Rougir ⊰ JenMin

♤ Le Lien Entre Nous Est Très Fort ♤

♤ Aramızdaki Bağlantı Çok Güçlü ♤

╎Jendeuk:

Dün yaşananlardan sonra eve erken gelmiş ve ne yapacağımı düşünmüştüm. Maske? Muhakkak çıkartırdı? Okula gitme- Annem ağıma sıçar. Bol fondoten? Makyaj yapmıyorum.

Hadi ama! Gerçekten bunu yapacak mıydım? Neden onu durdurmuştum ki? Kızarık dediğinde neyim eksiliyordu sanki? Kızarıyordum zaten neyini inkar ediyordum!?

Bayan Kim: Jen? Kızım hadi! Okula geç kalacaksın!
Jennie: Tamam anne!

Çantamı sırtıma atıp odamdan çıktım. Annemi yanağından öptükten sonra evden çıkmış ve çokta uzağımızda olmayan okula doğru yürümeye başlamıştım.

♅

Jimin: Jennie?
Jennie: Efendim?

Dolabımın kapağını kapatıp sahte bir şekilde gülümsedim. O da yanımdaki dolaba yaslanmış kollarını göğsünde birleştirmişti.

Jimin: Bundan sonra yanında ben oturuyorum, söyleyeyim dedim.
Jennie: İyi, ne deyim?
Jimin: Eğer kızarırsan derste de öperim haberin olsun.

Kan yanağıma toplanırken yüzümü saklamaya çalıştım. Bunu yapmazdı değil mi? Öğretmenin karşısında öpmezdi herhalde...
Öper Miydi?

Jennie: Şaka yapma Jiminnie... Hem ben belki vazgeç-

Sözümü kesen şey konuşurken aralık dudağımın arasına giren dolgun dudaklar olmuştu. Gözlerim yerinden çıkacakken Jimin benden ayrılmış ve gülümsemişti.

Jimin: Hala kızarıksın... Tekrar mı öpme-
Jennie: Yah! Park Jimin sen bittin! 

Olduğu yerde beklerken göğsüne yumruklar atıyordum. Zil çaldığında kafamı kaldırıp Jimin'e baktım, gülerek bana bakıyordu.

Jimin: Hadi derse girelim güzelim.
Jennie: N-ne?

Gülüp tekrar dudağıma küçük bir öpücük kondurmuş kolumdan tutup beni sınıfa çekmişti.

〆

Çantamı sırtıma atarken sinirle konuştum.

Jennie: Jimin? Bunu yapmak zorunda mıydın?
Jimin: Neyi?
Jennie: Tarih hocasına 'Hocam biz Jennie ile grup proje ödevi yapmak istiyoruz.' diyende bendim zaten dimi Jimin? Sen manyak mısın? 

Güldüğünde sinirle derin bir nefes aldım ve sessizce bir kaç küfür mırıldandım.

Jimin: Bugün seni kaç kere öptüm?
Jennie: 7 kere.
Jimin: Bakıyorum hoşuna gitmiş, saymalar falan?
Jennie: Ne a-alakası var y-ya? O şeyden oldu, şeyden var şey.

Dediğimde ona uzak olan bedenimi kendine çekti. Gözlerimi hazırlıklı bir şekilde kapatırken nefesini yüzümde hissetmiştim. Gözlerimi yavaşça aralarken bir kaç şey mırıldanmıştı ama bu yakınlıktan dolayı kulaklarım sağır olmuş, duyamamıştım.

Burnuma dudaklarını bastırıp geri çekti ve ellerini belime koyup sırtımı gövdesine yasladı. Ne yapacağımı şaşırırken konuşmuştu. "Böyle gidelim biraz." Kafamı uslu bir kedi gibi sallayıp o şekilde yavaş yavaş ilerledik.

Karnımın üstünde buluşan elleri sıkılaşmış, dudaklarını kafama bastırmıştı. Beynimi kontrol edemiyordum. Ne deniyordu buna?

Sarhoş olmuştum.

☾

Zili çaldığımızda annem kapıyı açmıştı.

Bayan Kim: Hoşgeldiniz...

Annem Jimin'i tanıyordu. Hem annesiyle arkadaştı hemde başka bir ödev için önceden eve gelmişti. Jimin ile hızlıca odama geçtiğimizde o kendini yatağıma atmıştı. Bende çalışma masamdaki laptopu fişe takmış açılmasını bekliyordum.

Dolaptan küçük bir defter çıkardıktan sonra ödevin konusu hakkında bir kaç başlık araştırdım. Her başlığın altına koyulmuş maddelerden bir kaçını almış deftere yazmıştım.

Jimin: Jennie ne yaptığını sorabilir miyim?
Jennie: Ödevi yapıyorum işte Jimin.
Yazmaya devam ettim.

Yatağımdan kalkıp kenarda duran sandalyeyi alarak yanıma geldi.

Jimin: Bu bir grup ödevi Jennie, beraber yapmalıyız...
Jennie: Bundan önceki grup ödevimiz de yatmıştın yanlış hatırlamıyorsam?

Tekrar laptoptan kağıda yazmam gerekenleri yazarken yanımda duran Jimin beni biraz zorluyordu. Özellikle ona bakmıyordum çünkü bakarsam kızaracaktım ve öpülmek istemiyordum.

Jimin: Jennie?
Jennie: Efendim Jimin?
Jimin: Canın sıkılmadı mı? Konuşalım biraz.
Jennie: Sen konuş ben dinliyorum.

Ortam yine sessiz kaldığına yazdığım sayfaları tek tek kopartıp kenarda duran boş dosyaya yerleştirdim. Bittiğini söylemek için sevinçle Jimin'e döndüğümde duraksamıştım. Yumruk yaptığı elini kafasının altına koymuş, uyuyordu.

Ayağa kalkıp kendi yastığımı aldım ve masaya tekrar yaklaştım. Kolunu yavaşça çekerken kafasını yastığa koydum. Saate baktığımda ağzım bir karış açık kalmıştı.

22.34

Jimin annesine söylemiş miydi acaba? Telefonumdan hızlıca Bayan Park'a Jimin'in burada kalıp kalamayacağını sordum. Bir süre düşünmüş sonra da olur demişti.

Jimin: Jennie?

Kafasını yastığımdan kaldırmış etrafa kısık gözleri ile bakan Jimin'e döndüm. "Efendim?" şeklinde bir cevap verdikten sonra saate bakmış olmalı ki gözleri kocaman bir hal aldı.

Jennie: Bu gece buradasın, annene sordum.
Jimin: Teşekkür ederim.
Jennie: Önemli değil.

Jimin'e verdiğim yastığı tekrar alıp yatağıma koydum. Yorganı açtıktan sonra konuştum.

Jennie: Geç.
Jimin: Beraber mi yatacağız?
Jennie: Aynen Jimin beraber yatacağız(!). Gerizekalı! Yer yatağı yapmaya üşeniyorum sen burada yat ben annemle yatacağım.

Kafasını sallayıp yatağa geçti. Üstüne yorganı örttükten sonra mırıldandım.

Jennie: İyi geceler Jiminnie~
Jimin: İyi geceler öpücüğüm?
Jennie: Jimin şu durumda bi-

Kolumu tutup kendine çekmiş kısa bir öpücük bırakmıştı yine dudaklarıma. Sinirle yerimde tepinirken çıldırıyordum.

Jennie: Aish! Gerçekten! Şaka Gibi! Park Jimin sen bittin!

Jimin kahkaha atmaya başladığında daha çok sinirlenmiş çıldırma derecem artmıştı. Jimin'in üstüne yürürken ayağım komodine takılmış yatağa düşmüştüm. Jimin bu anı bekliyormuşcasına belimden tutup beni yanına çekerken gözlerim korkuyla kapanmıştı.

Bir süre sonra sıkıca yumduğum gözlerimi açmış Jimin'e bakmıştım.

Jimin: İyi geceler...
Diyerek burnumun ucuna dudaklarını narince değdirmişti.

İşe o an odada bir ses yankılandı.

Bayan Kim: Jennie?

-W_Rosie
Neler yapıyorsunuz? Şimdi diyeceksiniz ki bir insan birini nasıl böyle öpebilir? Hemen açıklıyorum: Jennie çok fazla utanan, duraksayan birisi ve ani şeylere tepki veremiyor. Jimin'de bundan yararlanıp öpüyor kızcağızı. Birde bunun bir kurgu olması ile her şey daha kolay, nedense Jimin'in partlarını yazarken yüzümde bir piç smile oluyor... Herneyseee:
Buradan Meleğim'i öpüyorum... 
Sizi Seviyorum Red's!