4

127 10 7
                                    

İyi okumalar. Yorum ve oy atarsanız ben de mutlu olurum...  

                                          Fernando Daniel-When we were young


Bazen gerçekle rüyayı ayıran sınırlar bulanır.Hangisinin gerçek hangisinin rüya olduğunu kavramakta zorlanırım.Küçükken uyandığımda hep anneme gördüğüm şeyi anlatır "Anne bu gerçekten yaşandı mı ?" diye sorardım.O da gülüp geçerdi ama bilmiyordu ki hastalığımın küçük bir belirtisiydi bu.

Gerçeklikte rüyayı yaşamak.

Uyanır,kendimi hemen aynanın karşısına atardım.Yüzümü inceler,her bir noktama tek tek bakardım.Kendimi tanıyamama sorunu ilkokulun son sınıfında başlamıştı.Ellerime,ayaklarıma,yüzüme bakıyordum ama sanki bunlar benim değildi.Ben sadece nefes alıyordum ve ruhum bedenimden ayrılmıştı.Hayatın anlamını yitirmiştim.Kendimi hep hayal dünyasındaymış gibi hissediyordum.Bu durum da beni hayalet gibi yapıyordu.Etrafa boş boş bakıyor,sokakta,evde,okulda hep dalgın bakışlarla dolaşıyordum.Bunu kimse fark etmemişti yani ben öyle sanıyormuşum o zamanlar.Bir gün babam ve annem beni arabanın arka koltuğuna bindirip gezmeye gideceğimizi söylediler.Geldiğimiz yer ise bir hastaneydi.Annem bana buradaki biriyle konuşmam gerektiğini onun beni iyileştireceğini söyleyip duruyordu.Çocuğum tabi ne anlayayım,ağlamıştım korkudan titreye titreye.Uzun,geniş bir koridora geldik.Tabelada anlamını o zamanlar bilmediğim psikiyatri servisi yazısı vardı.

Kim derdi ki o ürkek bakışlı çocuk,anlamını dahi bilmediği o odadan gün gelecek hiç çıkamayacak...

Babam ve annem beni bir odaya sokup dışarı çıktılar.Bir süre odadaki doktor bana bir şeyler sorup durdu,geçiştirici cevaplar verdim ve çok gerekmediği zamanlarda hiç konuşmadım.Odadan çıktığımda babam anneme bağırıyordu. "Ne bok gördü de delirdi bu! Hayatta bir zorluk gördüğü de yok,rahatlık batıyor buna!"Bunları bu yaşıma kadar hiç unutamadım.Hep zihnimde dönüp durdu.O gün doktor bana basit bir sosyal anksiyete teşhisi koydu.Birkaç ilaç yazdı ve beni gönderdi.O ilaçları alırken babam hala"boşuna para veriyoruz bunlara"diye homurdanıyordu."Birkaç yıl onları kullandım.İşler biraz yoluna giriyordu,artık gerçekliği kavrayabiliyordum.Bir süre sorunsuz bir hayat yaşadım.

Bilinçaltımda neler döndüğünü bilmeden.

Bir gün kulağıma fısıltılar gelmeye başladı.Dışarıdan gelen sesler olduğunu düşündüm önce ama benim adımı söylediklerinde çok yakınımda olduklarını anladım.Bu sesleri ilk kez duyduğumda ortaokulun son sınıfındaydım.Başlarda çok korktum fakat zaman ilerledikçe seslere alıştım.Hatta öyle alıştım ki duyamayınca üzülüyor,onlara sesleniyordum.Doktora gitmek istemedim çünkü benim gibi arkadaşı olmayan,yalnız bir çocuk için o sesler artık arkadaş olmuştu,onları da kaybetmek istemiyordum.Yaklaşık 7-8 ay sadece seslerini duydum.Lisenin ortalarında ilk kez gördüm onu.Önce aynada çıktı karşıma, sonra her yerde.Sonuç olarak şimdi buradaydım.

Ruh hastalarının tutulduğu yerde.

Jungkook'un odadan çıkmasının üstünden 1-2 saat geçmişti.O odada dakikalarca hiçbir şey yapmadan boş boş durmuştum,tabi daha sonra gardiyan Lay gelip beni yatağıma geri götürmüştü.Kendimi bileklerimi kestiğim o tuvalete kapatmıştım,düşünmek için yalnız kalmam gerekiyordu.

O gün aynada gördüğüm yüzü ve sesi hala çok net hatırlıyordum ve o yüz savcıya çok ama çok benziyordu.Rüyama giren adam da öyle.Nasıl olduğunu aklım almıyordu.Onunla daha önce bir yerde karşılaşmadığımıza adım kadar emindim.Belki de yanlış hatırlıyordum diye düşündüm.Belki uzun zamandan sonra farklı bir yüz gördüğüm için bana öyle gelmişti emin değildim.Zihnimdeki bu düşüncelerle boğuşurken odanın kapısı açıldı,hemen tuvaletten çıktım.Gelen Namjoon'du ve odada gözleriyle bir şey arıyor gibi görünüyordu.Beni gördüğünde aradığını bulmuş olacak ki hemen "Kim Taehyung,benimle gel."dedi ve yürümeye başladı.Savcının yanında öyle konuştuğum için terbiye hücrelerinden birine götürüyor diye düşündüm. Biri yukarı ve biri aşağı giden iki merdivenin önüne geldiğimizde tam hücrelerin olduğu üst kata çıkıyordum ki Namjoon'un aşağı indiğini gördüm.Onu takip ederek ben de aşağı indim.Biraz yürüdükten sonra koridorun sonunda,soldaki odaya girdi.Burası bu pislik malikanenin en berbat odası olmalıydı.Küflü masaların üzerinde ilginç kimyasallar,ilaçlar vardı.Sanırım işkence için başka bir yol seçti diye düşündüm.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 05, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DevilishVoice//taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin