-7-

780 57 18
                                    

Eve geldiğimizde saat öğlen 1'e yaklaşıyordu. Gayet yorulmuştum. Bir an önce yatakta oturup sessizce ağlamak istiyordum. Canım sıkkın olduğunda hep yatağa geçer ağlarım. Bazen de aynanın karşısında ağlamamı izleyerek rahatlarım. Bazen ise bir şarkı açarım, hüzünlü bir şarkı. Sonra onu söyleyen sanki benmişim gibi ağlarım. Sözleri resmen yaşarım.
Barış'tan odama girmemesini rica edip kendimi odaya kitledim. Kulaklığımı takıp şarkı listemde gezinmeye başladım. Çok dinlediğim bir şarkı ile başladım. Sezen Aksu- Küçüğüm. Gözlerimi kapattım ve şarkı eşliğiyle tek düşündüğüm kişi Ali oldu. Karnımda doğma olasılığı olmayan bebeğin babası... Ali Tekelioğlu. Diyorum neden yaptı bunu sana? Bir hatam mı oldu?
*Küçüğüm daha çok küçüğüm. Bu yüzden bütün hatalarım.*
Belki de gerçekten bir hata yapmışımdır. Ali'ye hâla deliler gibi aşkla bakıyor muyum bilmem ama ben onu sanırım özlüyorum. Arama sayıları günden güne artıyor, ama kalbim el vermiyor açmaya. Hem açsam ne diyeceğim ki? Hep aynı şeyler. "Neden yaptın bunu bana Ali?" "Ali yeter ama ya!" "Ali senden nefret ediyorum." Ali de Ali! Sanırım kendime yeni bir sayfa açmam gerekiyor. Geçeceğim Ali'nin karşısına her şeyi bir bir anlatacağım. Dış gebe olduğumu, onu deliler gibi özlediğimi söyleyeceğim.
Odanın kapısından direk çıktım ve Televizyona dalmış Barış'a sarıldım. Bunu beklemiyordu ama sonradan karşılık verdi.
Y= beni Ali'nin yanına götürür müsün? Sadece ona gerçeklerden bahsedeceğim. Lütfen!
B= peki tamam mutlu olacaksan neden olmasın? Hadi hazırlan bakalım.
Çocuk gibi mutlu olmuştum. Barış her ne kadar ben mutlu olduğum için mutlu görünse de içten içe parçalandığını biliyordum. Sonuçta sevdiği kişiydim, kim onun yerinde olsa üzülmezdi ki?
Annemin aradığını görünce mutlulukla telefonu açtım.
Y= alooo ana kraliçe özledim seni ya!
O= ben de bir tanem ben de. Gelmişsin göremedim seni ya!
Y= geri geleceğim bugün İzmir'e mutlaka uğrarım.
O= beklerim kuzum beklerim.
Y= Ali hiç eve geldi mi? Beni sormak için?
O= ay bırak o pis herifi. Sana layık değil o canım. Baban anlattı ayrılacakmışsınız. İyi olmuş ona. Yapraksızlık neymiş görsün.
Küçük bir kahkaha attım. Sonra gözlerim Barış'a kaydı. Gözlerini üzerimde, hatta gülüşümde hissediyordum. Neden beni izliyordu? Göz göze geldiğimizde gözlerini utanarak kaçırdı. Tamamen dalmıştım, annemin ne dediklerini anlamayı bırak duymuyordum bile.
O= kızçem orda mısın? Şşş kime diyorum?
Y= ay anne pardon dalmışım ben seni sonra ararım.
O= tamam kuzum hadi hoşçakal dikkat et kendine.
Telefonu kapattım ve çantama geri koydum. Barış utangaçlıktan konuşamıyordu bile.
Y= böyle heykel gibi dikilecek miyiz yoksa gidiyor muyuz?
B= gerçekten çok özür dilerim dalmışım sanırım.Mustafa! Arabayı hazırla İzmir yolcusuyuz bu gün.
Tekrar kendimi tutamayıp sarıldım ona.
Y= ya sen çok tatlısın teşekkür ederim her şey için.
B= ben teşekkür ederim. Bence valizin kalsın akşam geç saatlerde geliriz belki ama döneriz yani.
Arabaya ikimizde arkaya bindik. Sonuçta Barışlar'ın özel şoförleri vardı. Her yere o götüyordu.
Yolculuk boyunca hiç uyumadım, uyuyamadım. Alilerin evinin önüne gelmiştik işte. Hayatımın değişeceği belki de o an. Tabi ki evin anahtarı bende de vardı. Girip ona küçük bir sürpriz yapacaktım. Artık hava yavaş yavaş kararıyordu. Ali genelde erken uyurdu. Uyuyor olabilme ihtimali olduğu için kapıyı yavaşça açtım. Ama gerçekten böyle bir manzara beklemiyordum!
Bade ve Ali! Koltukta dudakları birbirinde, elleri de birbirlerinin boyunlarında. Dedim ne oluyor! O an büyük bir hayal kırıklığı ile karşılaştım. Ben, O uyanmasın diye kapıyı yavaşça açarken, beyfendinin keyfi fazlasıyla yerinde. Ne yaptım! Ben ona ne yaptım! Kapıyı bu sefer çat diye kapattım. Benim eve girişimi farketmemişlerdi bile! Yazıklar olsun gerçekten yazıklar olsun!
Ağlayarak arabanın arka kapısını açtım ve sertçe arabaya bindim.
B= yaprak ne oldu?
Y= Gidelim lütfen evde anlatırım. Bir an önce uzaklaşmak istiyorum ondan, evinden, hem de herşeyinden! Lütfen hemen geri dönelim İstanbul'a! 
B= geçecek sakin ol
Bu sefer sarılan o oldu. Başımı rahatlıkla omzuna gömdüm ve hıçkırıklarıma devam ettim.
Y= bir an önce uyumak istiyorum. Ya da uyanmak mı istesem bu kötü kabustan?
B= üzgünüm ama bu kabus değil. Seni her ne üzdüyse bilmem ama her şey düzelecek söz. Barış Ozansoy sözü.
Başımı onun kucağına koyup gözlerimi kapattım. Bundan bir kaç saat sonra yavaş yavaş ayılıyordum ama gözümü açmadım. Sözlerini dinledim.  Bana fısıldayarak bir şeyler söylüyordu, bir andan da yüzüme gelen açık saçlarımı kulağımın arkasına alıyordu.
B= milyonlarca kez kahrolsun seni üzen bu insanlar. Senin o cennet kadar güzel gülüşünü solduran o insanlara diyecek lafım yok. Onlar dünyanın en iğrenç insanları. En başta Ali. Seni neden ağlattı bilmem ama düzelteceğim herşeyi. Belki bir Ali olmam senin için ama çabalayacağım. Seni ve o güzel yüzüne aşığım Amazon. Bunu ne zaman anlarsın bilmem ama ben ömrümün sonuna kadar beklerim seni. Sen yeter ki gel.

Bu rüya mıydı bilmiyorum ama eşer rüya ise de hiç uyanmak istemiyorum bu rüyadan. Kahretsin ki Sanırım ben de sana aşığım Barış! "Allah'ım yalvarıyorum eğer bu bir rüya ise hiç uyanmayayım bu derin uykudan. Eğer rüya değilse de bir an önce uyanayım ve onun kokusuna geri döneyim. Çünkü ben hep o kokmak istiyorum."

Benim fen yazılım var yarın ne işim var benim burda ya? Ama pişman mıyım!? DEĞİLİM! Yine sınav olsa sınava sınavda çalışırım!

Bölüm için söyleyeceklerim yine belli.
OLMASINI İSTEDİĞİNİZ BİR ŞEY VARSA YAZABİLİRSİNİZ 🌻

YapBar || Dönme Dolap 🎡Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin