YOLCULUK

4 0 0
                                    

İnanır mısınız hiç düşünmedim. Direk kabul ettim. Burada sevmediğim, iğrendiğim bir insanla yaşamak yerine daha önce hiç gitmediğim Antalya'da tek başıma yaşardım. Yakalanmaktan korkmuyordum. Hem yakalansam ne olacaktı ki? Ben bunca şeyleri yaşadıktan sonra ne olacaktı ki? Öldürülecek miydim? Öldürülüyüm inanın bu benim için kurtuluş olurdu. Daha 17 yaşındaydım ve hayatın bütün zorlukları benim üstümdeydi. Tüm acıları tatmıştım. Okula gitmek için aileme yalvarıyordum, arkadaşlarım okula gitmemek için yalvarıyorlardı ben gitmek için yalvarıyordum. Hayatımda bana tek değer veren kişiyi -dedemi- kaybetmiştim. Ailem beni hemen satmaya çalışmıştı. Bunlar yetmiyormuş gibi bir de tecavüze uğramıştım. Bu söylediğim şeyler ne kadar zor biliyor musunuz? Ölmek istiyorsunuz kendinizi asmak ya da uçurumdan atlamak istiyorsunuz biliyor musunuz? Ama yapamıyorsunuz ne kadar isteseniz de yapamıyorsunuz denemedim mi sanıyorsunuz? Bileklerimi kestim ama kurtarıldım ve böyle bir şeye teşebbüs ettiğim için sabahlara kadar dövüldüm. Bazan düşünüyorum bu halde sadece ben miyim diye ama yalnız olmadığımı anlıyorum hadi söylesenize benim gibi olanlar siz de bir şey yapamıyorsunuz değil mi ölmek istiyorsunuz ama ölmenize bile izin vermiyorlar yaşamak istiyorsunuz hayatınızı size zindan ediyorlar. Bilirim bilirim en iyi ben bilirim. Hayat damarlarınızı tek tek kopardıklarında nasıl acı çektiğinizi bilirim. Ağzı olan konuşur. Kadınlar kısa giyinmiş, kırmızı ruj sürmüş, cilve yapmış erkekte dayanamamış becermiş. Bu mu? Neden erkekler şortla gezdiklerinde kadınlar tahrik olmuyor? Neden erkekler üstleri çıplak gezdiklerinde kadınlar onları becermek istemiyor? Neden böyle konularda hep erkeklere güvenilir? Aslında biliyor musunuz erkeklerin kadınlardan hiç bir üstünlüğü yok. Yaşadığımız coğrafyada bu yargı benimsenmese de bu böyle Allah her şeyi görüyor.
Dediğim gibi hiç düşünmedim direk kabul ettim. Düğün bitmişti saat gece 1 civarlarındaydı. Hasan zil zurna sarhoş olmuş geldiği gibi zıbarmıştı. Bunu büyük bir fırsat bilip dolaptaki kıyafetlerimi küçük bir çantanın içine doldurdum. Tam çıkıp gidecekken aklıma bir şey geldi ve geri dönüp komodinin üzerindeki kağıda bir not yazdım.
"Ben gidiyorum şerefsiz inşallah sen de bokunda boğulursun" yazdım ve Hasan'ın yüzüne tükürdüm. Uyansa bile umrumda değildi. Üzerimdeki sadece göstermelik giydiğim kendimi kesinlikle ait hissetmediğim benim için sadece bir bez parçasından ibaret olan ve adı her ne kadar saçma olsa da "gelinlik" diye tabir ettiğimiz şey vardı. Kapıyı sessizce açtım ve evden kaçtım.
Mutluydum. Her ne kadar kötü şeyler yaşasam da Allah'ın benimle olduğunu biliyordum. Kurtuluyordum. Kurtulmuştum. Acılarımı unutmalıydım, çektiğim işkenceleri işittiğim azarları unutmalıydım. Unutmalıydım ve hayatıma yeniden başlamalıydım. 18 yaşımda yeniden doğmalıydım. Bunu yapmalıydım.
Kemal'in mektupta yazdığı gibi 2 sokak ötedeki caminin önünde beni bekleyen arabaya doğru koştum. Kapıyı açıp ön koltuğa oturdum. Yanımdaki kişi tahminimce 22-23 yaşlarında bir erkekti. "Merhaba" dedi. "Ben Konur" elini uzattı sıkmamı ister gibi. Ama ben elimi uzatmadım çekindim. "Merhaba" dedim ve kafamı salladım o da elini indirmek zorunda kaldı. Hemen önümde duran zarfı açtım ve içindeki yeni kimliğime baktım. Bu sefer ben elimi uzattım " ben de Deniz" o da elimi sıkıp salladı ve gülümsedi.

Yaklaşık 2 saat hiç kimse konuşmadı. En sonunda ben sessizliği bozdum. "Daha ne kadar yolumuz var?"
"Yolu yarıladık sayılır ne oldu sıkıldın mı?"
"Yoo hayır sadece artık şu üstümdeki şeyden kurtulmak istiyorum" dedim gelinliği göstererek. Şöyle dönüp bir baktı. "Ah! Pardon şurada ilerde bir petrol ofisi olacak oraya gireriz arabaya benzin alırız sen de o sırada üzerini değiştirirsin"
"Tamam"

Petrol ofisinde durduğumuzda hızlı bir şekilde arkadan çantamı alıp tuvalete doğru koştum. Bir an önce kurtulmak istiyordum şu lanet şeyden. Üzerimi çıkardım ve yanıma aldığım pantolonumu ve kazağımı üzerime geçirdim. Gelinliği elime aldım ilk önce götürmeyi düşündüm. Ve daha sonra bunun aptalca bir fikir olduğunu karar verdim ve çöpe attım sonra da üzerine bir güzel bastım.

Dışarıya çıktığımda arabanın yanında beni bekleyen kişiye baktım. Yüzüme bir gülümse yerleştirdim ve yanına gittim. Bana garip garip baktı. Ne oldu anlamında elimi salladım. "Gelinlik?" Dedi. "Çöpe bastım" dedim ve omzumu silkip güldüm. O da güldü ve arabaya binip yolculuğuma kaldığımız yerden devam ettik.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 04, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ANKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin