Hayatımı nasıl yoluna koyacağıma dair hiçbir fikrim yoktu.
Deli dolu halim gitmiş yerine sakin bir kız gelmişti sanki.
Sakinliğimin farkında değildim hiç. Çevremdeki insanların ve arkadaşlarımın gözünden kaçmamıştı bu durum.Beni bu hale getiren şeyin ne olduğunu bir hayli merak ediyorlardı.
Bende bilmiyordum. Belki de çok yorulmuştum.
Belki de herşeyi bir kenara itip sadece sessizliğin sesini dinlemekti arzu ettiğim şey.
Durgunlaşmanın vakti gelmişti belkide
Vâkit o vakitti.
Sözlerin yazıya döküldüğü vakit gibi.
Tomurcukların çiçeye döndüğü vakit gibi.
yelkovanın akrebe uğradığı vakit gibi.Bende o gibiler gibi olmalıydım belki de.
Gönlümde bir umut vardı.
Hep bir arayış içindeydim.
Ne aradığını bilmemek büyük bir eziyetti sahiden.
Seni farklı bilen bir çevren var ve sen bir anda tamamem değişiyorsun elinde olmadan.
Genç bir tayfa ze kuşağı deniliyor bu dönemde bizlere.
deli dolu, çok bilmiş...Şimdi benim için yargısız infazda bulunan birsürü insana sahibim.
Onlar sadece konuşuyorlar bense hepsini arkama atıyordum.
onlar bunun farkında dahi değillerdi.Çünkü benim kalbimdeki derin yaradan hiçbirinin haberi yoktu.
Haykıran ben olmayacaktım.
Kimseye birşey açıklamak zorunda hissetmiyordum.
Suskunluğum onlara fazla geliyordu.
Biliyordum.
Fakat onlar için yapacak hiçbir şeyim yoktu.Serseriliğe vurduğum bedenim artık benim değildi.
Kafa nereye ben oraya dediğim o kafam artık benim değildi.
Süslemeye doyamadığım o yüzüm artık benim değildi.
Her sabah uyandığimda itina ile rujumu sürdüğüm o dudaklarım artık benim değildi.
Badem tanesi gözlerim vardı benim, herkesin hayran kaldığı onlar da benim değildi.Çünkü ben bende değildim.
Ben benim değildim.
Onlar farkında değildi.Peki ya yaralı kalbim o kimindi?.
İşte sadece o benimdi.Ben farkındaydım.
ince ve uzunca acıyordu kalbim.Sorunsuz bir hayat olmazdı zaten.
Eskiden beri tanıştığım kalem artık tüm beni bilecekti.
En yakın arkadaşım,sırdaşım kalemim olacaktı.
Hissediyordum.
Kalem kelimesi beni uçsuz bucaksız hayallere götürüyordu.
Artık kalem kelimesinin anlamını biliyordum.Okumanın ne kadar önemli birşey olduğunu anlamıştım.
Beni gerçek benliğime kavuşturan kelamlar vardı.
Kalbimi yaralayan şeyin tarifini arıyordum.
Aşık olmuştum.
Daha önce yaşadığım birseydi aşk acısı.
Aşk acısı sahiden çok kötü birşeydi.
Yemeden, içmeden kesildiğim olmuştu.
Gülümseyemediğim zamanlar da olmuştu. Biliyordum aşk acısının tarifi vardı . Bir çok kişi de biliyordu emindim.
Fakat benim şuan ki hissettiğim acının tarifini bulamıyordum.Bir kitapla başladı benim hayatım.
Kapağında ağlayan türbanlı bir kız resmi vardı.
Oda benim gibi çok güzeldi.
Derin hisler yüklüydü göz yaşlarına.
Benim de göz yaşlarım derin manâlar taşıyordu o kız gibi.
Satırlarını okurken tutamadığım göz yaşlarım damlamıştı sayfalarına.
Duygusunu her an hissettiğim yalnızlık onunda hissettiği bir duyguydu.
Sayfalarında hep bir arayış içinde olduğu yazıyordu.
Aradığı şeyin aşk olduğunu bilmeden. Yürüyordu meşaketli yolları.
O mustafasını sonunda bulacaktı.
Peki ya ben?
Aradığım şeyin ne olduğunu bilmeden, bir bilinmezlik ile yürüyeceğim bu yolda bulacakmıydım aradığım o şeyi?
Bilmiyorum ki bende.
Ağır ağır okuyordum satırları, belli bir süreden sonra.
kıskanmaya başlamıştım ben o türbanlı kızı.
Benim gibi değildi ki o.
Müslüman dahi değildi genç kız , sayfalarını itina ile çevirdiğim o kitabın ilk satırlarında.
Benim gibi melez de değildi.
Yabancı bir anneden doğma da değildi.
Benim bilmek istediğim bir çok şeyi biliyordu.
Ama kıskanıyordum elimde olmadan.
Sabrını, kıskanıyordum belki de.
Halbu ki ben onun kadar sabırlı değildim ki.
Yürüdüğü yoldan vaz geçmeyişini kıskanıyordum belki de.
Oysaki ben hayatı yarım, yaptıkları yarım, yazdıkları yarım,başarısı yarım bir kızdım. Tam olan hiçbir şeyim yoktu ki benim.
Herşeyi yarım bırakmak gibi bir sorunum vardı.
Onun hayatı büyük bir yangın ile değişiyordu.
Benim hayatım ise bir kitap kapağının yanışı ile.
Hayat ne tuhafdı o saatten sonra benim için.
Artık yerde gördüğüm takvim yapraklarına dahi saygı duymayı öğrenmiştim.
Yere düşen bir takvim yaprağını görsem yerden alıyor,sonra öpüyor sonra da alnıma götürüyordum.
O kızın değerleri karşısında
ezilmekten çok korkmuştum. Ezilmemeliydim de.
Hayatımı yeniden düzene koymaya karar vermiştim.
Tüm kötü alışkanlıklarımdan bir bir sıyrılacaktım.
Kolay olmayacaktı biliyordum.
Fakat zorda değildi farkındaydım.
Karar verme aşamasında gelgitler yaşasam da bu yoldan dönmemek için kendime söz vermiştim.
Başıma takacağım şey bir bez parçası olmamalıydı. Onu başıma taktiğım zaman derin manasını anlamalıydim.
Farkına varmalıydım o değerin.
Varacaktımda zamanla...
Kutsal bir değerdi o kızın başındaki.
Şimdi sırada o değeri başıma takıp lâyık olabilmekteydi.
Anamdan yeni doğmuş gibi pak ve pür oluvermiştim sanki.
Daha önce hiç hissetmediğim birşey sarmıştı içimi.
"Ne güzel bir duygusun sen... Hiç gitme benden.
Dilim zikretsin adını ver artık muradımı.
Ey Yeri göğü yaradan Al bu acıyan kalbim senin olsun.
En temiz yerdir belki orası. Tüm uzuvlarım lekelidir belki ama Kalbime el değmedi. Sadece acıyor.
Utanıyorum kendimden, utanıyorum senden.
Ben müslüman genç bir kız olmak istiyordum.
Tıpkı okuduğum kitaptaki o kız gibi.Tamamen inançsız bir genç kız şimdilerde Müslüm olduğunu anlatıyordu.
Hâlbuki ben inançlı olmayı ezberlemiştim.Yaratanı ondan önce tanıyordum fakat o genç kız kendi çabaları ile benden önce arayarak bulmuş.
Bu bana ne siddetli bir azap veriyor sen şahitsin!" Göz yaşlarım haykırırcasına akıyordu. Dilimden dökülen sözlere engel olamıyordum.
Hıçkırıklarım boğazımda düğüm düğüm olmuştu.
O cok bağışlayan.
Ona layık olmak istiyordum.
Rahmetiyle müjdelenmek ne büyük bir nimet.
Ağlayarak yürüyordum,uzunca olan asfalt yolda.
Sert esen rüzgarın etkisiyle sallanıryordum.
Günlerden mübarek Perşembeydi.
Bir acıyan kalbim birde ben yoldaydık.
Şiddetli yağan yağmura aldırış etmiyordum.
Yüzüme vuran sert damlalar acıtiyordu tenimi oysa.
Kalbimin acısı bastırıyordu onuda.
O anda aklıma hep dua etmem gerektiği geliyordu.
Çıkmak istiyordum bu çıkmazdan.
Arkamda bırakmak istediğim eski hayatım.
önümde ise varmak istediğim yeni bir hayat vardı. Yürüdüğüm yolboyunca arafta gibiydim.
Yolun sonu elbet selamate varacaktı. İnanıyordum.🌱1.Bölüm sonu
1🌿