MZ/4

17 4 3
                                    

-Seni uyuttuğum ve bilinç altıma çektiğim doğru ama seni uyandırmadım. Sadece seni uyandırdığıma inandırdım Florya. Haklısın rüyadayız dedi ve bebekle birlikte camdan atladı...

İleride kırmızı mavi ışıklar yanıp sönüyordu. Polisler tarama yapıyor olmalıydı. Hemen bir çözüm bulmazsam bir çanta mavi zambak, bir adet sızmış kadın ve yeni doğmuş bir bebekle yakayı kaptıracaktım. Bu halde yakalanmam demek sözlükte felaketle eş değerdi. Taksi şöförü yola girmeden seslendim.
- Hey durdur arabayı inmem gerekiyor.
-Ama gitmek istediğiniz yere henüz varmadık hem bayan hala ayılmadı.
-Siz bayanı götürün. Bir arkadaşına haber verdim gelip onu alacak. Şuan inmem gerek.

"Pekala" dedi ve aracı durdurdu. Ah şu her şeye burnunu sokan aptal insanlar...

Vay canına mavi zambaklar ve bebek bagajdaydı ve eğer aptal F. onlarla yakalanırsa kesinlikle öterdi. Öte yandan bagajı açıp çantayı alırsam taksici şüphelenebilirdi. Çünkü çantayı F. yerleştirmişti. Bu bir kumardı. Ama araba aranırken asla orada bulunmayacaktım. Oysa F. in arkasından gelmemin tek sebebi buydu. Bu aptal kadın bebeği polise teslim edecekti ve boom. Bebeğin muayenelerinde mavi zambağa anne karnında maruz kaldığı ortaya çıkacaktı. Bu sözlükte felaketin ikinci adıydı. Birincisini de zaten biliyorsunuz. Her türlü aynı kapıya çıkıyordu kısacası. Ama şuan aracı terk edersem yurt dışına kaçabilirdim. F. in ise şansı yaver giderse yakalanmazdı. Böylece gidip tekrar bebeği ondan alabilirdim. İşte şimdi şeytan yanımızda olmalıydı.

İnmeden önce F.i bir kaç kez tokatlayıp sarstım. Ama pek işlemiş gibi görünmüyordu. Rasta peruğu kaymasına rağmen iyi görünüyordu ama hep söylediğim gibi aptaldı.

Araçtan indim. Ve hızlıca yolun karşısına geçtim. Arabalar yoğun bir gürültüyle geçiyor beynimin içinde yankılanıyorlardı. Bu şeyi vücuttan atmak öyle zor ki..
Cebimden sigaramı çıkardım ve ateşe verdim. Aynı cebimden telefonu çıkartıp Sam'i aradım.
-Hey Sam. Her ne yapıyorsan bırak ve atacağım konuma gelip beni al.
-Yine başına ne gelmiş olabilir T.
-Aptal çeneni kapa ve gel.

Konumu attıktan sonra sigaramdan bir nefes daha çekip onu yere fırlattım ve ayağımla ezdim. Daha sonra Sam'in geleceği yere doğru ilerlemeye başladım.
Aptal rüzgar şapkamı düşürüyordu...

****

BEYAZ ZAMBAKLAR


Rusyanın soğuk ve keskin havası yüzümü yırtıyordu. Ama bu duruma alışmıştım. Soğuk beni diri tutuyordu. Yaşadığımı hissediyordum. Rüya görmediğime beni ikna edebilen tek şeydi. Belki de henüz beynim soğuk havayı taklit etmeyi öğrenememişti ama elbet öğrenecekti.
Beyaz zambağın etkisi bu buz gibi havayla azalmıştı hatta geçmişti bile diyebilirim. Onunla okula başladığım ilk yıl tanıştım. İkinci dönemin ilk haftasıydı. Ara tatilde annemi ve kız kardeşimi bir trafik kazasında kaybetmiştim. Her şey, her şey b*k gibiydi. Kendimi b*k gibi hissediyordum. O gece, bir banka oturmuş intihar etmek için fikirler tasarlıyordum. Bu dünyadan havalı bir şekilde gitmeliydim kesinlikle. Ah ne aptallık...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Mavi zambaklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin