(29 Eylül)
10 gün içinde Mert'le 3 kez buluştuk. İnanılmaz bir şekilde birbirimizi tamamlıyorduk ve o da bundan mutluydu. Gelelim asıl bombaya. Mert'in çıkma teklifini kabul ettim! Okul açılalı 10 gün oldu ve bir erkek arkadaşım var! Bugün okulda yeni bir kızla tanıştım. İsmi Damla'ymış. Tanışma hikayemi biraz ilginç ama yine de anlatayım. Öğleden sonra tuvalete gittim ve orda 4 kişi vardı. Damla'nın cüzdanını almışlar ve birbirlerine atıyorlardı. İçindeki parayı almak içindi bunlar tabi ki. Bu 3 kız ise Duygu, Sinem ve Çiğdem'miş. Daha sonra onlara "Cüzdanı verin kimse yorulmasın." dedim ama onlar beni dinlemedi. Duygu adındaki sarışın kızın saçına yapıştım ve ona bir tokat attım. Elim ağır olduğu için yere yapıştı tabi. Çiğdem bana saldırmaya çalıştı ve karnına dizimi geçirdim. Sinem denen kız ise boğazıma yapıştı. O sırada ayaklanan Duygu'ya bir tokat daha attım. Hepsi yorulmuştu doğal olarak. Cüzdanı almak çok kolay olmuştu. Cüzdanı aldım ve kıza verdim. Tuvaletten çıktığımda kız beni takip etti ve adımı sordu. Onun adı da Damla'ymış. Sınıfta beraber oturuyoruz artık. Melis de iyi biri ama babası okulun müdürü olduğu için o kadar rahat olamıyorum onun yanında. Sonuç olarak okuldaki en yakın arkadaşım Damla. Okul çıkışı Mert beni aldı ve Asansör'de bir cafeye götürdü. Oturduk ve konuşmaya başladı. "Bak Afra, seni çok seviyorum ama okulda yaptığın taşkınlıklar kabul edilemez boyuta ulaştı. Bugün 3 kızı yolmuşsun. Bu kadar olmaz ama. Ayrıca o Damla denen kız kesin haketmiştir. Bir daha o kızla konuşmanı istemiyorum." dedi. Sessizce oturuyordum. Birden aklıma babam geldi. 6 yaşındayken bizi terkeden babam. Bir gün parka gitmiştim. 6 yaşındaydım. Doğal olarak saat ve zaman kavramları hakkında pek bir fikrim yoktu. Eve geldiğimde saat 18:00 gibiydi. Eve gelip ayakkabılarımı çıkarışım ve odama kaçışım hala gözümün önünde. Anahtarı çevirip kapıyı kilitlemeye çalışırken babam girmişti odaya. Afra diye bağırmıştı bana. "Bıktım usandım senden. Yeter bu kadar sorumsuzluk!" demişti ve suratıma bir tokat atmıştı. Ağladığımı hatırlıyorum. Annem babama "Yapma!" diye bağırırken ne kadar canımın acıdığını hatırlıyorum. Sonra babam ufak bir bavul alıp gitmişti. Bir daha dönmeyeceğini bilmiyordum. O hiç geri gelmedi. Ne bir mesaj ne bir telefon bile gelmedi. En nefret ettiğim ve üzüldüğüm şeydir bana bağırılması. O zamandan beri. Aklıma gelen bu şeylerle ağlamaya başladım. Mert yüzüme tuhaf tuhaf bakıyordu ve "Seni üzdüysem özür dilerim." dedi ve arabaya götürdü beni. Eve geldik ve beni öptü! "Özür öpücüğümüz olsun tatlı kız." dedi ve beni indirdi. Sarıldık ve arabasına binip gitti. Odama girdim ve üstümü değiştirdim. Eşofman takımımı giydim ve mutfağa gittim.
(multimedya Afra'nın kıyafeti)
Dondurma aldım ve Harry Potter izlemeye başladım. Film bittiğinde annem iş yemeğinden gelmişti. Birde annemin dırdırını çekmek istemediğim için uyumaya gittim.
Bölüm 2 bu şekildeydi umarım beğenirsiniz! Bölüm 3'te olaylar biraz çatallaşacak. Bekleyin bakalım!