Sıfırdan yep yeni bir güne uyandım. Hayatımın tamamen değişeceği güne ulaştım sonunda. Büyük kamyonetten inen eşyalarım, yeni mobilyalarım. Hepsini özenerek seçmiştim. Ne kadar eve pek uğrayabileceğimi sanmasamda her şeye sıfırdan yeniden başlamak istedim. Hayatımda ne olursa olsun bana destek olan arkadaşlarım -ailem- yanımda -ne kadar büyüdüğüm yerden taşınmama kızsalarda- eşyalarımı taşımama yardım ediyorlardı. Belki de yaşadığım onca şeyden sonra onlar olmadan hayatıma yeniden devam edemezdim. "Yine nerelere daldın? Biz burda hanım efendinin eşyalarını yerleştirelim o gökyüzüne baksın (!)"dedi şakayla kinaye arsında Sena. "Yok bi şeyim. Ben gayet iyiyim. Şimdi size ışık hızıyla yardım ederim."diyip güldüm. Benim gülmeme dayanamayan Sena liseden beri hiç bırakmadığı kahkahasını atmaya başladı. Nesrin yanımıza gelip "Noluyor yine?"dedi. Bende "Her zamanki Sena yine koptu."dedim. Ve ikimizde Sena'nın kahkahalarına eşlik ettik. Bizim gülüşme seslerimize gelen Batu kızgın bi şekilde bize bakıp "Siz gülün bakalım akşama kadar Perim'in evi hazır olması lazım!"dedi. Ben hafif bir tebesümle karşılık verirken Batu bununla yetinmeyip beni kolları arasına aldı. Biz sarılırken bu durumdan sıkılan kızlar eşyaları toplamaya başladı. Bizde onlara katılıp eşyaları yerleştirmeye başladık.
Sonunda evimiz istediğimiz gibi olmuştu. Akşam olmuştu ve hepsi yorgunluktan bayılmak üzereydiler. Benim vücudum bu tarz durumlara alışkın olduğundan ben yorulmamıştım. Odama gidip bavulumu açtım. Kıyafetlerimi yerleştirirken yine ve yine eskiyi hatırladım. Çektiğim acıları farketmeden gözlerim dolmuş hatta birkaç damla akmıştı bile. Arkamdan birinin bana sarılmasıyla irkildim. Ellerini belime dolayıp çenesini omzumun üstüne koymuş her zaman yaptığı gibi hissedip benim yanıma gelmişti. Destek oluyordu bana. "Ağlama güzelim o günler geride kaldı. Ben ne kadar o zamanlar yanında olamasamda artık yanındayım ve ağlamanı istemiyorum Peri"dedi bana desteğini hiç bir zaman esirgemeyen Batu. Onunla tanıştım zamanlar hayatımın tamamen battığı dönemlerdi. Batu ellerimden tutup "Hadi bırak bunları yemek sipariş verelim."dedi. Bende kabul ettim.
Hep beraber yemeklerimizi yedik. Ben çöpleri toplarken ailem uyuya kalmıştı. Bende onlar üşümesin diye üzerlerine birer örtü getirip rahat etmelerine yardımcı oldum. Ses çıkarmadan yatağıma yerleştim. Gözlerimi kapatmamla yine onunla geçirdiğim güzel günler geldi gözümün önüne bana Perimmm diyişi, gülüşü, bakışları, saçları, mimikleri her şeyiyle önümdeydi yine. Onu ne kadar özlediğimi farkettim. Elindeki siyah noktaya bile aşıktım ben. Ben ona hayatım derken o beni terk etti. Beni bırakıp gittiği aklıma geldiğinde o güzel gülüşü soldu. Yüzü yok oldu. Etraf daha çok kararmaya başladı. Kriz geçireceğimi anlayıp hemen gözlerimi açtım. Lavobaya gidip elimi yüzümü yıkadım. Ardından klinikte yatarken verilen ilaçlardan yuttum ve kendimi sakinliğin içine bıraktım.
Uğultu sesleriyle gözlerimi açmaya çalıştım. Ama pek başarılı olduğum söylenemez. Tüm gücümü toplayıp yeniden denedim. Yavaşça gözlerim açıldı. Sena, Nesrin ve Ebrar ağlıyor, Batu ise fazlasıyla sinirli ve endişeli görünüyordu. Benim gözlerimi açtığımı ilk farketden Ebrar oturduğu koltuktan kalkıp hızla benim yanıma geldi. Ebrar sayesinde de herkes beni farketmişti. Batu'nun sinirli bakışları beni bulunca önce rahatladı ardından eskisi kadar olmasada yine kaşlarını çatmıştı. Anlaşılan onları fazladıyla endişelendirmiştim. Masum masum hepsinin gözlerine baktım. Sonuçta dayanamayıp hepsi bana sarılmıştı. "Ah be Perim sakinleştirci içtiğini keşke söyleseydin. Seni çok merak ettik."dedi endişeli bir şekilde Batum. Gözlerimi yavaşça yere indirdim. Anlamıştı. Benim yine onu hatırladığımı anlamıştı. Çünkü onu hatırladığım zaman ilaç aldığımı biliyor. Başka konularda kriz geçirdiğimde üstesinden gelebiliyordum ama o benim hassas noktamdı. Ona direnmek çok zor. Yavaşça yataktan kalktım. Ebrar yeni geldiği için eşyalarını içeriye öylece atmıştı. Ben kıkırdayıp "Hey benim evimi kim dağıttı?"dedim. Bi yandanda eşyaları topluyordum. Biliyordum toplamıycağını. Bizim hepimizin garip garip huyları olduğu için önemsemiyorduk artık.
