Birbirleriyle çokça karıştırılan cadılık ve Wicca kavramları içerikleri bakımından oldukça farklıdır.
En temel farklılıkları; cadılık bir inanç sistemi değilken Wiccalık'ın ise bir din olmasıdır. Wiccanlık cadılıktan çok sonraları var olmuş olan bir inanç sistemi olup cadılık kökenli olduğundan ötürü onun bir alt dalıdır. Wicca kavramı, cadılıktan çok daha yeni, modern bir kavramdır. Bu kavram 1954 senesinde Gardner tarafından ileri sürülmüş, onun öğretileri bir din haline getirilmiştir.
Cadılık ve Wiccalık'ın her ikisi de Paganizm'deki gibi doğa bilgeliğini esas alır. Doğanın temel dört elementini kullanan cadı ve Wiccanlar doğayı ve kendi iç benliklerini keşfederler. Cadılık ile Wiccalık aralarındaki bu tip benzerlikler nedeniyle çoğu kişi tarafından aynı sanılmaktadır. Ancak birbirinden ayırt edilmesini sağlayan çok açık farklılıklar mevcuttur.
Cadılıkta heredity, el verme kan bağı ile miras alma, söz konusudur. Nesiller boyu öğretiler aile içerisinde birbirine aktarılır. Pek çok geleneksel cadı kan bağı ile yetişmektedir. Wiccalıkta ise böyle bir durum zorunluluk değildir.
Wiccalıkta tanrı ve tanrıçalara tapınma varken, cadılıkta tanrı ve tanrıçalar sadece evrensel düzeni sağlayan kozmik bilge varlıklar olarak görülür ve onlarla iletişime geçilir, onlara tapınılmaz. (Paganizm'den bahsederken tanrı ve tanrıçaların sembolik tezahürler olduğundan bahsetmiştim. Burada cadılık ve Wiccalıktaki bu tezahürün farklılığına değinmiş olduk.) Cadılıkta iyi ya da kötü diye bir şey yoktur. Cadılığa göre doğanın kuralları vardır. İyilik ve kötülük yerini aydınlık ve karanlığa bırakmıştır. Aydınlığın ve karanlığın yani doğanın iki önemli dengesinin bilgeliğinden söz ederler, ikisini de iç içe kabul edip aynı ölçüde dengelerler. Birinin bir diğerine üstün gelmesi söz konusu değildir.