☾Bölüm 1 ☽

131 15 22
                                    

Hava yağmurlu , Yerler ıslaktı.

Hiç bir şeyin Engelleyemediği Yağmur damlaları, Parkın Beton zeminini Islatıyordu. Gri Bulutlara baktığımda,  Sanki Kalbimi yerinden kopartarak, Gök yüzüne çıkartıp, Tekrar yerine takıyordu. Kafamdaki kapüşonluyu indirip, Ona bakmaya başladım.

"Demek geldin."

Eliyle Yağmurdan ıslanmasını umursamadığı saçlarını düzeltti.

"Geldim."

Dedim Mimiksiz bir şekilde.

"Getirdin mi?"

Kaşlarını çatarak Etrafta biri olup, olmadığını kontrol etti.

"Getirdim..."

Dedim Kaşlarımı çatıp, bir süre ona bakarak.

"Ama sana değil."

Dedim ve üstüne atladım.

"N-ne demek bana değil!"

Öfkeden deliye dönerek elimi tutup, Yüzüstü yere yapıştırdı beni. Elimin üstüne tırnağıyla bastırmaya başladığında, Acıyla inledim.

"Ahh!"

"Acıyor değil mi? Şimdi söyle...Nerede?!"

"Söylemem!"

Kapüşonlumu bir hışımla üzerimden çıkartarak, Ceplerini aramaya başladı.

"Nereye koydun Lanet kız!?"

Üstümden kalkmasını fırsat bilerek, ayağımla Kafasına tekme attım. Acıyla yere yığıldı. Sarsılan başını tutarak Bana Öfke dolu gözlerle baktı.

"Aptal!"

Sırılsıklam olan kapüşonlumu elinden çekerek Aldım. Çamur olan Alnımı Silerek, nefes alıp verişimi düzeltmeye çalıştım.

Onu yerde inlemesi ile baş başa bırakıp, Köşedeki küçük yokuştan çıkmaya başladım.

Onu Bu illeti verip geleceğini Yakmamam gerektiğini biliyordum. 

Küçük yokuşu çıktıktan sonra, Büyük Süs havuzunun Demirliklerine dokunarak yürümeye başladım.

O uyuşturucuyu ona vermeyecektim. Etkisinin Ne olduğunu tam olarak bilmesemde vermeyecektim. Onu bulalı çok olmamıştı. Ama Bu kadar istediğine göre, zararlı bir şey olmalıydı.

Her saniye daha da meraklanmamı bölen şey, yağmur damlalarının gözüme girmesi ile gözümü ovuşturmamdı.

Kalbim hızla çarpmaya başlamıştı. Nefes alış-verişim, Kilometrelerce koşmuşum gibi Hızlanıyordu. Boğazıma düğümlenen şey, Yutkunmamı bile zorlaştırırken Derin derin nefesler almaya çalışıyordum.

Başımın dönmesi, yer ile buluşacağım düşüncesini aklıma soktuğunda, Bir şey kolumda çekerek, bedenine çarpmama izin verdi.

Korkuyla çarpan Kalbim, Bedenimin Nefes alış verişlerim ile yukarı aşağı çıkıp inmesine izin veriyordu. Yutkunarak Kafamı olduğum bölgeye Gömdüm. Ne olduğunu bilmeden Kafamı koyduğum şey, beni ilk kez böyle rahatlatmıştı. Saçlarımdaki Hareketlenme ile, Dört parmağın Saç aralarıma girip, aşağı yukarı İndiğini farketmem bir oldu.

"Korkma..."

Sesini duyduğum Şeyin aslında Bir insan olduğunu anlamam ile Daha fazla meraklanmış, Ama Nedenini bilmediğim bir şekilde Kıpırdayamıyordum. Elimi Yakasına Yerleştirip, tutmak için elimi boynuna attığımda, elime Yaka Değil, Kalın bir Deri kumaş gelmesi ile Daha da fazla şaşırmıştım. kafamı yavaşça güç bela kaldırdığımda, Onun yüzü ile karşılaşmıştım.

Sapsarı Gür saçları,

Mavi Ve yeşil karışımı, daha önce hiç görmediğim tonda gözleri,

Hafif belirgin çene kemikleri,

Kıvrımlı dudakları vardı.

Gözlerimi alamadan Bakmaya Devam ediyordum.

Hiç bir mimik yapmadan o da bana bakıyordu.

Saçları Rüzgarda uçuşurken, Dudaklarını araladı.

"Korkma..."

Elini Hızlı atışından yerinden fırlamak üzere olan kalbimin üzerine koyduğunda, sanki o noktada bir şeyler erimişti.

Ellerini popliteal [1] bölgeme koyup, Beni kucağına aldı. Yorgunluktan Kapanan göz kapaklarım Ve Hafifçe esnemem İle bakışlarını tekrar bana döndürdü. Hâlâ Aynı hızda yağan Yağmur, Ve o ıslaklıkta bile saçlarımızı uçurmayı başaran, sert bir rüzgâr vardı. Yüzüme Yapışan saçlarımı eli ile düzeltip. Kafamı göğsüne Bastırdı.

"Korkma..."

[1] popliteal: Diz kapağının arkasındaki bölgenin bilimsel adı

🌒

🌌

KonakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin