Mars a 2 ay kaldı . Yaklaşıyorduk . Her kes uyuyordu . Ben ise yıldızlara bakıp uzun uzun düşüncelere dalıyordum . Mars çok uzakta . Biz niye oraya gidiyoruzki ? Hem ben daha oraya alışacam orayı yaşanacak hale getiricem . Ohooo . Çok uzun iş . Ama olsun ! Bu iş iş için biz görevlendirildik sonuçta . hem o kadar işi tek yapmıyacaktım . Evet artık kendimi daha iyi hissediyorum .
ELİF-Kalkmışsın . Kahve istermisin ?
BEN-Olur isterim .
Jetin mutfak bölümüne gitti . (övünmek gibi olmasın ama jet fazlasıla büyük . ) Bir kaç dakika sonra elinde kahvelerle geldi .
ELİF-Eee . Burda olma kararını nasıl verdin .
BEN-O biraz can alır . Hem uzun hikaye .
ELİF-Benimde seninde zamanın uzun . Anlat dinliyorum .
BEN-Dünya artık sarmadı yaa . Üniversiteyi de bitirince iyice uzayla uğraştım . Mars ı çok merak ettim . Şu Marsta yaşam var haberlerinden sonra iyice merak ettim . Sonra bu başvuru işi falan çıktı ben de başvurdum ve olan bu .
ELİF-Peki niye bizim geldiğimiz otobüs ile gelmedin ?
BEN-Ben öyle bir otobüsün varlığından bile haberim yoktu . Mesaj geldiği gibi uçak bileti alıp Ankara ya gittim . Yani olay bu . Sen nasıl geldin .
ELİF-Benimkide seninkin den farksız . Bir yerden sonra Dünya sarmıyor . Ben de uzayla ilgilendim . Son olduğum yer burası .
BEN-Uzaymı . Yani daha konumunu bilmediğimiz yermi ?
Yaa bir anda bu kadar gıcıklaşmaya ne gerek vardı ki ? Neyse . tam da o sırada
. . . .