O an sadece mutlu olmayı hayal etmiştim... Mutlu olup hiçbir şeyi düşünmemek... Kendimi boşluğa bırakacakken onun sesini duydum. Evet onun sesi olduğuna yemin edebilirim.
-Jimin...
-Aman aman bilin bakalım kim gelmiş ?
Hayatımı siken Jeon (güler) ah özür dilerim. Jeon Jungkook gelmiş.Jimin önüne dönüp birkaç adım daha attı. Jungkook koşuyordu aralarındaki mesafe belki 10cm bile değildi.
-Yaklaşma Jungkook ben senden bu kadar nefret edebileceğimi hiç bir zaman düşünmedim. O akşam beni orada acımasızca bırakıp kirlenmeme neden oldun !
-Hayır. Jimin sana yemin ederim hayır. Hepsi bana attığın o tokadın bedeliydi ceza alman gerektiğini düşünmüştüm yalnızca. Sen kirli falan değilsin sen hala doğduğun gün kadar temizsin. Hadi gel lütfen.
O anda başlayan yağmur ikisinin de göz yaşlarına karıştı.
-Neden Jungkook ? Neden bu kadar acımasızsın ? Mafya olduğun için mi ? Kesinlikle alakası yok. Sen kalpsiz adamın tekisin tek yaptığın acı vermek. Gerçi işin bu ! Senin yüzünden kendimden nefret ettim hatta ölmek istedim ben. Adi herifin tekisin.
Küçük olan koşarak uzaklaşırken , büyük olanı mahvettiğinden bir haberdi. Ailesinin ölümünden sonra ilk kez ağlıyordu. Ne olmuştu ona ? Koskaca Jeon Jungkook bir çocuk için mi ağlıyordu. Kafasını toplamaya ihtiyacı vardı.
*
JiminEve gelip annemin sorularını umursamayarak odama gittim annemi endişelendirdiğimin farkındaydım fakat şuan kimseye hesap veremeyecek kadar kandırılmış ve kötü hissediyordum. Odada ki banyoya girip soğuk suyu açtım. Su bedenimi titretirken aklımda yalnızca artık kendime bir çeki düzen vermem gerektiği düşüncesi vardı. Jungkook artık umrumda olmayacaktı. Babamdan sonra ilk defa birine bu kadar nefret besliyordum. Yeterince kendime geldiğimi düşünerek duştan çıktım. Tae bir süre için yurt dışında olduğumdan onunla konuşamazdım. Ne zamandan beri yazmadığım günlüğüm aklıma gelince suratımda ufak bir gülümseme oluştu. Son tarih 2015. Bugünün tarhini atıp kelimlerin kalemden düşmesine izin verdim.
*
Uzun zaman oldu... Son bir aydır hayatımın en berbat zamanlarını geçiriyorum. Belki inanılması zor ama nefret ettiğim küçüklüğüme dönmek isterdim... Çünkü o zaman düşünecek pek fazla şeyim yoktu. Bir nefret ettiğim piç babam vardı. Artık o da yok zaten kim bilir hangi cehennemde. Aşk ve Nefret çok uzak derler genellikle... Oysa tam tersidir olay. Çünkü insan en çok sevdiğine kırılır en çok ona kızarmış. Gözlerinde bakınca kaybolduğum adamın bir katil , mafya ve yalancı olmasını ne bedenen ne ruhen kaldıramıyorum. Son zamanlarda annemin benim için endişelendiğinin farkındayım fakat bu bile elimde değil. Bütün dengemi altüst etti. Mezun olmamıza tam bir ay kalmışken kendime ve anneme bunu yapamazdım. Annemin hiçbir zaman anlatmadığı şeyler olsada onları bilirdim. Beni okutmak için kaç bin tane işe girip beni okula bırakırken geç kaldığı için azar yediğini biliyorum. Ya da kendisi yemeyip ben tokum diyerek beni yedirdiği günleri hatırlıyorum. O hiç belli etmezdi , hala etmiyor... Bu yüzden belki de sadece onun için kendime gelmeliyimdir. Sevgili günlük nefret ettiğim insanların yanına onu da ekledim.
*
Defteri kapatıp gelişigüzel bir yere fırlattım. Artık hiçbir şey düşünmek istemiyordum. Son iki gün kalan tatilimi dinlenerek geçirecektim...Jikook ♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafia's Slave ♡ Jikook
FanfictionNormal bir hayata sahipken onun hayatıma girmesiyle daha doğrusu onun tarafından hayatına çekilmemle başlamıştı her şey...