Bir Yokmuş Bir Varmış

308 10 1
                                    

Hikayeye girişleri hiç becerememişimdir. Bu kelimeyi bile yazarken acaba okuyabildiler mi diye endişe ediyorum o derece. Aslında bu hikaye değil. Masal hiç değil.  Bu satırların  hayalinizde canlandırdığı şeyden ibaret. Kitap. Book. Sayfalı olandan.  Ama asıl önemli olan bu satırların gerçek olması. Bu satırlarda hayal ettiğiniz ben değilim. Üçüncü şahıs değil.  Sizsiniz.  Kitap kendinizi onun yerine koyarak okunmalı. Ve sizin maceranız burada başlıyor. 

O değil de az önce giriş yaptım. Vay be benim Begümüme. Neyse istifimi bozmuyorum hemen başlıyorum.

  Bugün günlerden ne acaba ? Ya da aylardan ne ? Mayıs'tı sanırım. Ya da Haziran'ın başları falan. İnsan bazı şeyleri bilmek istemez. Ve ona göre davranır.  Ben zamanı bilmek istemiyorum. Zamanın sadece durmasını istiyorum.  Devam etmesini değil de eski anıların tekrar canlanmasını istiyorum. Sizi eskiden çok istediğiniz bir yere götüren arkadaşınız.. Sevdiğiniz kişinin sizi öpmesi.. Ailenizle geçirdiğiniz her dakikayı ve bireylerden birinin o yaptığı soğuk espri.. İnsan hatırlayınca duygusallaşıyor.

Bana göre insanlar ikiye ayrılır:

"Yeniden yaşarız canım ne olacak" diyenler ,

"Ya bir daha yaşayamazsak" diyenler.

İnsan bu kadar rahat veya bu kadar karamsar olmamalı. Eğer ipi gevşek bırakırsanız kaçar gider. Ama eğer fazla sıkarsanız boğulur. Bunun dozunu ayarlayabilenler genellikle mutlu olmuştur. Biliyorsunuz , kimse mutlu olmuyor,olamıyor. O zaman insan bu dozu hiç ayarlayamamış demektir.

***

Her günkü gibi bugün de aynı dün gibi. Tek bir değişiklik var. O da yaz tatilinin başlangıcı.  İzmir'e gidiyoruz bir hafta sonra.  Hiç gitmek istemiyorum.  İstanbul'da beni tutan şeyler var. Siz de biliyorsunuz bunun ne (kim) olduğunu. 

Hayatın yaşanmışlıklarını bir kenara atmamak gerekir. Yoksa geçmişini ve kendini unutabilirsin. Sürekli canlandıran insanlardanım ben.  Biliyorum bu da çok iyi bir  şey sayılmaz ama elimde değil.  Tam bir gelecek zaman düşmanıyım. 10 dakika öncesini bile özlüyorum. Ama yaşadığım şeyleri değil.  Yaşadığım şeylerin kaybolma ihtimali beni korkutuyor.  Güzel anıların aklımda hep kalmasını ve arada sırada tekrarlanmasını ; kötü anıların hafızamdan silinmesini ve bir daha karşıma çıkmamasını istiyorum. Ama hayat bu cicim.

"Böyle şeyler yalnızca romanlarda olur." Cüneyt Arkın

Bu yüzden on dakika öncesini bile özlüyorum.

Size zamandan daha çok neyi özlediğimi söyleyeyim.  Onu. Bizi.

***Yaz Tatili Öncesi***

-Seni seviyorum.

Beynimde yankılanan onun sesi değildi. Benin sesimdi. Ağzımdan kaçtı.  Sadece ağzımdan kaçtı. Bunu hayatımın bitişi olarak ilan etmiyorum.  Bence her şey bundan sonra başlayacak.

Durakladı. Acaba seviyorum mu diyecekti ? Dese de demese de bir şey farketmeyecekti gerçi.  O sözü söyledikten sonra içim rahatladı.  Bundan sonrası benim için önemli değil.  Ama yine de onun söyleyeceği şeyin hayatımı değiştirebileceğini hatırladığımda; durgunlaşıp cevabını bekliyorum.

-Ben seni sevmiyorum Begüm.  Bu senin için zor ama benim için daha zor. Fazla giriş veya sonuç yapmayı beceremiyorum.  Ben arkadaşın Ilayda'ya aşığım.  Biliyorum sana yakınlaşmam yanlıştı.  Yanlış anlaşıldım. Ama Ilayda'yı kıskandırmak içindi.  Seni kullandım. Çok Üzgünüm.  Özür dilerim.

Her biri beynimde aynı anda yankılandı. Sesler birbirine girdi. Konuşamıyordum. Hiçbir şey duyamıyordum. Sövmek ve tokat atmak istiyordum ama hareket edemiyordum. Benim için bu kadar önemli miydi?

Önceden "Aşk meşk yalan siz gidin süt için" diyen kız şu an açıldı ve reddedilince şoka uğradı. Bu şok yalnızca bu kelimelerin ağzımdan dökülmesine izin verdi:

"Canın cehenneme."

Çantamı ne ara alıp sınıftan çıktığımı hatırlamıyorum. Kendime geldiğimde öylece yürüdüğümü farkettim. Bu beni başka bir kişi yaptı.  Bundan sonra değişecektim. Artık kimse beni kullanamayacaktı.

&&&Şimdi&&&

Tatil benim için iyi olabilirdi ama yine de ona bir ders vermek istiyordum. Anneme ateşle karşılık verip konuşmaya başladım;

"Anne ne olur ben burda rahatım bilgisayarım var herşeyim var yemekler dolusunca var olmazsa sipariş ederim zaten  telefondan haberleşiriz neden böyle yapıyorsun lütfen.."

"O ibne için kalmak istiyorsun değil mi? "

Annem biliyordu zaten sakin olun. Ama önemli olan annemin ilk küfür edişi.. Vay be benim anneme.

"Biliyorum ona ders vermeye çalışıyorsun. Normalde izin verirdim ama biliyorum burda rahat durmayacaksın. Olmaz Begüm. Birlikte gidiyoruz."

Sözcüklerim tükenmişti. Annem laf yarışında hep beni yenerdi zaten.

"Peki anne."

Doğru söze ne denir?

Sanırım elimden gelen tek şey bavulumu hazırlamak.

ProblemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin