"Sonu Gelmeyen Cenaze Töreni."

54 1 0
                                    

"Hayır." dedim soğukkanlılıkla. Istemiyordum. Babamın yanına gitmeyi gerçekten istemiyordum. Hayır,  babamla hiçbir alakası yok ama annemi bırakmak istemiyordum.

"Yeşim,  bende seni bırakmak istemiyorum bebeğim ama Ankara'ya babanın yanına gitmen senin için en iyisi,  inan bana." annemin sözlerini dinlemek bile istemiyordum. Çünkü haklı olduğunu düşünüyordu.

"Tamam." Dedim. Gözlerimi yerden ayirmayarak.

"Tamam, gideceğim anne. Istedigin gibi olsun."

Işte böyleydi Ankara'ya geliş hikayem. Annemle babam ben küçükken ayrılmışlar. Annemle izmirde yaşıyordum. Aslında orayı da hic sevmiyorum. Kötü anılar. Annemin beni buraya yollamasının sebebi, eski erkek arkadaşı. Eski... Bunu demek bile kötü hissettiriyor.

Oğulcan benim 3 aydır çıktığım biriydi.

Çok seviyordum ama beni arayıp ayrılmak istediğini söylediğinde tüm dünyamı başıma yıktı. Ertesi gün okula bir kızla el ele gelmesi, yıkılan dünyamda daha fazla neyi yerle bir edebilirdi ki? Veya o kızla 1 aydır konuşuyor olmaları? Arkadaşlarım nasıl intihar etmediğime şaşırıyorlardı. Aslında bende şaşırıyordum. Ama, o çocuğa haddini bildirmem gerekirdi. Plan yapmaya bile başlamıştım ama Ankaraya gelmek, tüm planlarımı suya atmış oldu.

Yeni bir hayat gibi klişe bir laf kullanmayacağım. Çünkü benim hayatım boktan. Çünkü benim hayatım sonu gelmeyen cenaze töreni gibi.

"Umut Her Zaman Vardır. "Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin