"Hayır baba bunu yapamazsın" tamam,sesim biraz yüksek çıkmıştı ama haklıydım.
"Sana seçenek sunmuyorum Duru".
Bunu demesiyle irkildim. Bunu yapmak zorundaydım. Babam sinirle odadan çıktı. Olanlara inanmıyorum. Bir deneyde kullanılacaktım ve bunun sonucu istenildiği gibi çıkmayabilirdi de. Üstelik babam bana sormadan bu deneyde olmamı istiyordu. Hatta istemekle kalmayıp uyguluyordu. İntihar edebilirdim de. Evet evet belki kurtulmanın yolu buydu. Aslında daha çok deneyden değil babamdan kurtulurdum ben. İki kişinin -ki bunlar ürkütücü beyaz kıyafetlerin içindeydi- odaya dalmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım. Birisi diğerine ;
"Sen kızı al,ben enjektörü yapayım" dedi.
Diğerinin üzerime gelmesiyle panik oldum. "Siz kimsiniz,beni nereye götürüyorsunuz ?" dedim.
"Bana direnmeye kalkma,yürü" dedi.
Bunu demesi pek bi şey değiştirmedi. Elimden geldiği kadar çırpındım. Bi faydası olmadı tabi. Sonunda kendimi bulduğum yer labaratuvar oldu.Babamın bunu neden yaptığını çok iyi biliyordum.Annem beni doğururken ölmüştü ve babam beni suçluyordu.Bu yüzden beni bu aptal deneye sokmuştu.Ve benim başka çarem yoktu,belki de amacım olmadığından bunu yapıyordum,bilmiyordum işte.Şu zamana kadar hiçbir istediğim olmamıştı ki.Adam beni büyük beyaz bir koltuğa oturttu.İlaç etkisini çoktan göstermeye başlamıştı.Ve gözlerim kapanırken aklımda tek bir şey vardı.Babam benden nefret ediyordu...
Uyandığımda koltuğun üzerindeydim.Başım çatlıyordu.Odada kimse yoktu,ayağa kalktım ve kapıya yöneldim.İçimden lütfen kilitli olmasın diye geçiriyordum ancak hayal kırıklığına uğradım.Yapacak bir şeyim yoktu,beklemek zorundaydım her zaman ki gibi.Aradan yaklaşık iki dakika geçtikten sonra aynı adamlar içeri girdiler.Birisi;
"Kalk!" dedi.Denileni yapmak zorunda olduğum için kalktım ve beni yönlendirmelerine izin verdim.Uzun bir koridordan geçtik ve hücre gibi bir yere geldik.Babamın aklından neler geçiyor bilmiyordum,tahmin dahi edemiyordum.Odada bir yatak ve bir masa vardı.Uyumuş olmama rağmen ilacın etkisiyle uyuşmuş durumdaydım bu yüzden yatmaya karar verdim ve yatağa uzandım.Uyandığımda saat akşamın dokuzuydu ve ben hala uyuşmuş durumdaydım.Tuvaletim gelmişti ve bir şeyler yemeliydim.Bu yüzden kapıya doğru seslendim;
"Orada kimse var mı?" Kapının arkasından sesler geldi ve kapı açıldı.
"Al yemeğini."Burdaki herkes bana düşmandı,harika.
"Lavaboya gitmem gerekiyor"
"Yemeğini yedikten sonra seslen" dedi ve gitti.Yemeğimi çabucak yedim ve tekrar seslendim.
"Bitti." Kapı açıldı ve kolumdan tuttuğu gibi dışarı sürükledi.Hiçbir şey söylemedim ve kendimi lavaboya attım.İşim bittiğinde adamın kapıda olmadığını gördüm ve geldiğimiz koridorun tam tersine yol almaya başladım.O tarafı bilmiyordum ve çok merak etmiştim.Belki de beni kurtaracak bir şeyler vardı o odada. Odaya girdiğimde gözlerim açıldı ve uyuşmuş halimden tamamen kurtuldum. Büyük bir fanus içine alınmış ve henüz gelişmemiş bir sürü organizma vardı.
"Bunlar kullanılmış ama sonuç vermemiş deneyler."
Sesin sahibini görebilmek için hızla arkama döndüm. Önlüklü bir adamdı, ellili yaşlarında görünüyordu ve diğerleri kadar ürkütücü değildi. Ağzımdan çıkan tek şey
"Ne?" oldu.
"Sende onlardan biri olabilirsin Duru"dedi. Tam ağzımı açmış bir şey diycektim ki
"Ama sana güveniyoruz."dedi.
"Güveniyoruz ?".
"Baban ve ben tabi ki".
"Babam benden nefret ediyor."
"Hayır, sendeki o potansiyeli gördüğü için seni bu deneyle test ediyor."
"Yanılıyorsunuz,bu deney çöpten başka bi şey değil".
"Görecez".
Ne tek söylediği 'görecez' mi oluyor yani? O da babam gibi. Aynısı. Az önce beni alan adamın odaya gelmesi hem düşüncelerimi hem de babamın kopyasına olan keskin bakışlarımı böldü.
"Efendim,izninizle onu tekrar uyutalım" dedi. Baba kopyası ;
"Hayır, hazırlayın işleme başlıyoruz" dedi yüzüme bakıp sırıtarak. Lanet olsun. Onu ve deneyini hafife almama sinirlenmişti. Ürkütücü- ki ben ona bu ismi takmıştım- ;
"Efendim,işinize karışmak istemem ama, deney için doğru saat değil yanlış sonuç verebilir" dedi.
"Hep vermiyor mu zaten".
Bu adamı boğmamak için sebep aradım,bulamadım. Beni bile bile ölüme itiyor manyak. Aslında baş manyak babam hepsi onun yüzünden. Ürkütücünün sürüklemesiyle labavatuara tekrar döndüm. Beni koltuğa oturttu ve bileklerimi koltuk demirlerine bağladı. Çırpındım mı? Sonucu hepimiz biliyoruz sanırım. Babamla birlikte kopyası labavatuara daldı. Tam babamında burda olmasına sinirlenecekken yanıma gelip ;
"Bunu atlatacağız ,tatlım" dedi ve elimi tuttu.
Elimi hızla çektim ve gözlerimi yumdum. İlk defa,bir kez olsun pes ediyordum.
Uyanmam epey uzun sürmüş olmalı çünkü uyandığımda geceyarısını çoktan geçmişti. Gözlerimi kırpıştırdım. Odada kimse yoktu. Yavaşça doğrulduğumda bunun doğru olmadığını gördüm. Babam ve doktor olarak tanımlayabileceğim biri köşede oturmuş endişeyle bana bakıyorlardı. Babam uyandığımı görünce doğruldu yanıma gelip ;
"Duru, sen iyi misin ?" dedi.
"Bilmiyorum" dedim. Normalde böyle cevap vermezdim. En azından hissettiğim şeyi söylerdim. Babam sorunca farkettim de gerçekten nasıl hissediyorum ben? Aman Tanrım ! Bu sorunun bende cevabı yok! HİSSETMİYORUM! Hissetmem gerekirdi. Normalde.NORMALDEE.... Ama ben artık normal değildim ki. Çok dalmış olmalıyım ki babam
"Duru ?" diye beni sarstı.
"İi-iyiyim..." dedim ve bu koca bir yalandı. Doktor yanıma gelip;
"Duru, yalan söyleme bu önemli"dedi.
"Hissetmiyorum ki"dedim. Sonunda söylemiştim. Doktorla babam 'korktuğumuz başımıza geldi' der gibi bakıştılar. Doktor bana dönüp;
"Test daha bitmedi,güncel hayata girmen gerek , seni özel bir okula göndereceğiz orda her normal öğrenci gibi günlük ders alacaksın" dedi.
"İyi de ben 'normal' değilim ki" dedim ve haklıydım da.
Doktor ofladı ve yanındakilere
"Kızı hazırlayın,yola artık çıkması gerek " dedi ve odadan çıktı. Babam da
"Başaracağız , bitanem" dedi ve odadan çıktı. Odaya gelen ekip beni hazırlamaya başladı. Uçakla gidecekmişim. Şuuu şu sokakta olmalıymışım falan... Dinlemedim. Ve artık hazır olduğumda gideceğim için heyecanlanamıyordum bile.....
"Baba,bunu yaparken aklında ne vardı ?" dedim uçakta giderken. Bana dönüp ;
"Sadece bunu yapmam gerektiği" .
"Annem beni doğrurken öldüğü için benden nefret ediyorsun ve deneyle bunu gösterdin".
"Hayır, Duru bu çok başka bi şey".
"Haklısın,ben aşık olmak nedir bilmem,hiç aşık olmadım ve öyle görünüyorki bundan sonra da olmam imkansız".
"Böyle düşünme".
"Neden? Bence söylediğim çok doğru ve arkasında duruyorum". Bunu sakince söylemiştim. Ben eski ben olsaydım bu tartışma öfke ve nefretle sonlanırdı. Ama hiçbir şey hissetmiyordum tabi. Bu babamın da işine geliyordur eminim. Gözlerimi yumdum ve uçağın yeni hayatıma doğru yol almasına izin verdim.
Arkadaşlar, baştan söyleyeyim dedim Duru'nun hisleri deney yüzünden yok olmuş... Ve bu benim ilk hikayem yorumlarınızı bekliyorum...
Arkadaşlar bir de oyuncuları nasıl yazcam? Söylerseniz çok sevinirim...
Radioactivebutterfly :-) ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENEY
Teen Fictionİnsan... Hissedebilen varlık. Bana göre bu böyle değil. Ben hissetmiyorum. İnsanlar yanımdan geçiyor ama onlara karşı hiçbir şey hissetmiyorum. Öyle ki bana bunu yapanlara nefret dahi hissedemiyorum. Benden duygularımı çaldılar. Böyle daha ne kadar...