Anlayamıyorum. Nedenini anlayamıyorum.
Sana yeterince sevgi veremedim mi sevgilim? Yeterince ilgilenmedim mi? Ya da sevgimi sana hissettiremedim mi? Belki de cinsel anlamda yetersizimdir...
Her ihtimali, her nedeni düşünüyorum ancak hiçbiri olamaz. Seni dünya üzerindeki her şeyden daha fazla sevdiğimi sen de biliyorsun.
Neden böyle oldu? Neden, her gün ki kokumu içine çekip "Cennet kokulu sevgilim..." diyip boynuma küçük öpücükler bırakmıyorsun?
Neden artık beni sevdiğini söylemiyorsun?
Çok mu sıktım artık seni? Özür dilerim Kookie.
"Yine neden ağlıyorsun Jimin?"
Ağlıyor muyum? Fark etmemişim...
"Ağladığımı fark etmemişim kusura bakma Kook."
Sana ağzım yırtılana kadar gülümsedim.
"İyice ağlak oldun. Kendine gel artık. Neyin var bilmiyorum ama artık bu hallerin sıktı."
Sense bana ters bir cevap verip gülümsememe çatık kaşlarınla karşılık verip salonu terk ettin.
Nedenini şimdi anladım. Ağlamamdan sıkılmışsın.
Ah, dur bir saniye... Sebep bu da olamaz ki. Sen benden vazgeçmeden önce dünyanın en mutlu adamıydım ben...
Bir gün karşına geçip "Neden o adama gidiyorsun?Sana verdiğim sevgi yetmiyor mu?" demek istiyorum. Fakat gücüm yetmiyor artık hiçbir şeye. Eski Jimin olsa onu terslediğinde önce seni azarlar sonra da olayı öpüşme ile kapatırdı, bu kadar güçlüydü yanında Jeongguk'u varken.
Şu anki Jimin, Jeongguk'u olmadığı için dünyanın en çirkin, güçsüz ve ağlak adamı.
Onun Jeongguk'u artık başkasına aitti.Bu çok daha güçsüz, çaresiz yapıyor şu anki Jimin'i.
Odaya yanına gelip sırnaşırsam belki aramız daha iyi olur, belki bana sorunu anlatırsın diye düşündüm.
Odamıza doğru ilerlerken senin telefonda biriyle konuştuğunu duydum.
"Tabii ki geleceğim."
Yine mi gidiyorsun? Artık yüzünü bile zor görüyorum. Defterlerimin neredeyse her sayfasını kaplayan yüzünü, şarkı sözlerime ilham olan yüzünü artık göremiyorum.
"Beş dakikaya orada olurum. Cennet kokulu sevgilimin kokusunu özlemişim."
Yeniden ağlamaya başladım. Demek ona da böyle sesleniyorsun.
"Ben de seni seviyorum Yoongi."
Adı Yoongi'ymiş. Demek ağır parfümünün kokusu üzerine sinen, sana sahip olan şanslı adam oydu.
Konuşmanızı bitirdiğinizi anladığımda göz yaşlarımı silip odamıza girdim. Bana boş bakışlarla bakıyordun. Bir zamanlar aşkla bakardın... En parlak gülümsemelerimden birini takınıp yanına doğru adımlamaya başladım.
"Kookie~"
"Jimin?"
"Bugün okul yok ya, berab-"
"İşim var Jimin."
"Yine mi? Ne işin var?"
Kollarımı beline doladım ve kafamı yukarı kaldırıp sana dudaklarımı büzerek baktım.
Tanrı şahidim olsun ki dudağının sağ tarafı saniyelik de olsa yukarı kıvrıldı. Hala şansım var.
"Ailemin yanına gideceğim halletmem gereken birkaç iş var."
"Ben de geleyim, hem aileni uzun süredir ziyarete gitmemiştim."
"Gerek yok."
"Peki..."
"Şimdi giyineceğim çıkar mısın?"
Giyineceğim çıkar mısın mı? Ben senin mahrem yerlerini bile gördüm Jeongguk sen benim 2 yıldır sevgilimsin.
Yine de kafamı sallayıp çıktım. Kapının önünde beklemeye başladım. Çıktığında yüzüme bile bakmadan dış kapıya gittin.
Sen çıkmadan önce dudaklarına küçük bir öpücük bıraktım. Artık karşılık da beklemiyordum. Yine tiksinir gibi gözüküyordun.
"Bu sefer çabuk gel tamam mı? Seni çok ö-özlüyorum." sesim titremişti.
"Bilemiyorum Jimin."
Ve gittin. Yine gittin. Zavallı Jimin yine yalnız kaldı.
----
Sonunda geldin.Yine şafak sökerken geldin. Üstünü değiştirip yanıma yattın.
Her zamanki gibi, o adam kokuyorsun sevgilim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Because Of You | KookMin
Fanfiction"Her gece beni kollarında uyuttuktan sonra o adama gidiyor, şafak sökerken bana dönüyordun. En çok canımı yakan neydi biliyor musun? Her bana geri geldiğinde o adam gibi kokuyordun."