yok ammına

352 17 20
                                    

SARADA'NIN AĞZINDAN

 Yatakta öyle boş boş uzanmış tavanı izliyordum. Annem canım ramen çektiği için koşarak markete gitmişti. O gidince bir kez daha anlamıştım bu odanın ne kadar karanlık ve boğucu olduğunu. Belki de oda değilde onsuzluk karanlık ve boğucuydu. Ne diyorum ya ben aynı aşık gibi konuşuyordum. Aşk deyince aklım yine Mika'ya gitti. Annem ameliyatta olduğunu söylüyordu ama buna inanmıyordum çünkü o beni bırakıp gitmişti. Bunu hissediyorum. Kendi sonsuz bir rahatlığa kavuşmuştu. Ve ben acımla kalmıştım.  Ona o kadar bağlanmıştım ki onsuz ne yapacağımı bile bilmiyordum. Ağlamak istiyordum. Her tarafı yıkmak, dağıtmak, parçalamak istiyordum. Ama yapamıyordum. Nedenini bilmiyordum. Ne yapmalıydım bilmiyordum.

 " Saradaaaaa " Öyle duvara boş boş bakarken Boruto'nun içeriye girdiğini ve duvarla arama geçtiğini bile fark etmemiştim. Bu demek ki iki saattir ona boş boş bakıyordum.

Yataktan dikkatlice doğrularak " Sen ne zaman geldin? " diye sordum.

" Çok olmadı daha yeni geldim ve o kadar dalmışsın ki beni bile fark etmedin. "

Yavaşça öksürerek bozuntuya vermeden konuşmaya devam ettim.

" Ee ne istemiştin ? " Boruto bana ciddi misin der gibi bakıyordu. E ne deseydim yani?

" Sen yaralanmadın mı Sarada ? Ne için geldin mi ne ya? Çok endişelendim senin için. Ya sana bir şey olsaydı. O zaman ne yapardım. "

Şaşkınlıktan donakalmış Boruto'ya öyle ağzım açık bakıyordum. Ben nasıl anlayamadım bunca zaman bu çocuğun duygularını. Gözleri, gözleri aynı Mika'nın bana baktığı zaman ki gibi parlıyordu.

 Boruto şaşırmış olduğumu anlamış olacak ki konuyu değiştirmeye çalıştı.

Elini ensesine atıp beceriksiz bir şekilde gülümsemeye çalışarak " Peki Mika iyi mi? Duyduğuma göre biraz ağır yaralanmış. "

 Ah hayır niye bu konu olmak zorundaydı ki. Yine kalbim ağlamamı söylüyordu ama beynim bunu reddediyordu. Ama yinede sakin kalmalıyım. Zaten hayatım hep böyle geçmedi mi? Sakin kalarak ve kimselere duygularımı belli etmeden. Her zaman ki yaptığım şeyi yapacaktım yanı. Maske mi takacaktım.

 " O, o şu an çok iyi. Güzel bir uyku çekiyordur eminim. Edebiyen "

 Son yeri fısıldayarak söylemiştim. Boruto'nun duymamasını istiyordum. İlk önce bana hiç görmediğim o boş bakışlarıyla biraz baktı. Ne düşündüğünü tahmin bile edemiyordum.

 " Mika bana bu olayın bir gün öncesinde yanıma gelip " eğer bana bir şey olursa lütfen Sarada'ya iyi bak. Ona bakışlarını gördüm. Onu bu yalnızlıktan bu uçurumdan, ve aynı zamanda kaderinden sen uzaklaştıra bilirsin. Sana güveniyorum. Benim ona hissettiklerimi hissettir. " dedi ve yanımdan uzaklaştı "

 Ne yani Mika böyle bir şeyi gerçekten Boruto' ya söylemiş miydi ki? Yani gerçekten beni öldürmeye çalışmayacak mıydı? Yani beni gerçekten sevmiş miydi ki. Ve Boruto'nun duygularını anlamış mıydı? Hayır gerçekten ağlamak istiyordum. Peki niye yapmıyordum. Baruto'nun karşısında olmaz. Aynen bu yüzen.

 Başım öne eymiş öyle duruyordum. Boruto ise hala beni izlemeye devam ediyordu. Büyük ihtimalle anlamıştı Mika'nın öldüğünü. Ona hep geri zekalı diyordum ama böyle konuları anlamada zekiydi.

  Beni izlemekten yorulmuş olacak ki yatakta önüme doğru oturdu. Çok yakındı kafamı kaldırsam burunlarımız birbirine değecekti. Ama bu heyecan ağlama isteğimi geçirmiş değildi. Hatta tam tersi daha çok istememe sebep oluyordu.

" Biliyor musun dedi.  Ağlamak istediğinde kendini tutmak havalı değildir. Ağlamak istediğinde kendini tutmadan ağlamak havalıdır. " zaten buradan sonrası benim için yoktu ne olmuştu anlayamamıştım bile. Gözümden bir yaş gelmiş ve bununla yetinemeyip daha çok akmaya başlamıştı. Boruto'nun karşısında küçük bir bebek gibi ağlıyordum. Ama nedense bu beni üzmek yerine rahatlatıyordu. Hıçkırarak ağlamaya başlayınca Boruto yere eğdiğim kafamı elleriyle yanaklarımdan tutarak kaldırmış ve yavaşça dudaklarını dudaklarıma değdirmişti. O kadar ağlıyordum ki geriye çekilecek gücüm bile yoktu. O anda içimden Mika'ya teşekkür ettim. Beni bu yalnızlıkta tek bırakmadığı için.

 Sonra Boruto daha kendini çekmeden kapı açıldı. Gelen babamdı ve bizi görünce çok şaşırmış olacak ki o kısık gözlerini en fazla ne kadar bölerte bilirse bölertmiş bize bakıyordu. Sonra ağzını biraz eğerek ve m harfini baskılayarak 

 " Yok ammınaa!! " dedi

 SASUKE'NİN AĞZINDAN 

Boruto'nun Sarada'yı öptüğü zaman gelmişti aklıma. Küfür ettikten sonra hızlıca yanlarına gidip onları ayırmıştım. Sarada'ya baktığımda ise ağladığını görmüştüm. İşte bu yüzden kızamamıştım Boruto'ya. O an buna hakkım yoktu. Çünkü Sarada ağlarken onun yanında ben yoktum yine. Benim yerime Boruto vardı. Bu yüzden sadece Boruto'ya bakıp ona gitmesi gerektiğini söylemiştim ve o da lafımı ikilettirmeden hemen gitmişti. Sarada'ya geri baktığımda ise bana niye geldiğimi işe geri gitmem gerektiğini söylemişti.

 Ne kadar yüce bir kalbi vardı kızımın. Her ne kadar yalnız olsa da dışa yansıtmıyor hep beni düşünüyordu. Yatakta oturan kızıma sıkıca sarılıp bir daha asla onu yalnız bırakmamaya çalışacağıma ve onunla daha çok ilgileneceğime söz vermiştim. Ben ona sarılsam da o bana sarılmamıştı. En son cümle olarak ondan her şey için özür diledim ve onu sevdiğimi söyledim. Bundan sonra ise ellerini sırtıma getirerek tırnaklarını sırtıma geçirdi ve ağlamaya başladı. Ama o an acıyı hiç bir şekilde hissetmedim ve sadece Mika'nın hayali görüntüsüne odaklandım. Ve ona gerçekten en içten gülümsememi sunup bize bu anı yaşattığı için ona teşekkür ettim. O da bana gülümseyip dudaklarını oynatarak bir şeyler söyledi ve bende ondan sonra kendimi tutamayıp Sarada'ya daha sıkı sarılarak ağlamaya başladım. Her şey bu çocuk sayesindeydi. Ona büyük bir minnet borcumuz vardı. Her şey için

 " Sasuke-kun " Sakura'nın rahatlatıcı sesiyle kendime geldiğimde yatakta ona dönerek " Efendim Sakura " dedim

" Ne düşünüyorsun? Bayağı dalgın gözüküyorsun da "

" Hiç dedim. Bir hafta önce ki olayları düşünüyordum. Sarada'nın hastanede olduğu zamanları. "

Bu söylediğim şey Sakura'nın ilgisini çekmiş olacak ki biraz daha yaklaştı bana.

" Aaa evet bana anlatmıştın. Ama orada Mika sana ne söylemişti. "

Ne demeliydim ki şu an. O çok önemli bir söz değildi ama beni ağlatmaya yetmişti.

" Gerçekten o kadar merak ediyor musun?"

Kafasını hızlıca sallayarak onayladı. Çok tatlıydı.

" Bir şartla dedim. "

" Ne şartı? "

Yataktan yavaşça doğruldum ve elimi yüzüme tutarak sallamaya başladım.

" Biraz sıcak mı oldu ne? " Kızarmıştı.

İşte bu an dan sonra Sakura'ya kırmızının 50 tonunu yaşattıracaktım.

Evet diğer bölüm isterseniz smut olacaktır. Ama rahatsız olan varsa söylesin ona göre yazacağım.

Bir de son olarak evet dayanamadım ve yeni bir kitap yazdım. Fairy tail animesini bilir misiniz? İşte onun gibi ama türk versiyonu. Rica etsem bir göz atar mısınız? Smutlar aşkına

Bu arada vote vermeyi unutmayın. Ve lütfen yorum yapın. 

SARADA'NIN GERÇEKLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin