videos • liskook₂

2

İlahi bakış açısı

"Vaoo~" kalabalığın içindeki insanlardan biri heyecan içinde bağırdı.

"Dur biraz, şunu açıklığa kavuşturalım... geçmiş doğum günümü kutlamak için beni bir kulübe getirdin?" Jungkook şaşkınlıkla sordu. Jimin bir arkadaşıyla dövüşmek hiç sorun değilmişçesine kafa salladı.

"Bir kız arkadaşın yok mu?" Jungkook herkesin kulaklarını sağır edecek kadar yüksek seste kendini Jimin'e duyurmak için bağırdı.

"İlişkimiz biraz karışık! Onun şu an Amerika'da olması gibi!" Jimin bağırarak cevap verdi.

"Ha-"

Jungkook cümlesini bitiremedi çünkü birinin başka bir insanın üstüne kustuğunu gördüğünde yüzünü ovuşturup ve o kişi için kötü hissettmekle meşguldü. Odadaki neon ışıklar, insanların üzerinde parlarken insanlar son kere dans ediyormuş gibiydiler.

Kafası Jimin'e döndü, "Dostum, bu aldığım en kötü hediye." Ciddi bir bakışla söylendi.

Jimin gözlerini devirdi, "Sadece bu gecelik, her şeyi unut." Jungkook'un cevap vermesine gerek kalmadan birileri tarafından sürüklendi.

***

"VOOAH~ BU ÇOK HAAAAARIKAAAAA!" Jungkook insanlar başka bir bardak için ismini söylerken bağırdı.

Alkol vücuduna yayılarak zihnini uyuşturup başını döndürüyordu. Kıkırdadı ve sersem bir gülümsemeyle hıçkırmaya başladı. "VAAOOOOV!"

"Bu velet..." Jimin, 'oof, oof, oof' diyerek garip bir dans yapan Jungkook'a bakarken söylendi.

Aniden, Jimin gözlerini kapatırken gözlerinin genişlemesine ve burnunun köprüsünü ovmasına sebep olan bir şey hatırladı.

Çok fena batırdım! Diye düşündü Jimin ardından tekrar Jungkook'a baktı ve hemen ona doğru koştu.

"Hey, bunu yapmayı düşünmeyin bile, bayan." Baştan çıkarıcı bir bakışla Jungkook'u öpmek üzere olan kadına bakarken bağırdı.

Tanımadığı kadın somurtarak uzaklaştı. "Hey!" Jimin, hâlâ dans etmeye devam eden Jungkook'a doğru bağırdı.

"VAAAOOOV~" Jungkook bağırdı ve bir başka bardak daha içti. Jimin dudağını büzdü ve sarhoş Jungkook'u nasıl klüpten dışarı çıkarabileceğini düşündü.

Ve sonra başının üştünde parlak bir ampül yandı.

"Jungkook! Birileri bana mesaj attı, ve o Lisa'ydı." Jimin bağırdı.

Jungkook aniden durdu. İçki içmeye devam ederken ufak bir dudak bükme hareketiyle Jimin'e doğru yürüdü.

Neredeyse tökezliyordu, "Lili mi? Nerede?" Jungkook sevimlice sordu.

"Evet, senin Lili'n bana seni evine geri götürmemi söyledi, o seninle ilgilenmek için orada olacak. Kulağa iyi geliyor mu?" Dedi Jimin.

"Benim Lili'm? Benimle ilgilenmek için? Şey gi-" Jungkook hıçkırdığı için cümlesini tamamlayamadı. "-Karım gibi mi?" Diye güçlükle tamamladı.

Bu çocuk cidden ona aşık... Jimin umutsuzluk içinde düşündü ve arkadaşına sadece gülümsedi.

Kafasını salladı, "Evet, karın gibi... Şimdi ayaklan ve gel yoksa o gidecek."

"Tekrardan mı? Neden?"

"Hadi ama, gidelim!"

***
"Bu Lili, değil mi?" Jungkook sordu ve ardından klüpten çıktıklarından beri beşinci kez tökezledi.

Jimin onu dinlemedi, Jungkook'a yürümesinde yardımcı olurken fazlasıyla meşguldü. "Hayır, o senin evinde..." Dedi ve Jungkook'a yürümesi için yardım etmeye devam etti.

Jungkook onu dinlemedi ve öylece klübe bakındı, özellikle birileriyle konuşan kadına.

Jungkook inatçı biriydi. Jimin'i itti, sert ya da hafif değildi.

Mavi dar elbiseli kadına doğru yürüdü, "Lili, seni özledim!" Diye bağırdı ve kadına sarıldı.

"Afedersin, ama ben Lili değilim, ve lütfen, sarhoşsun." Son cümleyi sakin bir sesle söyledi, sanki bu daha önce birçok kez olmuş gibi.

Jimin onlara doğru yürüdü ve Jungkook'u kadından uzaklaştırmaya çalıştı. Aynı zamanda kadından özür diledi ve Jungkook somurturken onu bütün gücüyle sürükledi.

"Benim için öldün, kardeşim."