2.Bölüm

15 3 0
                                    

Bu niye beni arıyordu şimdi tabi ya olanları gördüğümü bilmiyordu
Tabii benim gibi saf kızı buldu ya istediği kadar kandırsın
İçimden bir ses aç o telefonu bağır çağır ona gördüklerini anlat neden böyle yaptığını onu hiç mi sevip sevmediğini sor sonrada onu affet buradan gideceğini asla bir daha birlikte olamıyacaklarını anlat diyordu

Zorda olsa kendimi tuttum ve o telefonu açmadım ama yinede ağlamamı durduramadım neden ağlıyordum onun için değer miydi hiç bilmiyorum ama kendimi kısa bir sürede toparlayacak kadar güçlü hissetmiyordum denemek istedim ve dolabıma doğru ilerledim
Kendimi ağlamamak için zor tutuyorum

Dolabımın kapağını açtım ve tüm eşyalarımı bavuluma doldurmadan önce dolaptan gri bir pantolon ve gri bir tişört çıkarıp onları giydim
Saçımıda tepeden dağınık bir topuz yaparak işime geri dondum kıyafetlerimi teker teker bavuluna yerleştirdim ve odama son kez baktım

Sonrada bavulumu alıp odamın kapısını tam açacakken gözüm yere atılmış olan kolyeyi farketti alıp almamakta kararsız kaldım
Ama dayanamadım ve aldım boynuma takmayıp bileğime iki kez doladım onu boynumda taşımak istemiyordum ama yanıma almak istiyordum sonuçta hala onu seviyordum sadece kırılmıştım ve incinmiştim bu düşüncelerden sıyrılıp odamdan çıktım ve annemin yanına gittim

Annem salonda bir koltuğa oturmuş ve telefonda biriyle konuşuyordu şu sözleri duydum

"Evet birazdan çıkarız saat 22:00 gibi orda oluruz"dedi
Ve telefonu kapadı
Kafasını telefonundan kaldırdığında karşısında Mira'yı bulunca
"Her şeyini aldın değilmi unuttuğun bir şey olmadığından eminmisin"
Mira'nın kafasına o an dank etti telefonunu odasında unutmuştu ayrıca kulaklığınıda
"Telefonum ve kulaklığım odamda kaldı"
"Tamam ben bavulunu arabanın bagajına yerleştirip seni bekleyeceğim biraz acele et çıkarken de kapıyı kilitle" dedi annem ve evden çıktı

Bende koşarak odamın kapısına vardım
"Ayy kafam" kapıya fazla yüklenmiştim ama kapı açılmamış olduğu halde içeri girmeye çalışıp kafamı vurmuştum ve yere düştüşmüştüm

Yerimden kalkıp kapıyı söylenerek açtım
"Canım popişim canım kafam acıdı yaa"
İçeri girdim ve kulaklığımla telefonumu alıp odadan çıkıp koşarak evin çıkışına vardım kapıyı kapadım kilitledikten sonra
Arabaya doğru ilerledim arka koltuğa oturdum
Annem "Mira sürprizin ne olduğunu hiç merak ettinmi" diye sordu ama cevap vermedim O ise bir şeylerin yolunda gitmediğini anlamış olacak ki "İyi misin"diye sordu ama ben yine cevap vermeyince ümidini kesip arabayı çalıştırdı ve işte Antalya'dan İstanbul'a kadar olan yolculuğumuz başlamıştı

Telefonumu açtım ve 13 cevapsız aramam vardı hepside Bora'dandı umursamamaya çalıştı ve kulaklığını takıp Alec Benjamin dinlemeye başladı
"Could you find a way to let me down slowy
A little sympathy , I hope you can show me..."

Gözlerimi açtığımda hava kararmıştı kulaklığım kulağımdan düşmüş şarkı bitmişti
Biraz sonra annemde uyandığımı fark etti
"Uyandınmı uykucu 5 - 6 dakikaya yeni evimize gelmiş olacağız"dedi
Bende kafamı aşağı ve yukarı doğru salladıktan
sonra camdan bakmaya başladım kısa bir süre sonra bir apartmanın önünde durduk bense geldiğimizi anlayıp arabadan indim

Apartman 3 katlıydı ve beyaz renkteydi apartmandan gözlerimi ayırıp anneme baktım oysa bagajdan bavulları çıkarıyordu yanına gittim ve kendi bavulumu aldım sonrada annemin kapıyı açmasını bekledim anahtarları çıkarıp kapıyı açtığında içeri girdim ve annem
"En üst kat " dedi ve merdivenlerden çıkmaya başladık bir kapının önünde durduk annem kapıyı çaldı

Kapı saniyeler sonra açıldı ve kapıda kapıda 40'lı yaşlarda sarı saçlı biraz şişman bir kadın açtı
"Bi dakka bi dakka Füsun teyze" Annemle ikisi güldü annem bana "içeri gir içeride bir süpriz daha var" dedi ayakkabılarımı çıkarıp içeri girdim bir odaya daldım oda baştan aşağı pembeydi
Burası benim odamdı o fazlasıyla belliydi bavulumu bırakıp odaları gezmeye başladım odalardan birinin kapısı kapalıydı kapıyı tam açacakken içeride olan biri tarafından açıldı
"Esra"
"Mira"
"Aşkım ya seni çok özledim"diyip bana sarıldı
Esra benim küçüklük arkadaşımdı ilkokul ve ortaokulda birlikteydik ama annesinin işleri yüzünden İstanbul'a taşınmışlardı annesi ve babası daha o 8 yaşında birbirinden ayrılmışlardı

Esra ile birlikte sarılmanın ardından benim odama geçtik dolabıma kıyafetlerimi yerleştirip konuşmaya başladık
"Ee Mira sevgili meseleleri falan nasıl gidiyor eniştemiz varmı?" Bunu demesiyle Bora'yı hatırladım
"Aslında vardı ama..."
"Ama..."
"Bu gün onu okulda başkasıyla öpüşürken yakaladım ama o onları gördüğümü bilmiyor "
"Ya aşkım boşver sen onu o piçmiş sana başkasını ayarlarız" dedi
Ve ikimizde güldük
"Esra"
"Efendim"
"Hatırlıyomusun eskiden geceleri balkondan kaçardık"
"Evet de ne olduki"
"Sen beni idare etsen olurmu ben biraz dolaşsam"
"Olurda kaybolmazsın di mi istiyorsan bende geliyim"
"Gerek yok sen annemleri oyala"
"Tamam ama sakın geç kalma "
"Tamam" dedim ve telefonumu alıp balkona çıktım telefonumu pantolonumun cebine koydum ve balkondan inmeye başladım ama bir yerden sonra atlamak zorunda kaldım ve aşağı atladım

"Ayyy kırdım yine çanağı" diye söylendim ve bir kaç sokaktan geçtim
"İnşaallah kaybolmazsın Mira"dedim kendi kendime bir kaldırıma oturdum telefonumu cebimden çıkartıp Bora'nın sosyal medyadaki tüm hesaplarına baktım fotolarda çok tatlıydı ikimizin birlikte bir fotosunu görünce duygulandım Taki arkadan birinin sesini duyana kadar
"Eski sevgilinmi" arkamı döndüğümde yeşil gözlü sarışın bir çocukla karşılaştım duvara yaslanmış bana sırıtıyordu yanıma geldi ve elini uzattı "Ben Cenk" dedi bende elimi ona uzattım "Mira" diyerek elini sıktım o ise
"Güzel isim"
"Teşekkürler"
"Sen buralarda yenisin galiba"
"Evet bugün antalyadan geldim"
"Bence eve dönmelisin buralar bu saatte tekin olmaz " dedi ve bulunduğum yerden uzaklaştı bense o gittikten sonra eve gitmek için kalktım

Geçtiğim yerleri hatırlamaya çalışıyordumki
"Lanet olsun çıkmaz sokak of kesin kayboldum" kendime bunu söylerken sokağın başında 4 kişi belirdi bir tanesi
"Abi bize eğlence çıktı "
"Aynen hatuna bak " diye konuşuyorlardıki ben yanlarından koşarak geçtim zaten sarhoştular kaçması kolay olmuştu ama adamlar peşimden geliyorlardı daha hızlı  koşmaya başladım arkama onları atlatıp atlatmadığımı bakmak için döndüm ama önüme döndüğümde sert bir şeye çarptım ve yere kıç üstü bir iniş yaşadım "Ya bu gün kaçıncı düşüşüm diye söylenirken ayağa kalktım üstümü silktikten sonra kafamı kaldırdım ve anında
Bir çift siyah gözle göz göze geldim içimden

"Sıçtık zafer bez getir"

SigaraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin