum. Gerçekten beni getirmesine ne gerek vardı ki? Ne güzel evimde oturup kitabımı okuyacaktım. Ne işim vardı benim burada?
"Biraz gül Hina. Ne diye suratını asıyorsun?"
"Çünkü mutlu değilim. Neden getirdin beni buraya?"
Gözlerini devirdi ve konuşmaya başladı.
"Uzun zamandır dışarı çıkmıyorsun. Senin böyle olman beni çok üzüyor. Bu yüzdende biraz dışarıda takılıp insan içine çıkmalısın. Hem bak birazdan Bangtan çıkıcak. Seveceğine eminim."
Başımı önüne çevirip kahvemi yudumladım. Bangtan burada canlı müzik yapan bir gtuptu. Aynı zamanda da Lavin'in yakın arkadaşları. Onları sadece bana gösterdiği fotoğraflardan biliyordum. Ama şuan isimleri aklımda değildi.
Lavin'in söylediklerinden öğrendiğim kadarıyla hepsi sahneye çıkmıyordu. Sadece dördü çıkıyordu. Diğer üçü genel olarak şarkının yapım aşamasındaydı.
Ben böyle düşünürken Lavin kolumu dürtükledi ve ona dönünce sahneyi gösterdi. Sahnedeki yerlerini alıyorlardı. Hepsi oturduktan sonra biri öne çıkıp konuşmaya başladı.
"Herkese merhaba. Biz Bangtan bu mükemmel günde bizimle beraber olduğunuz için hepinize teşekkür ederiz. Hepinize iyi eğlenceler."
Daha sonra yerine geçti ve şarkıyı söylemeye başladılar. İlk söyledikleri 'Butterfly' adında bir şarkıydı. Yavaş ve aynı zamanda insana huzur veren bir melodisi vardı. Şarkı onların sesi ve sözlerle birlikte daha anlamlı bir hâle geliyordu. Lavin'in söylediklerinden öğrendiğim kadarıyla şarkıları kendileri yazıp besteliyorlardı ve bu işte bayağı yetenekli oldukları anlaşılıyordu.
Dikkatli bir şekilde onları dinliyordum. Hepsinin sesleri gerçekten çok güzeldi. Ama bir tanesi vardı ki onun sesini daha çok beğenmiştim.
Büyülenmiş bir şekilde onları dinlerken şarkı bitti ve başka bir şarkıya geçtiler. Bu şekilde dört tane daha şarkı söyledikten sonra ufak bir ara verip yanımıza geldiler.
"Harikaydınız çocuklar." dedi Lavin aynı zamanda da alkışlıyordu. Çocuklar kıkırdayıp masamıza oturdular.
"Teşekkürler Lavin." dedi turuncu saçlı olan.
"Diğerleri nerede?"
"Onlar evde halletmeleri gereken bir iş vardı.Birazdan gelirler." derken kapıya baktı ve sözüne kaldığı yerden devam etti. " Ve geldiler bile."
Lavin'le birlikte arkamızı dönüp girenlere baktık. Kalan üçü içeri girmiş masaları gözleriyle taramış ve bizi görüp masamıza doğru ilerlemeye başlamışlardı.
"Selam." dedi sarışın olan ve turuncu saçlı olanın yanına oturdu. Diğerleride oturduktan sonra şarkı söyleyenlerden bir tanesi bana bakıp konuştu.
"Merhaba bem Taehyung. Bu grubun eğlence kaynağıyım. Ben olmazsam bunlar sıkıntıdan ölürler."
Turuncu saçlı olan onun kafasına vurdu ve bana dönüp "Sen buna bakma ve ben Jimin. Park Jimin grubun yakışıklısı." dedi.
O sırada yeni gelen sarı saçlı olan "Neden bir tane bile normal yok ki?" diye yukarı bakarak konuştu.
"Birdebana diyor. Sen nereden grubun yakışıklısı oluyormuşsun?" diye Jimin'e dönüp Taehyung'la birlikte Jimin kaşlarını çattım.
"Sen nereden grubun eğlence kaynağı oluyormuşsun?"
Onların bu hâline kıkırdadım. Gerçekten eğlencelilerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Don't Leave Me - Jeon Jungkook
FanfictionHayatını kendini her şeyden geri çekerek yaşamış bir kız ve onunla her şeyi denemek isteyen bir erkek...