Ölümcül Olmayan İntihar

50 4 0
                                    

  Gözlerimi yavaşça araladım.Her yerim ağırıyordu.Etrafı bulanık görüyordum.Berk olduğunu sanıyordum ki birisi camın önünde durmuş,sabırsızca dışarıyı izliyordu.

Zorlanarak Berk? dedim.Gözleri cırık bir şekilde bana döndü.Burnundan soluyordu.Muhtemelen bana kızmıştı.

"Ne yaptığının farkında mısın?Şu ergence tavırları bırak artık."

İçim her ne kadar "Ergence mi?Ben sadece sizin gibi aptallardan sıkılmış biri gibi davranıyorum." dese de sakinliğimi bozmadım.Hiç gücüm yoktu."Üzgünüm ama seni de üzmüştüm.Dayanamadığımın farkında değilmiş gibi davranma."

"Beni bu şekilde daha çok üzüyorsun ve gördüğün gibi bacağını da kırdın".Ne?! dercesine bir gözümü kapatıp bacağıma vurdum.

 Hissetmiyordum.  

"Benimle dalga mı geçiyorsunuz? Neden ölmeme izin vermedin,aptal."

"Ölmezdin asıl aptal.Kemiklerin kırılırdı ve acıdan fena olurdun.Neyse uğraştırma beni.Uyanmanı bekliyorlar.Şuan ailen seni takmadığı için çok şanslısın diyebilirim."

"Neden?"

"Doktor tımarhaneden bahsediyordu.Onlar da 'Uyanmasını bekleyip ona sorun.Normal hallerinden.Sadece bu sefer abarttı.' dediler."

"Tımarhane?"

"Tımarhane." 

"Kıyafetlerimi getir hemen çıkmalıyız." Berk gitti ve eşyalarımı getirdi.Daha sonra da odadan çıktı.Nefes almakta bile zorlanıyordum.Ayağımı (kırık ayağı) alçı dışında her şeyden kurtardım ve yavaşça doğruldum.Öylesine canım yanıyordu ki gerçekten ölmeyi diledim. 

Derin bir nefes aldım ve üzerimdekileri değişip Berk'e seslendim.Birkaç dakika içerisinde kolumdan tuttu ve beni yardımlarıyla tekerlerkli sandalyeye oturttu.Eşyaları üzerime koyup sandalyeyi sürmeye başladı.Sırt çantam ve küçük bir valiz vardı.Bu valizde muhtemelen eşyalarım olmalıydı.Ne kadar süredir buradaydım ki? 

  Bunları öğrenmenin hiç vakti değil.

Sadece eve gitmek istiyordum,rahatlamak ve uyumak.Servise bindik ve kısa sürede eve vardık.Sırt çantamdan anahtarı çıkarıp Berk'e uzattım.Kapıyı açtı ve içeri girdik.Kimse yoktu."Annem ile babam nerede?"

"Şehir dışına çıkmaları gerekmiş."

"Tam vaktinde."

"Merak etme burada olacağım." Ona bir mektup verdim.

"Aslında gitsen benim için daha iyi olabilir.Bunu da oku lütfen.Kendimle problemlerim var,halletmem gerekli."

"Hayır aptal.Seni bu halde bırakamam.Kendine bir baksana."

"Şuan son ihtiyacım olan şey bu..." Yaklaşıp anlımı öptü."Her zaman ki gibi mükemmelsin.Psikolojik olarak diyorum.Gene bir şey yaparsan?"

"Hayır yapmam.Her ne kadar ölmek istesem de.Ama burada kalırsan rahat edemem."

"Tamam.Değneklerini yarım saate getiririm.Anahtarın ben de kalsın." Kafamı salladım beni yatağıma kadar bıraktı ve gitti.Tekrar yalnız kaldım her zaman ki gibi.Sandığı açtım ve morfin çıkardım.Her canım yandığında bu iyi geliyordu.Ve kesinlikle bağımlı değildim.İhtiyaç meselesi... 

  Damarıma aşıyı saplayıverdim.Gözlerim gittikçe ağırlaşıyordu.Fena halde uykum gelmişti.Yorganı boynuma kadar çektim ve yatağa uzandım.

Dinlendirici bir uykudan sonra kapının kapanma sesiyle uyandım.Yavaşça doğruldum."Berk?!" 

"Benim merak etme." kulaklarımda Berk'in sesi yankılandı.Adımlarının sesini duyabiliyordum.Hızlı ve ayağını sertçe yere vurarak geliyordu.İçeri girdi ve el sallayıp değnekleri bir kenara koydu. 

"Nasılsın bakalım?" Kollarımı gererek esnedim.

"Uyku iyi geliyor." Morfin atıklarını gösterdi."Morfinde mi?" kafamı yastığa gömdüm. 

"Her neyse gidiyorum.Birkaç saate gene gelirim." kafamı salladım."Tamam ama.." bana döndü.

"Şuradan kitabımı uzatmanı rica edecektim.Mor olan." döndü ve kitabı uzattı.El sallayıp gitti.

Kitabın derinliklerine dalmışken kapının çaldığını duydum ve değneklere uzandım.Yavaş adımlarla gidip kapıyı açtım.Kapıda tanımadığım 3 kız vardı.

"Evet?" Sarışın olan konuştu.Elinde çiçek ve çikolata vardı."Rüzgar?Nasılsın?"

"İyiyim de beni istemeye mi geldiniz?Ne bu ilgi?"

"Ya biz senin okuldan arkadaşların hatırlamıyor musun?" Uzun zamandır okula gitmiyordum.Gerçekten.

 "Bilmem.Bayadır gelmiyorum."

"İşte biz de ayağının kırıldığını öğrendik,seni görelim dedik." İyi halt yediniz şimdi evimden uzaklaşın.

"Tamam,içeri geçin." Salondaki koluğa anında yerleştiler.Ben de peşlerinden onları izliyordum.Oturdum.

"Ee okul nasıl?"  yeşil gözlü cevap verdi."İyi yani nasıl olabilir ki?Bir okul nasılsa o da öyle."

"Rüzgar sen anlat.Mesela şuan en büyük hayalin ne?Ben senin yerinde olsam ayağımın düzelmesi olurdu."

"Tam bir hayal kırıklığı olduğum şu dünyada hayal kuramazdım.Kuramam." Bir süre sessizlikten sonra sarışın olan kalktı ve çiçeği bir yere bıraktı.Bir süre daha sohbet ve sonra gittiler.Oturup kitaba devam ettim.Birkaç sayfa okumadan kapı açıldı ve Berk'in "RÜZGAR!"  bağırışı geldi. 

 Sayfanın ucunu kıvırdım ve kafamı kapıya çevirdim.Berk kapıyı açtı."Yolda kızları gördüm de.." kafamı salladım."Senin bir psikopata dönüştüğünü söylediler.Onlar sana hayalinin ne olduğunu sormuşlar ve..." kafamı tekrar salladım. "ŞOK CEVAP ... "Tam bir hayal kırıklığı olduğum şu dünyada hayal kuramam."intihar kaynağısın resmen. "  kafamı sallamaya devam ettim."Biliyor musun? Osuruk böceği gibisin.İnsanları kendinden uzaklaştırmak için tek bir hareketin yeterli."

Kısa bir kahkaha attım."Haklısın.Aynen öyleyim ama ölümcül olmayan bir intihar ve osurmuyorum."

"En büyük farkınız da bu.Bir de senin insan olman var tabii.Ama insanlar böyle düşünmüyor."

"Senin düşünmen yeterli.İnsanlara gerek yok.Ben de senin özel yaratılmış bir uzaylı olduğunu düşünüyorum.Kes sesini."

Elini ağzına koydu ve güldü.Gelip yanıma oturdu."Mükemmel birisin."

"Sen de öylesin.Senin için yaşıyorum."

"Ve şimdi uyku vakti.Hadi şeker kız." Kafamı yatağa gömdüm ve birkaç dakika içerisinde uykuya daldım.Ve Berk'se.. onun ben uyuduktan sonra ne yaptığına dair bir fikrim yok.

U SMİLE ♣ Sezon 1 Siyah veya BeyazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin