Tek istediğim uyumak ve biraz olsun dinlenmekken sevgili okulum ve annem buna izin vermiyordu.
Jiminn oğluşum kalk hadi. Aish cidden bu kadının sesleniş tarzları beni bitiriyordu !
Anne bana bu şekilde seslenme lütfen bu utanç verici. Tuvalete girerken annem bir şeyler söylüyordu. İşimi bitirip giyindim. Merdivenler bu sabah daha mı uzundu ? Aklımdaki saçma sapan düşünceleri bir kenara atarak ayakkabılarımı giymeye başladım. Annemi duyana kadar.
Bir şey yemeyecek misin cidden ?Hadi ama oğluşum , arkandan ağlar. Anne beş yaşında çocuk muyum ben ? Suratını asan annemle elindeki tostu alıp tombul yanaklarını sıktım ve evden çıktım.Dışarıda beni öldürecekmiş gibi bakan Taeye şirince gülümsedim. Günaydın TaeTae :)
Aradığınız tae burada yok beklemekten ağaç oldu da ulaşılamıyor. Abartma Taehyungshi alarm çalmadı. Hadi gidelim. Söylenmelerle geçen yirmi dakika sonunda nihayet canım (!) okuluma varmıştık. Sıralara oturup sessizce öğretmeni beklemeye başladık (!) Taeyle ne kadar sessiz olursa artık... Bu arada tıp okuyordum ve son 1 senem kalmıştı bu nedenle çok fazla çalışıp aynı zamanda stajyerlik yapıyordum. Bugün gereğinden fazla geç çıkmam gerekiyordu çünkü kaçırdığım konuların notlarını alacaktım.Hey Jimin ! Jimin ? Duymuyor mu-
Ha ? Dalmışım Sung Woo-Ah. Teşekkür ederim.
Saate baktığımda yediyi geçtiğini gördüm. Tanrım nasıl uyuyakalabildim ? Tanrıya şükürler olsun ki annem bu akşam busana doğru yola çıkmıştı. Bir yeğenim olmuştu ama ben yoğunluktan gidemiyordum bile. Bir babaya sahip değildim daha doğrusu sahibim fakat onun bir orospu çocuğundan farkı yok. Daha yedi yaşındaydım. Tanrım kim yedi yaşındaki çocuktan ne isterdi ki ? Nedenini hiç bilmediğim şekilde benden nefret eden babamın annem işten dönene kadar beni nasıl dövdüğünü eve her akşam başka kadınlara gelip daha sonra anneme gülmesini unutamıyordum. Bunu anneme kanıtlamak istediğimde beni odama kilitleyip günlerce açmamıştı fakat pes etmemiştim.Flashback
Yeni edindiğim arkadaşım Taehyunga veda ettikten sonra istemeyerek içeri girmiştim. Su içmek için mutfağa girdiğimde yerdeki kırmızı topuklular ilgimi çekmişti oysa annemin dönmesi için saat henüz çok erkendi. Ama bana sürpriz yapıp gelmis olabilir belki ? Sevinçle koşarak merdivenleri ikişer üçer tırmandım. Annemle babamın odasına gelince kapıyı açıp içeri girdim. An-
Baba bu ablayı neden öpüyorsun ? Babam cevap vermeyerek kolumdan tuttuğu gibi beni her zaman korktuğum bodruma sürükledi ve bir kenara fırlattı çöpmüşüm gibi... O akşam boğazım yırtılırmışcasına sesim kısılana kadar ağladım. Gözlerim yarı açık yarı kapalıyken tozlu kapı açıldı. Babam çok korkunç bakıyorken ağlamam şiddetlenmişti.
Babacım yemin ederim bilerek olmadı. Seni rahatsız etmek istemedim. Kes sesini dedi bana yine sürüklüyordu ses çıkartmadım izin verdim sürüklemesine odadaki kamera görür umuduyla. Belinden çıkardığı kemeriyle yalvaran gözlerle ona baktım o ve yanındaki sürtük bana sırıtırken yalnızca ağlıyordum. Farklı değildi çünkü sırtımda onlarcası olan kemer izlerine yenilerini ekleyecekti... O gün acıdan bayıldığımı hatırlıyorum. Ertesi sabahda kalkıp videoyla her seyi kanıtlamıştım sonra evdeki polisler annemin lanet ve nefret dolu sözleri. Sadece uyanmak istedim o an uyanıp anneme sarılmak kötü bir kabus olmasını diledim...Flashback End
Beni de acılarım olgunlaştırmıştı işte. Dolan gözlerime inat gökyüzüne bakarak gülümsedim. Kapıyı açarak içeri girdim. Evin sessiz olması hep garibime gitmiştir. Şimdi de öyle bu yüzden annemin her zaman gülen suratını seviyordum. Portmantoya ceketimi ve şapkamı astım bu kış zorlu geçiyor bitmek bilmiyordu. Yemek yiyemeyecek kadar yorgun olduğumu fark edince yatağıma yatıp gözlerimi kapadım.
Jikook ♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafia's Slave ♡ Jikook
FanfictionNormal bir hayata sahipken onun hayatıma girmesiyle daha doğrusu onun tarafından hayatına çekilmemle başlamıştı her şey...