Hazırlanıp bi yerde kahvaltı yapmaya gittik. Ben pek acıkmadığım için biraz patates kızartması ve peynir yedim. Hesabı yine Batu beyin ödemesiyle ordan ayrıldık.
Arkadaşalrımdan ayrılmak istemiyordum. Onlar benim ailemdi. Ama hepsinin bi ailesi vardı -Batu ve ben hariç- . Ben ailemi yok sayıp buralara onları hiç takmadan gelmiştim. Batu ailesini kaybetmişti. Onunla klinikte tanışmıştık. Birbirimiz sayesinde gücümüzü toplayıp ayağa kalkmıştık. Ona çok şey borçluydum. Ne kadar o tam tersini söylesede o beni ailemden de kurtarmıştı. Beni zorla evlemdirmek istemişlerdi. Ama ben ondan sonra kimseyle birlikte olmak istememiştim. Arkadaşlarım bana yetiyordu bi sevgiliye veya kocaya ihyiyacım yoktu. Batu benimle burda kalabilirdi ki büyük ihtimal kalıcaktı da. Ama ben diğerlerininde kalmasını istiyodum. İç sesim 'Belki bi gün olarda bizimle kalır ama şimdilik Butucuğumuzla idare ederiz'diyip güldü bende hafif kıkırdadım. Araba kullanan Batu bana döndü ve o hayran olduğum tek kaşını kaldırdı. Ben omuzlarımı silkip bir şey olmadığını belirttim. Oda fazla üzerinde durmayıp havalimanına sürmeye başladı.
Sonunda varmıştık. Onlardan ayrılmak istemiyordum. Batu hariç hepimizin gözleri doldu. Biz kızlarla sarılıp azıcık ağladık bizim ağlamamıza kızan Batu "Sulu gözler tamam hadi uçağınız kaçacak siz gidinde bizde Perimle kafa dinleyelim"dedi. Nesrin sinirle "De git ya o bizim arkadaşımız. Bi şey söylesene şuna Ayperi!"dedi. Ben de gözlerimi kısıp Batuya baktım. O ne demek istediğimi anlamış olmalı ki sustu.
Kızlarla ayrılalı yarım saat oldu. Onları şimdiden özledim. Ama Sena gitmemişti. Sena, Batu ve ben burdaydık. Araba durduğunda Sena arkaya oturdu ve "Selaaam nasılsınız canlar"dedi. Benim pek keyfim olmadığı için "İdare eder"dedim. Batu da bi şeyler mırıldandıktan sonra evemize gelmiştik. Tam olarak yerleşemediğimiz için önce eşyaları yerleştirip Batuyu alışverişe yolladık. Bizde o sırada temizlik yapmaya başladık. İyice her yeri temizledik. Temizliğin yarısında Batu gelince onada perdeleri astırdık, çamaşırları yıkattık ve toz aldırdık. Batu oflaya puflaya dediklerimizi yaptı. Akşama az kaldığı için Batunun aldığı malzemelerle akşam yemeyi yapmaya başladık. Senayla güzelce bütün yemekleri yaptıktan sonra o yemeklerin başında durdu bende yeni aldığım masamızın üstüne siyah bir masa örtüsü ötüp tabakları, çatalları, bıcakları, kaşıkları, bardakları ve peçeteleri yerleştirdim. Yemeğe oturmadan hızlıca koşup şarjı biten telefonumu şarja taktım. Bilgisayatımında şarjının bittiğini farketim onuda şarja taktım. Üstümüde değiştirip rahat bir şeyler giydim. Eşyalarımı yemekten sonra toplamayı aklıma not edip merdivenlerden aşağıya inip salonumuzdaki masaya oturdum. Batu büyülenmiş bi şekilde masaya bakarken. Acaba ne zamandan beri böyle güzel bi sofraya oturamadığını düşünüp üzüldüm. Ama bunu Batuya belli etmemek için gülümsedim. Ben ne kadar gülümsesemde o anlamıştı. Bana buruk bir gülümseme atıp hep beraber yemeğe başladık. Batuyla benim aramda inanılmaz bi bağ vardı. Ben o üzülünce hissederdim, o ben üzülünce hisseder yanımda olur daha fazla benim üzülmememi sağlardı ama aslında aramızda en çok acıyı çeken kişi oydu. Ailesinden olmuştu. Benim bir ailem vardı en azından yaşadıklarını ve iyi olduklarını biliyordum. Sesizce yemeğimi yedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aydınlığa Kanat Çırpış
Teen Fiction. . . Sena sanki anlatmaya devam et der gibi bana bakıp kafasını salladı. Sanırım ben bitirene kadar bi şey söylememeye niyetliydi. "O benim yaralarımı sardı ben onun yaralarını sardım. Ben kendim de bi şey farkettim Sena ben onun yanındayken heyece...