Uzun bir bekleyişin ardından çit kapısından giren Kalelileri gördüm. Heyecandan titreyen ellerimin üzerinde bir el hissettim. Çınar ağabeyimdi ellerimi ellerinin arasına aldı ve konuşmaya başladı
Ç:Nefes abicim. Bakıyorum da çok heyecanlısın.
Utanıp başımı eğdim
N:Evet 🙂
Ç:Nefees
N:Abicim
Ç:Seni sevdiğimi sakın unutma tamam mı.
N:Unutmam abicim
Ç:Tahir seni üzerse bana söyle tamam mı
N: Abicim o beni üzmez istese de üzemez ki
Ç:Yaw kızım bozmasana beni. Bir tane kız kardeşim var. Bırak ta keyfini çıkartıyım
N:Tamam tamam sustum🙂
L: Hadi ya geldi kaleliler. Siz burada laklak yapın anca zaten
N:Tamam ya geldik
Odam üst katta olduğu için doğal olarak merdivenden inmem gerekiyordu.
Inerken topuklu sesinden dolayı gözler bana çevrilmişti. Tahir ise gülümsüyordu. Yangaz Fatihin beni çektiğini gördüm. Sırıtarak telefonu indirdiğinde ona baktığımı gördü. Sırıtması yüzünde solarken ağız oynatarak "selfie" dedi. Hee bende salağum ya ha bu dediğini yedim
Hoşgeldiniz beşgittiniz faslından sonra ayağa kalktım ve kahveleri nasıl alırdınız dedim
Mutfağa geçtim herkes sade içiyordu. Kahveleri yaptım ve tepsiye koydum. Tahirin kahve sevmediğini bildiğim için ona buzdolabından çikolatalı süt çıkardım. Kürdan ile deldikten sonra fincana boşaltmaya başladım. Kalanını da kendim içtim. Sütü hızlı döktüğün için köpürmüştü. Tam bir kahve gibi duruyordu
Kahveleri ikram ettikten sonra sıra tahire geldi. Tepsiyi sehpanın üzerine koydum. Fincanı elime aldım. Ve tahirin elini tutarak kulbunu tutmasını sağladım Sessizce kahvelerini yudumlarlarken Tahir bana fısıldadı.
T: Ama ben kahve sevmem ki.
N:Biliyorum o yüzden sana çikolatalı süt koydum.
Dedim sevecen sesimle
Gülümsedi ve fincanı ağızına götürdü. Büyük bir yudum alırken Mehmet baba söze girdi.
M: Ee sebebi ziyaretimiz belli. Allah'un emri peygamberin kavliyle gızınız Nefesi oğlumuz Tahire istiyriz.
V:Gençler birbirini görmüş beğenmiş. Bizede evet demek düşer. Ama ben yinede sormak istiyorum. Nefes kızım senin rızan var mı
N:Sen nasıl uygun görürsen baba
A:Yani var demek istiy
M: Asiyaa
A: e ne dedum Mıstafa rıza var dedum o gada
Dedi cilveli konuşarak ve saçlarını ağır ağır omuzlarından atarak.
V:e verdim gitti o zaman
Yengemin elinde tepsiyle gelmesiyle babam ayağa kalktı
N: alıyım mı fincanı yüzük takacağız.
T: Olur 🙂
Fincanı tepsiye koydum tepsiyide tekrar sehpaya koydum.
Tahirin elinden tutup kalırdım. Yüzükler takıldı babam tam kırmızı kurdeleyi kesecekken.
A: Vedat amca makas kesiymi ona bi bakale
V:Bakiyim Asiye . Tüh makas kesmiyor.
T: O zaman biz evlenemeyecek miyiz.
Saniye annem sinsice sırıtıp
S: Malesef oğlum evlenemeyeceksiniz
T: evinizde hiç mi makas yok.
Dedi üzgünce
Ben ve vicdanım buna bir el atmalıyız
N: Tahirim makas tabiki kesiyor
Kessin bir zahmet söz makası diye iki liralık şeyi yirmi beş liraya kakalattılar
N: bu bir adettir. Kurdeleyi kim kesiyorsa makas kesmiyor diye damattan veya ailesinden para alır.
T:Evleniyoruz o zaman değil mi?
Sağ parmağımda yüzük ve kurdele olduğu için sol kolumla Tahirin yanağını okşadım.
