Rotasız denizlere doğru,
Kalktı gönüllerin son vapuru.
Rıhtımda yarım kalan vedalar,
Dilek ağaçlarında düğümlenmiş hayatlar.
Geride kalanlar hüzünlü,
Güvertede nadim bir adam.
Gözlerinin ardı anlatıyor sükûtu.
Yıllara sığdıramamış sevdalarını,
Suya yazmış kederlerini.
Mühürlenmiş sevdaların uğuru;
Ebabilin alnında parlıyor son umudu.
Serden geçtim diyebilmek için,
Terkedilmiş bin yıllık sevdalar.
Ara sokaklarda gözlerim seni kovalar.
Serinde solan çiçekler,
Tan yerinde yanmaya hazırlanıyor.
Bir ben miyim perişan !?
Ne serden geçebildi yüreğim,
Ne de senden.
Çaylak bir hayalin peşinde,
Birbirinin aynı günlerim.
Tüm kapılar açılsa da önümde,
Devasa eşikler engel,
Sana çıkan yollarıma.
Ne yana dönsem ayrılık.
Gören göze görünmüyor,
Göğsümü ezen ağırlık.
Yanaklarımdan süzülmüş yıllarım,
Vedalarda saklı anılar.
Her yanım mayın,
Her yerim dikenli teller.
Son nefesimi ister gibi,
Sarıyor ruhumu ateşten evler.
Ne yollar tanıdık ne de gelen misafir.
Elzemli suallerimizin,
Medâr-ı yanıtları kayıp.
Derdimi anlatmak,
Derdinize ayıp.
