YV|17

18.1K 1.4K 511
                                    

Selaaam canlaar.

Gülerek yazdım inşallah gülerek okursunuz.

Amiin.

~°~

Bir kolundaki koluma bir de bana baktı. Saçlarını düzeltti. Resmen gerildi. Konuşmak için ağzını birçok defa açtı geri kapattı.

En sonunda ofladım. "Avukatcım ne oldu acaba?" dediğimde bana tereddütle baktı.

"Sizi kırmak istemem Asel hanım ama ben müvekkillerimle bu şekilde," diyip kolumu gösterdi "görüşmeler yapmıyorum. Çünkü yanlış anlaşılabilir. İkimizin de başı ağrısın istemem."

Gözlerimi kısarak ona baktım ve güldüm.

"Kolunu çeker misin desen yeterdi yahu."

Hala koluma bakıyordu. "Ama çekmediniz."

Onun şaşkın hali o kadar tatlıydı ki.

"Kolumu çekerim diye bir şey demedim ki. Hem ağrırsa senin başın magazin tayfasından ağrır. Bana bir şey olmaz." dediğimde gözlerini pörtletip bana baktı, dudaklarını birbirine bastırdı.

Kafasıyla beni onayladı ve yürümeye başladık.

Ya kırmamak için elinden geleni yapmanı yerim senin.

Arabasını gördüğümde bineceğimizi düşündüm ama o yürümeye devam etti.

"Şu senin araban değil mi canım avukatım?" dediğimde gösterdiğim arabaya bakıp başını salladı. "Niye ona binmiyoruz?"

"Çünkü pastane yakında, yürüyebiliriz. Sizin için sıkıntı olur mu?" dediğinde başımı iki yana salladım.

Benim için olmazdı.

"Benim için sorun yok, seni biri görür falan diye dedim. Sonra sorun olmaz mı?"

Güldü.

Ah nasıl gülmek.

"Gören her türlü görecek Asel hanım. Sorun olursa da ne yapayım artık?" dediğinde ona üzüntüyle baktım.

Kolundan çıkmamı istiyordu. Diyemiyordu. Rahatsız olmuştu.

İyi de ilerisi için prova yapmalıydık!

"Yani avukatcım, bir kolunuza girdik diye alttan alta demediğiniz laf kalmadı. Bu beni üzdü biraz." dediğimde hemen durdu.

Pastaneye resmen konuşa konuşa çabucak gelmiştik. Baya yakınmış. Onun yanında anlamamıştım.

"Gerçekten özür dilerim. Üzmek istemedim." dedi ve eliyle elimi birkaç saniye tuttu.

"Aniden dokunup kudurtma beni Allah aşkına." diye kısık sesle konuştum.

Bana anlamaz gözlerle bakınca açıklamaya başladım.

"Diyorum ki sorun yok hadi girelim pastaneye."

İçeri girip oturduğumuzda yanımıza garson geldi. Siparişi sorunca aynı anda konuştuk.

"Çikolatalı top ve sade kahve."

Asır bana bakınca ben de şok içinde ona baktım.

Garson kafasıyla onaylayıp gitti.

Karşımdaki beyefendi utanıp kafasını kaşımıştı ama ben utanmazın tekiydim.

"Ay ne tesadüf değil mi? Evrenin mesajları hep bunlar adalet savunucu canım avukatım." dediğimde gülmek ve gülmemek arasında suratı kaldı.

"Adalet savunucu avukatınıza daha bir dava vermediniz." dediğinde hemen konuyu değiştirdim.

"Tesadüf demiştim."

Bir kaşını kaldırıp bana baktı.

Allah'ın adını verdim, karizmanın kaçıncı boyutusun? Söyle ya söyle. Kaçıncı?

"Tesadüf değil de zevklerimiz benziyor diyelim." dediğinde kahkaha attım.

"Bence tesadüf diyelim çünkü daha zevklere gelmedik avukatım bey."

~°~

Evet evet fesat anlayabilirsiniz xnöxnxöx

Ya bu Asel ile çok işimiz var patavatsız utanmaz bu dnxöxnxömx

Asır da tam tersi ne yapacağuuk?

Yarın 18. Bölüm yani buluşmanın ikinci partı geleceek.

YOL VERDİN |Texting|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin