one

4.6K 137 35
                                    

# Arkadaşlar kısa bir fic olacak çünkü bir hikaye üzerinde takılıp kalmayı sevmiyorum.
# seme tae, uke jeongguk
# smut, yok
# Lütfen oy verin ve yorumlarınızla destekleyin
Sizi Seviyorum.

Her gün gelip oturduğu parka giden yolda ayaklarımı yere sürterek ilerliyordum. Her gün aynı saatte parka geliyor, 30 dakika boyunca gölü izliyordu. Dolgun dudakları ve orantılı bir vücudu vardı. Saçları kırmızıydı.
Mükemmeldi. En güzel şaraplardan bile daha güzeldi.
Yarım saat boyunca gölü ve içerisindeki balıkları izledikten sonra çantasından bir poşet kiraz çıkarıp yiyordu.

Park kapısının önüne gelince durdum ve saate baktım. Gelmesine 5 dakika vardı. Hemen onun oturduğu yere oturdum. Büyük ihtimalle yanıma oturacaktı ve aramızda bir diyalog geçecekti. Onun güzel yüzünü düşlerken bir kaç adım sesi duydum.
Gözlerimi yukarı çıkardığımda hissiz bir şekilde bana bakıyordu.
Aynı şekilde ona baktım ve belki oturmak ister diye yana kaydım.
Hafifçe yüzünü buruşturdu ve karşıdaki boş banka oturdu.
Neden böyle yapmıştı ki?
Hafifçe dudak büzüp onunla birlikte yemek için getirdiğim kirazları yemeye başladım. Bir süre oturduktan sonra ayağa kalktım ve parkın çıkışına doğru üzgünce ilerledim. Her bir adımda gözlerim daha fazla doluyordu.
Yabancı bir adam için neden ağlıyordum? Çok saçmaydı. Yavaş adımlarla ilerlemeye devam ettim. Başım yere eğikti bu nedenle önümü göremiyordum. Yerde gördüğüm bir çift ayaklabı ile duraksayıp karşımdaki kişiye çevirdim gözlerimi. O karşımda durmuş dolan gözlerime bakıyordu. Baş parmağıyla gözlerimi sildi. Sonra elime bir kağıt parçası tutuşturdu.

"Ara beni kiraz çocuk, bekliyor olacağım."

Ardından yanımdan geçerek uzaklaştı. Elimi kalbime koydum ve gülümseyerek parkı terkettim.

×

Eve vardığımda montumu çıkarıp askıya astım ve seri adımlarla odama çıktım. Yatağıma uzanıp elimdeki kağıda baktım bir süre. Yazısı ne kadar güzeldi. Hemen numarayı çevirdim ve onu aradım. Bir süre sonra telefonu açtı.

"Merhaba?"

Konuşamıyordum. Elim ayağıma dolandı. Utanmıştım.

"Kimsiniz?"
"Ş-şey b-ben Jeongguk bayım. P-parktaki çocuk."

Dudaklarımı dişlemeye başladım. Benim hakkımda ne düşünüyordu acaba?

"Dudaklarına işkence etmeyi kes Jeongguk."

Dudaklarımı kemirmeyi bıraktım ve etrafa bakındım.

"Beni görebiliyor musunuz bayım?"
"Hayır kiraz çocuk, hissediyorum. Ancak şimdi gitmeliyim. Yarın parka gel."
"Tamam bayım. Iyi günler."

Telefon kapanmıştı. Boğuk ve erkeksi sesi beni kendimden geçirmişti.
Hemen kalktım ve masaya doğru ilerleyip çizim kalemlerimi ve kağıtlarımı aldım. Ve sabaha kadar onu resmettim. Her hattını özenerek çizdim. Çok güzeldi. Bir erkek nasıl bu kadar güzel olabilirdi? Gülümsedim. Saat sabah 6'yı gösteriyordu. Yorgun gözlerle çizdiğim 8 resme baktım.
Hepsi çok güzel olmuştu. Onları çantama yerleştirdim. Parka gitmeme 3 saat vardı. Aynadan kendime baktım. Gözlerim çökmüştü ve çok çirkin gözüküyordum. Ne yapacaktım şimdi?
Kendimi yatağa attım. 1 saat uyuduktan sonra kalkıp çizimlerimi ve bir poşet kirazı çantama koydum.
Gitmeme 40 dakika kalmıştı.

Zaman aleyhime işliyordu.
Üstümü giyinip kapatıcımı ve kirazlı lipbalmımı sürdüm ve hızla evden çıktım.
Farkettimde ne kadar da çok özenmiştim kendime daha ismini dahi bilmediğim bir adam için.

Seri adımlarla parka ilerledim gelmesine 10 dakika vardı. Hemen her zaman oturduğum banka yerleştim.
Gelmesini beklerken kulaklıklarımı taktım ve başımı geriye atıp gökyüzünü izlemeye başladım.

Yanımda bir hareketlilik hissettim.
Bir kulaklığım çekilmişti. Gözlerimi o tarafa çevirdim. Kulaklığımdan birini kendi kulağına takmış gökyüzüne bakıyordu. Saçlarını mavi yapmıştı. Gülümsedim. "Mavi Yakışmış" Gözlerini bana çevirip gülümsedi. Siyah uzun bir palto giyiyordu. İçinde siyah gömlek ve pantolon vardı. Ellerini uzatıp saçlarıma daha sonra gözlerime dokundu. "Daha fazla uyumalısın."
Şaşırdım. Beni anlıyordu.
Çizimlerim aklıma gelince heyecanla çantama yöneldim.
Çizimleri çıkarıp eline tutuşturdum.
"Bunları sizin için yaptım bayım. Umarım beğenirsiniz."
Resimleri bir süre inceledikten sonra gülümsedi. Beğendim anlamına gelen bir mırıltı doküldü dudaklarından. Cebinden bir çakmak çıkardı. Ve bana uzattı. Elinden alıp inceledim. Üstünde kiraz desenleri vardı. Alıp kendi cebime koydum. Önüme dönüp ellerim ile oynamaya başladım. Göz kapaklarım ağırlaşmıştı. Uyumamalıydım.

Başımda bir el hissettim. Eliyle başımı kendine doğru çekip başımı omzuna yasladı. Gülümsedim ve kokusunu içime çektim. Gözlerimi açtığımda evimde, yatağımda uzanıyordum.
Komidinin üzerinde gördüğüm notu elime aldım.

"Uykunu iyice al kiraz çocuk. Uyandırmaya kıyamadım evine getirdim. Yarın görüşürüz.
1 saat geç gel."

Burukça gülümsedim. Harika hissediyordum. Elimi cebime attım ve bana verdiği çakmağı elime alıp yaktım.
Ateşi izledim bir süre. Eli bu çakmağa temas etmişti. Çakmağı notunun üzerine koydum ve yastığıma sarılıp gözlerimi kapattım.
Onu görmenin hayaliyle gözlerimi yumdum tekrardan. O güzel yüzünü hayal ederek uyudum.

×

Evet ilk bölüm bitti.
Çok saçma oluyor ama olsun.
Bitiricem bu sefer.
Oy verin.

Cherry Boy / taekook.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin