Biriyle ilk tanıştığın anı düşünmek ne garip,sende ne yaralar açacağını hayatında ne anlamlara geleceğini bilmeden Merhaba demişsin.
Yağmur damlaları camımı delerken odamda sessizce yatıyordum.Onu görmeyeli tam 2 yıl olmuştu.Unutmaya çabaladım ama O adamın yüz hatların her bir zerresini bilirken nasıl unutacaktım.O beni bırakıp gittiğinde tam tamına 18 yaşındaydım,Şimdi ise 20 yaşındayım.
Artık hiçbirşeyden keyif almıyordum.Sanki o giderken çocukluğumu,neşemi,sevgimi alıp götürmüştü yanında.O gittiğinde kendimden kaçtım ben.Her gün yürüdüğüm sokağı,giydiğim kıyafeti,sevdiğim renkleri,izlediğim dizileri,tuttuğum takımı,sevdiğim yemekleri,şaç modelimi,tarzımı ve daha bir çok şeyi değiştirdim.Kısacası geçmişimde ki kendimi değiştirdim.Unutmak için çok çaba sarf ettim.Her şeyi denedim ama olmadı,yapamadım.İçimi bile değiştirmişken,içimdekini değiştiremedim.
Bir de bana hep bir söz söylerdi."Sarsılırız ama sarılınca geçer."diye sarsılsak da artık sarılamayız sevgilim. ne acı...
Gene gözlerimden yaşlar süzüldüğünde yataktan kalkıp banyo'ya gittim.Duş alıcaktım.Beni tek rahatlatan şey buydu.Sizde de olur mu bilmem ama ben suyun altına girip tüm her şeyi gözden geçirenlerdenim.İşim bittiğinde banyodan çıktım.Şaçımı kurutup pjimaları giyip yatağa geçtim.Yarın yorucu bir gündü.Yarın ilk defa üniversiteye gidecektim.Acaba üniversite ortamı filmlerdeki gibi mi diye düşünürken içerimi annemin girmesiyle irkildim.
"Kızım hadi erken yat,yarın erken kalkacaksın"diyip alnımdan öpüp odadan çıktı.Ben 2 yıl ne kadar acı çektiysem annem de bir o kadar çekti.Beni ağlayınca görünce oturup beraber ağlıyorduk.Hangi Anne çocuğunun mutsuz olmasını ister ki.Sabah annemin "Hadi kızım kalk geç kalıcaktın."diye bağırmasıyla yataktan kalktım.Banyo'ya gidip elimi yüzümü yıkadım.Üstümü giydikten sonra solona doğru ilerledim.Annem sofrayı hazırlıyordu.Hiç yeme isteğim olmadığı için ağzıma bir zeytin atıp"Hadi anne ben çıkıyorum"diyip ayakkabılarımı giymeye başladım.
Annem"Defne,kızım aç açına okula mı gidilir,dur sana bi tost yapayım yolda giderken yersin."
"Annem,sultanımm hiç gerek yok ben giderken bir tane poğaça alırım."diyip yanağından öpüp dışarı çıktım.
Otobüs durağına geldiğimde otobüsün gelmesini bekledim.15'dk sonra geldiğinde boş yer bulup hemen oturdum.Kafamı cama yaslayıp,kulaklığımı takıp en sevdiğim şarkıyı açıp dinlemeye başladım.Okulun önüne geldiğimde otobüsten inip okula doğru yürüdüm.Herkes altında arabası vardı.Kızların görülmesi zor olan şortları, yüzünde on kilo badana olan kızlar,kenarda özlem gideren sevgililer.
Keşke şu anlamsız kalabalık yerine sen olsan be sevgilim.Okulun içine doğru girdiğimde sınıfıma girmeyi planlıyordum.Kenarda gözlüklü telefonuyla uğraşan kişinin yanına gidip"şey pardon,rahatsız ediyorum da bilişim sınıfı nerde."
Çocuk gülümseyerek"Soldan ikinci kapı."
Teşekkür edip dediği yere doğru ilerledim.
Sınıfa girdiğimde boş bir bulup etrafa bakınmaya başladım.Herkes kendi arasında gülerek konuşuyorlardı.Ben böyle ortamlarda gerilen bir kızdım.Çok utangaçtım,ortamlara falan fazla katılamıyordum.Kısacası içe dönük biriydim.
"Aman Allahım,gözlerin çok güzel."diyen Kişiye dönüp baktığımda bana söylediğini farkettim."Teşekkürler."diyip gülümsedim.
Kız yanıma oturup "Sevdim seni iyi birine benziyorsun." diyerek sırıttı.
Cevap vermeyip etrafa bakınmaya başladım.Herkes oturmuş hocayı bekliyorlardı galiba.Hoca içeri girdiğinde ayağa kalktığımda yanımdaki kız beni kolumu aşağı çekerek beni oturttu.Arkadan gülme sesleri geliyordu."Kızım deli misin neden ayağı kalkıyorsun ki burası ortaokul ya da lise değil."
Zar zor gülümseyerek"bilmiyordum diyip hocaya bakmaya başladım."
Yanımdaki kız"ee biz tanışmadık,Benim ismim Alya diyerek elini uzattı."
"Benim de Defne."dedikten sonra uzattığı elini sıktım.
Kapı birden açılınca kim olduğuna bakmak için kafamı kaldırdığımda donup kalmıştım.Hayır olamazdı değil mi ,karşımdaki benim çocukluk aşkım olamazdı.Hayır Defne benzetiyorsun o olamaz.
Yerine geçip oturduğunda tekrar tekrar ona baktım emin olmak için.Evet oydu.Sanki bi an dünyam durmuştu,deli gibi sevdiğim adam iki sıra arkamda oturuyordu.Hiç değişmemişti.Aynı derinlikte bakan kopkoyu kahverengi gözleri,yeni çıkmaya başlamış kirli sakalları.Ona baktığımı farkettiğinde hemen önümü döndüm.Gözlerim kağıdıma bir yağmur tanesi gibi düştüğünde Alya bana dönerek"Bir şey mi oldu neden ağlıyorsun"diyerek şaçımın bir tutamını kulağımın arkasına sıkıştırdı.
"Önemli bir şey değil."diyip gözyaşlarımı silmeye çalıştım.Ders bittiğinde hemen çantamı alıp koşa koşa bahçeye çıktım.Nefes alamıyordum,kalbim yerinden çıkıcak gibiydi.Etrafımdaki sesler kulağıma bir uğultu gibi geliyordu.
Hemen telefonumu arayıp annemi aradım.Üçüncü çalışta açtığında "Efendim kızım." ağzımı açıp bir şey bile diyemiyordum.Sadece ağlama seslerim duyuluyordu.
"Kızım,bir şey mi oldu neden ağlıyorsun."sesi telaşlı çıkıyordu.
Ağzımdan zar zor çıkan kelimelerle "Anne,P-poyraz burda."diyip tekrardan ağlamaya başlayınca telefonu kapattım.
Alya yanıma gelince direk sarıldı.Kim bilir kaç dakikadır öyle sarılı duruyorduk.Gözyaşlarım Alya'nın omzunu ıslatmıştı bile.Kafamı kaldırdığımda Alya"Eğer anlatmak istersen dinlerim,ya da eğer şurda kaç saattir tanışıyoruz ne anlatıcam,diyorsan da anlarım."diyip gülümsedi.Hemen içim ısınmıştı nedense bu kıza.Çok cana yakın davranıyordu."Şuan ağzımı açıp anlatıcak halim bile yok sonra anlatırım."
"Tabi ki her zaman beklerim."Gülümseyerek yanından kalktım.Şuan sadece eve gitmek istiyordum.Oysa ki ayaklarım bedenimi zor taşıyordu.Otobüs durağına yürüyemiceğimi anladığımda taksi çevirdim.Hemen binip gideceğim adresi söyledim.
Kafamı cama yaslayıp dışarı bakıyordum.Gözlerimden yaşlar süzülüyordu.Evin önüne gelince ücreti ödeyip taksiden indim.Taksici arkamdan "Kimse için ağlama,inan değmez."diyip arabayı çalıştırdı.
Evin önüne geldiğimde gözyaşlarımı silip kapıya tıkladım.Açıldığında karşımda Annem endişeli gözlerle bana bakıyordu.Kollarımı açıp anneme sarıldım.Bana tek iyi gelen şey annemin omuzlarıydı.Gözyaşlarım gene yanaklarımdan akmaya başlamıştı.
Annem şaçımı okşayıp "Geçicek kızım geçicek.Sen bu dertle doğmadın ki bu dertle ölesin.Her şey geçicek kızım ağlama artık,yazık değil mi o gözyaşlarına."
"Anne,olmuyor yapamıyorum vazgeçemiyorum.Unut diyorsunuz ama o kadar kolay mı anne.Ben yüz hatlarının her bir zerresini ezbere bilirken nasıl unutayım.Sadece her şey geçsin bitsin istiyorum."
Annem"Sevmişmiydin." "Hayır."
Annem"neden ağlıyorsun o zaman hâlâ kızım."
"Anne,sorun sevmiş olmam değil,hâlâ seviyor olmam."Annem hiçbir şey demeyip sadece yüzüme baktı.O da ağlıyordu.
"Anne,ben biraz yanlız kalmak istiyorum,odamdayım."diyip koltuktan kalktım.
Odama çıkıp siyah kapaklı defteri alıp yazmaya başladım.2 yıldan beri tüm hislerimi bu deftere yazıyordum.Her sayfada gözyaşı izi vardı.Deftere yazdığım yazıyı sonlandırırken sevdiğim şarkının bir nakaratını yazıp defteri kapattım.
Hani verdiğin sözler, hani ellerin nerde? Hani huzur bulduğum deniz gözlerin nerde? Hani sen hep benimdin? Şimdi neredesin nerede?Yatakta bir sağa bir sola dönüyordum.Sanki Sonu gelmeyen bir gecenin içindeyim, sabahlar doğmuyor günlerime yalnızlık bastırıyor.Kalbimin acısı nefes almamı zorlaştırıyordu.Su almak için mutfağa indiğimde annem solonda koltukta oturuyordu.Yanına gidip "Neden uyumuyorsun anne"dediğimde gözyaşlarını silip"Su almak için indim kızım." diyip gözlerini kaçırdı.Annem yalan söyleyince direk gözlerini kaçırırdı.Kendimi üzdüğümü yetmezmiş gibi bi de annemi üzüyordum.Fazla üstüne gitmeyip suyumu içip odama çıktım.Yatağın içine girip öylece tavana bakmaya devam ettim.Saate baktığımda 4.50'ydi.4 saat sonra okula gidecektim.Bir yanım okula gidip doyasıya yüzüne bakmak istiyorken,diğer yanım hiç yüzünü görmek istemiyordu.Ve ben iki yan arasında eziliyordum.
Gözlerim kapanmakla ısrar edince gözlerimi kapatıp kendimi uykunun kollarına verdim.Evet yeni bölüm geldi.İnşAllah sevmişşinizdir ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇOCUKLUK AŞKIM
Teen FictionTebeşir kokan bir aşktı bizimki. Masum bir kır çiçeği, çocuksu bir sevdaydı...