Aniden arkasından beline sarılan bir kol ve Taehyung'un giysilerinin içindeki beyaz boyna yaslanan bir yüz her şeyi alt üst etmişti. Sürpriz buydu. Johnny sürpriz yumurtadan çıkar gibi çıkmış, Taehyung'un rahatsız olur diye elini tutmaya çekindiği kıymetlisinin boynunu öpüp koklamaya başlamıştı.
Dün de, bugün de ve gelecekte de Jungkook hep hayal kırıklığıydı...
***
Jungkook aniden arkasından beline sarılan kişiyle irkilip öne doğru adımladı ve masaya çarptı. Ağzından şaşkınlık dolu bir ses çıktı.
"Selam."
Johnny gülümseyerek ona seslendiğinde Jungkook panik yaparak yavaşça kolları arasından sıyrılıp "selam" dedi. Sanki toz yapışmış gibi üzerindeki Taehyung'a ait sweatshirt'ü silkeleyip gerginlikle ensesindeki saçlarıyla oynadı. Alfa'nın ona doğru geldiğini görebiliyordu ama onunla göz göze gelmiyordu. Biraz sonra tam yanından bir hışımla geçen bedenin rüzgarıyla dizlerinin titrediğini hissetti. Her şey boka batmıştı. Göğsünde bir rahatsızlık hissi başladı. O his sandalyesini çekip masaya oturan Johnny'nin yanına oturmasına engel oluyordu.
"Küçük bir işim var hemen geleceğim."
O his masadakilere yalan söyleyip oradan ayrılacak kadar kuvvetli bir histi. Jungkook hızlıca dışarı çıktı ve dışarının ne kadar soğuk olduğunu o an yeniden hatırladı. Sweatshirt ile öylece dışarı çıkmıştı ve hiçbir şey umrunda değildi. Taehyung'a yetişip onunla konuşmazsa ölecek gibi hissediyordu. Kalbi hızlı hızlı atıyor, göğsünden çıkacak gibi şiddetle çarpıyordu.
Kafeteryanın ön taraftaki oturma alanlarına hızlıca göz gezdirdi. Hızlı hızlı alıp verdiği nefesleri soğuk havadan dolayı beyaz bir buhar olup havaya karışıyordu. Soğuk havaya rağmen sigara içen ve dışarda oturmayı tercih eden öğrencilerin arasında aradığı esmeri bulamadı. Sıkıntıyla elini saçlarına atıp karıştırdı ve "off" dedi.
Arka tarafa doğru yürürken Taehyung'un yakınlarda olduğuna dair pek ümidi de yoktu. Kafeteryanın arkasında çoğunlukla çöp kovaları ve stoklanmış malzemeler vardı. Jungkook onu bulamayacağını bilse de gözüyle görmek istiyordu. Arka tarafa ulaştığında şöyle bir etrafa bakındı ve aradığı esmer oradaydı. Çöplerin konulduğu alanın ilerisinde duvara yaslanmış sigara içiyordu. Jungkook'un yüzüne az önce başka bir Alfa tarafından öpülürken ona yakalanmamış gibi mutlu bir tebessüm yayıldı. Onu görünce içinden gelen gülümsemi isteğini bastıramadı.
Taehyung'a yaklaştıkça gülüşü silindi ve tedirginlik seviyesi arttı. Çünkü kimsenin olmadığı bu yerde bahçenin ön tarafındaki öğrencilerin sesi geliyor olsa da Jungkook esmerin, ona doğru yürüyen varlığının farkında olduğunu ama Jungkook'u yok sayarak ondan tarafa hiç bakmadığını gördüğünde nasıl bir karşılık bulacağını bilemedi.
Taehyung'un yanına gitti ve onun sol tarafında öylece durdu. Sesi gerginlikten kıçına kaçmış gibiydi. Hava soğuktu ama Jungkook ellerinin terlediğini hissetti. Önce boğazını temizledi ve üzerindeki sweatshirt'ün kollarını avuç içlerine kadar çekerek ellerini onun içine gizledi. Sweatshirt'ün içinde yumruk olan elini burnuna getirdi ve ucunu hafifçe sildi. Burnunun ucu donmuş gibi üşümüş, hissizleşmişti. Aldığı nefes buhar yaparken burnunun aktığını düşündü ama sadece sıcak nefesinin ona oynadığı küçük bir oyundu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEVER
FanficJeon Jungkook çok zor bir Alfa-Omegaydı. Taehyung ise dünyaya yüz kez daha gelse Jungkook'u bir şekilde bulup yine ona aşık olacağından emin bir Alfa-Alfaydı. Tek sorun Jungkook'un Alfaya direnişleriyken Taehyung yüz yıllar sürsede Jungkook'u kendi...