1. Beklenen

4.2K 129 43
                                    

UYARI!!!
Tesadüfen geldiysen,

+18
AŞIRI CİNSELLİK!
EŞCİNSEL İLİŞKİ!
ŞİDDET!
OLUMSUZ ÖRNEK!

Asiydi.
İnatçıydı.
Öfkeliydi.
Hiçbir kalıba sığmayan, yerinde duramayan, yaşına göre oldukça güçlü bir gençti.
Sürünün göz bebeğiydi.
Herkes onu sever kollardı.
Doğumu tüm sürüyü mutlu etmiş, günlerce eğlence düzenlemişlerdi. O babasının, umutlar artık tamamen tükendiği bir esnada, tam altı sene sonra kavuştuğu minicik kurduydu. Nasıl da kendine benziyordu.

Babası gözlerini kapattığı an görebildiği kadar geleceği görmeye çalışıyor, orada oğluyla ilgili gerçekten farklı şeyler buluyordu. Hiçbir şey net değildi ama o farklıydı. Kokusu bile farklıydı. Dolunay olduğu bir gece doğmuştu. Doğumdan çok kısa bir süre önce güçlü bir fırtına, yeri sarsacak kadar kudretli bir şekilde bir kaç dakika köylerini esir almıştı. Yere sağlam bir şekilde basamayan ne varsa, saniyeler içerisinde havaya kalkmış, kum fırtınası gibi bir toz bulutu köyü sarmıştı. Sonra az önceki her şey bir rüyaymış gibi, yeniden sıcak bir yaz akşamı olmuştu. Etrafta hala kum tanecikleri uçuşurken, ölümüne bir sessizlik sürünün üzerine çökmüştü. Üç kilometrelik güvenli bölgenin ötesindeki, diğer sürünün sesleri işitilebilecek kadar derin bir sessizlikti.

Sessizliği bölen şey önce koku olmuştu. Güçlü ama insanın kokladıkça daha çok koklamak isteyeceği tatlı bir bebek kokusu havaya asılmış, dalgalar halinde yayılmıştı. Herkesin yüzüne heyecanlı bir gülümseme yerleşmişti. Onun kokusuna hayran olmuşlardı. Daha sonra baş Alfa'nın evinin önünde bekleyen kalabalık minik kurtlarının sesini duymuştu. Tüm sessizliğin içinde sadece onun sesi vardı.

Beklenen sağlıkla dünyaya gelmişti.

Alfa'nın kardeşi evin bahçesinden çıktı ve abisi adına güzel haberi sürüye müjdeledi.

"Gelecekteki liderimiz Jeon Jungkook doğdu!"

***

Bazen sadece sıradan bir insan olmak insanı daha mutlu eder. Beklentiler, umutlar devreye girdiği zaman yaşınız kaç olursa olsun sorumluluklar altında ezilirsiniz. Omuzlarınızın üzerindeki yük dizlerinizi titretir, çökmemek için mücadele edersiniz. Hayatınızı istediğiniz gibi yaşayamazsınız. Sizden beklentileri olan insanları yüz üstü bırakamaz, hayal kırıklığına uğratamaz, onlara ihanet edemezsiniz. Herkes bir yapıyorsa siz üç yapmak zorundasınızdır. Herkesten daha fazla efor sarfetmeniz gerekir. İnsanların yapacağı basit hatalar siz yaptığınızda çok büyük hatalar olur.
Bazen hata bile yapmazsınız. Yaratılışınız böyledir. Ama insanlar beklenti içinde olduklarından dolayı, yaratılışınıza bile isyan etmenizi sağlarlar. Etrafta sizinle benzer kaderi paylaşan bir sürü insan varken, siz anormal olursunuz. İstenmeyen, utanılan, pişmanlık duyulan, hayal kırıklığı yaratan. En kötüsü de en sevdiğiniz insandan gelir. Saniyeler içerisinde parçalara ayrılır, tuz buz olursunuz...

***

"Taemin" diye bağırdı Jimin. "Meydanda!" Taemin gülümsedi ve kendinden bir kaç yaş küçük çocuğun yanına geldiğinde saçlarını karıştırdı. Birlikte meydana gittikleri zaman etrafındaki yaşıtlarıyla şakalaşan Jungkook'u gördüler. "Hey Tae!" dedi Jungkook. Işık saçıyordu her zamanki gibi. "Giyinmeyi ne zaman öğreneceksin" dedi Taemin üzerindeki t-shirt'ü çıkartırken. Jungkook gülümsedi. "Öğrenmeyeceğim" dedi "giyinmek beni özgür hissettirmiyor!"
Jungkook doğduğundan beri kendini sıkacak şeyler giymeyi sevmiyordu. Altına bir pantolon giyiyor ve üstü tamamen çıplak geziyordu. Çoğu zaman ayağında ayakkabı bile olmuyordu. Beyaz teni yazın güneşte kavruluyor neredeyse Jongin ile yarışacak seviyede esmerleşiyordu. Ama giyinmeyi sevmiyordu. Toprağa ve çimene bastığı zaman enerjisinin iyi olduğunu söylüyordu. Herkes ona alışmıştı. Üzerine bir şeyler giydiği zaman garip karşılanıyordu.

NEVERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin