Yepyeni bir bölümle karşınızdayım... Bu bölümü kankam ve Arrow yoldaşım Melisa'ya adıyorum.. İyi okumalar...
Sevgi'yi sınıfta bulma umuduyla sınıfa yöneldim ve arkamdan bana seslenen sert bi sesle dondum;
"Sevgi,sınıfta değil!".....
----------------------------------------------------------------------------
Yavaşça arkamı döndüğümde okula geldiğim gün Sevgi'nin bana gösterip 'bu çocuğa bayılıyorum' dediği çocuktu bu. Ona;
"Sen kimsin?" dedim.
"Sevgi'nin eski bir arkadaşı".
"Sevgi'nin sınıfta olmadığını nerden biliyorsun?".
"Çünkü az önce onunla yiyiştim ve koşturarak eve gitti".
"Ne?".
"Beni duydun".
"Sen iğrenç bir yalancısın" dedim ve hızlı adımlarla sınıfa girdim. Çocuk da arkamdan geldi ve sınıf kapısını sertçe kapattı. Salak!! Seni sınıfta sıkıştırmıştı. Haylazca gülümseyip,gözlerimin içine bakarak;
"Belki seninle de ufak bir alıştırma yapabiliriz" dedi.
"Uzak dur benden". Umursamamıştı. Gittikçe yaklaşıyordu. Tek eliyle saçımın bir tutamını alıp kulağımın arkasına koydu ve ;
"Çok hoş kokuyorsun" dedi. Bana sulanıyordu. Geri çekilip;
"Gerizekalı" dedim. Ani bir refleksle saçımdan sertçe tutup beni duvara yapıştırdı ve;
"İstediğimi alırım" dedi. Onu sertçe itmeye çalışıyordum ama tüm ağırlığını üstüme veriyordu. Nefesi yüzümdeydi ve dudaklarıma çok yakındı. Tam o sırada kapı sertçe açıldı ve içeri Emre girdi. Kaşlarını çattı ve sinirle adını dahi bilmediğim sapığa bir yumruk geçirdi. Onu yere yatırdı ve boynunu sıkarak;
"Duman, sen ne bok yediğini sanıyosun?" dedi. Sonra adının Duman olduğunu öğrendiğim çocuğu sertçe bıraktı ve bana bakıp ;
"Arabama bin, seni ben bırakacam" dedi.
"Hayır".
"Sana seçenek sunmuyorum, Duru". Bunu ilk kez duymuyorum. Aynı sözleri zamanında babamdan da duymuştum ve sonucu hiç iyi olmamıştı. Emre'ye bakış attıktan sonra koridara çıktım ve bahçeye açılan ikinci kapıdan otoparka ulaştım. Emre'nin arabasını buldum ve yanına çömelip başımı ellerimin arasına alıp Emre'yi beklemeye başladım. Yaklaşık beş on dakika sonra sinirle yanıma geldi ve;
"Gidelim".
"Tamam". Ayağa kalktım ve arabanın çevresini dolaşıp Emre'nin yanına oturdum. Emre bindikten bir süre sonra bana baktı ve;
"Duman sana bir şey yaptı mı?".
"Hayır".
"İyisin yani?".
"Evet".
"İyiysen neden kısa cevap veriyorsun?" dedi. Böyle bir olayın içindeyken bile bana takılıyordu.
"Bana baksana sen, dünya sadece senin üzerinde dönüyomuş gibi davranmayı kes, Dünya bir yuvarlaktır ve hepimiz merkeze eşit uzaklıktayız." Bunları söyledikten sonra müziği son ses açtım. Sesini duymak istemiyordum. Emre'nin bana sanki zombiymişim gibi gözlerini pörtletip baktığını görüyordum. Bana;
"Wawww, geometriyle mi beni aşağılıyorsun?".
"Evet".
"Tamam, buzlar kraliçesi öyle olsun" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENEY
Teen Fictionİnsan... Hissedebilen varlık. Bana göre bu böyle değil. Ben hissetmiyorum. İnsanlar yanımdan geçiyor ama onlara karşı hiçbir şey hissetmiyorum. Öyle ki bana bunu yapanlara nefret dahi hissedemiyorum. Benden duygularımı çaldılar. Böyle daha ne kadar...