troye sivan/ bite
gguk
şuna bir son vermelisin artık.jooni
neyden bahsediyorsun?gguk
sürekli benden kaçıyorsun, buluşmalarımızı erteliyorsun, işini bahane ederek telefonlarıma bakmıyorsun bile.
neyin varsa yardımcı olmak istediğim halde beni bir kenara itiyorsun.jooni
herkes yoğun olabilir, jeongguk.
bunun bir sebebi bahaneler olmak zorunda değil.gguk
ben sadece senin yanında olmak istediğimi söyledim.jooni
seni ilgilendiren bir şey değil.gguk
gerçekten bundan rahatsız olmuyor musun?
beni görememekten?jooni
kafam rahat.gguk
oh...
seni bu kadar rahatsız ettiğimi bilmiyordum.jooni
kendinin farkındaydın bence.gguk
ama bunun senin için sorun olmadığını söylemiştin.
en saçma şeyi bile anlatırken ışıl ışıl gözlerle beni izlerdin, anlattığım her şeyi aklında tutardın.
yaptırmaya zorladığım ne varsa hepsine gönüllüydün çünkü bundan zevk alıyordun.
en azından öyle sanıyordum.jooni
üzülmeni istemedim.
daha doğrusu başımı ağrıtmanı.gguk
şuna bir son ver.
bu sen değilsin.
ne hata yaptım da hıncını benden çıkarıyorsun?jooni
neyden bahsettiğini bilmiyorum.gguk
konu seni öpmem miydi yoksa?
öpüşmeyi sen başlattığın için üzerime sorumluluk bile almıyorum.jooni
kafam güzeldi.gguk
tanrım!!!!!!!
çıldırtıyorsun beni.jooni
öyle bir şey olmamalıydı.gguk
sen beni hep öpersin.
üzüldüğümde, sevindiğimde, bir şeye odaklanırken, mızmızlandığımda, ağladığımda, kahkaha attığımda bile gizli saklı gamzelerimden öpersin.
şimdi neden böyle oldu?jooni
tatlı arkadaş öpücükleriydi.gguk
bilmiyor muydun sanki?
senin için aileme yalan söyledim, onlardan kaçtım.
senin için deli olduğumu bilmiyor muydun gerçekten?
nefret ettiğim dumanlar etrafımızda süzülürken, dudaklarından kıskandığım dalı çekip atarken, gözlerinin içine saatlerce bakarken...
korktuğum uçurumlara arabanı park ederken senin elinden tutup sana sığındığımda, seninle güldüğümde, başımı omzuna yasladığımda...gguk
hiç mi bilmiyordun?jooni
biliyorum ki, sen sadece bana bana hayransın.
hislerinin seni yanıltmasına izin vermemelisin.gguk
hislerimi gayet iyi biliyorum.
sadece onları ifade edemiyorum.jooni
jeongguk, bu tamamen yanlış.gguk
hala yanlış olanın ne olduğunu anlayamıyorum.jooni
sadece bana hayransın.
çevrendekilerden farklıyım, benimle birlikte olman, yaşamadıklarını yaşaman sana ilginç ve heyecanlı geliyor.jooni
hepsi bu.
hiç olmamalıydı.
benim hatamdı, kabul ediyorum.gguk
sana hayranım.
Bana yaşattıklarını, bana gösterdiklerini ve bana öğrettiklerini seviyorum.gguk
ilk tanıştığımız günü hatırlıyor musun?
bir taksideydik, başım göğsündeydi ve ellerim ellerindeydi.
parmakların avuçlarımı okşuyordu, baştan aşağı sigara kokuyordun.
ceketini omzuma bırakmıştın, almak için sonra geleceğini söylemiştin.gguk
ertesi gün telefonum suskundu, hiç aramadın.
ceketine sarılarak balkonumda bekledim seni, kokun hala üstümdeydi, ben o demirlerden ayaklarımı sallandıra sallandıra senin gelişini bekledim.
ve sen şimdi de gelmemiş olmayı mı dilediğini söylüyorsun?jooni
ama geldim.
balkonunun kapılarını kilitleyip aşağı indiğinde, çitlerden atladın.
komiktin, sakardın ve kalbin ellerimde atıyordu.
değişik bir heyecan olur diye beklemiştik.gguk
öyleydi.
hislerim senin suçun.jooni
pekala.gguk
bana güldün, gözyaşlarımı sildin, ellerimi tuttun, beni öptün, beni sardın.
devam etmemi ister misin?jooni
yaptıklarımın bilincindeyim.gguk
sadece gerçekten merak ediyorum.
hiç mi aynı şekilde hissetmedin?jooni
jeongguk.gguk
itiraf edersen, yine aynısı olacağız.
yine senin bebeğin olacağım,
yine akşamları balkonumda bekleyeceğim, yine günbatımında arabandan ellerimi çıkararak rüzgarın saçlarımı dağıtışına kahkaha atacağım.
yine arka koltukta göğsüne yaslanacak, yine dırdır edeceğim.
sadece beni hislerimle kabullendiğini bilmem gerekiyor.jooni
istediğin şey bu mu?gguk
sadece sen de aynısını hissediyorsan.jooni
istediğin tek şey bu mu?
Açık olmalısın.gguk
balkonumun kapısı açık, hava soğuk.
acele etsen yeridir.jooni
her zaman aptalsın.gguk
biliyorum.
uzun gecelerde hep senin hayalini kurdum.gguk
şimdi gel,
tıpkı o gece taksideki radyoda çalan şarkıda dediği gibi,
dudaklarımdan öp,
ve beni özgür kıl.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
strawberries & cigarettes • namkook ✓
Short StoryMustang, son ses açılmış bir radyo, 60'ta giden arabalar, dağınık saçlar, deri ceketler, dudakta boşa tüten izmaritler, sen ve ben; bil ki, yerim yurdum şurasıdır, benim evim kollarının arasıdır.