BÖLÜM-3

939 39 5
                                    

Yılmaz'ın şaşkınlığı kesilip durumu fark edince aniden Ozan'a bir tane yumruk yapıştırır, Ozan hafif geri savrulur. Aynı anda acıdan dolayı yanağını tutar. Yılmaz hızlı bir şekilde oradan uzaklaşır. Eren'le Mert, Yılmaz uzaklaşınca Ozan'ın yanına giderler:

EREN: Ozan iyi misin ?

OZAN: Hayır ama çok mu ileri gittim ki ?

EREN: Tabii ki en azından hislerini söyler geri çekilirsin sen biraz abarttın. (Üzgün gülümseme)

MERT: Neyse ben buz getireyim.

EREN: Tamam aşkım biz seni bekliyoruz.

Mert kantine iner. O arada ise Cemre birileriyle düello yapıyordur, ama yetenekleri daha çok destek tarzı olduğu için pek de bir şey yapamaz.

WHATSAPP GRUBU

Cemre: Ya çocuklar ben neden tamamen kutsama veya kalkan dayalıyım ya! Hep yeniliyorum.

Melisa: Biz nereden bilelim be...

Eda: Ben de Melisa'ya katılıyorum.

Cemre:  Anca 'boz nordon bololom' deyin. (Trip mood on)

Eda: Pekala ben sınıfa geçiyorum sen de gel ders başlayacak.

Cemre: Okeyyyy....

Melisa: Ben okulu asıyorum byes..

Eda: Yine mi! Neyse sen bilirsin.

Cemre: Byess....

Eda'yla Cemre sınıfa girerler ve yerlerine otururlar. 3 dakika sonra hoca da sınıfa girer ve büyüler hakkında  güçlerimizi nasıl kontrol altında tutabileceğimizi ve düellolarda kendimizi korumanın taktiklerini anlatır.

O SIRADA;

Mert buzu getirir ve Ozan'a uzatır. Ozan buzu yanağına koyar.

EREN: Kanka buzu iyice yanağına yedir.

OZAN: Tamam kanka.

MERT: Aşkım bu akşam bana gelsene ya.

EREN: B-Bunu niye Ozan'ın yanında söylüyorsun!?

MERT: N'olacak ki sanki, Ozan bizim dostumuz.

OZAN: Aynen öyle!

EREN: Ama utanıyorum böyle... Neyse konu kapansın. Sonra sana yazarım gelip gelmemem hakkında.

MERT: Tamam sevgilim, olur. 

EREN: Ozan, kanka biz kaçtık. Görüşürüz.

OZAN: Tamam görüşürüz kanka. (El sallar)

(8 dakika geç kalırlar derse) Mert ve Eren sınıfın kapısını çalarlar. İçeri girerler ve Profesör'den özür dileyerek içeri girerler, yerlerine otururlar. 

Yılmaz okulun çatı katında oturarak olaya anlam veremeye çalışırken kulağına kulaklık takar ve şarkı açar. Uzanıp, gökyüzünü izler. O sırada Elizabeth de, Yılmaz'ı takip ettiği için çatı katına çıkar ve Yılmaz'ı izler.

ELIZABETH'İN İÇ SESİ

Çok tatlı biri keşke sevgili olsaydım Yılmaz'la. Oha! Elizabeth kendine gel! Ne diyorsun saçmalama! Nasıl kapıldım ben bu duyguya? Hemen aklımdan silmem lazım. Yılmaz'la sadece arkadaş olmak istiyorum, evet sadece  a-arkadaş. (Üzülür)

O ara Yılmaz kafasını sola çevirir ve Elizabeth'i görür. Ona dönüp eliyle gel işareti yapar:

ELIZABETH: N-Ne b-ben mi? (Parmağıyla kendini gösterir)

YILMAZ: Ah evet. Gel de yanıma otur.

ELIZABETH: P-Peki. 

Elizabeth, Yılmaz'ın yanına oturur, Yılmaz kulaklığının tekini çıkarıp ona uzatır.

YILMAZ: Dinlemek ister misin?

Elizabeth hiçbir şey demeden kulaklığı alır ve kulağına takar. (2 dakika sonra)

YILMAZ: Sana bir şey anlatayım mı?

ELIZABETH: O-Olur.

YILMAZ: Bugün en yakın arkadaşlarımdan biri beni sevdiğini söyledi ve üstüne üstlük ileri gidip beni öptü.

ELIZABETH: ....

YILMAZ: Bende ona şoktan ve sinirden yumruk attım. Sence çok mu ileri gittim?

ELIZABETH: E-Erkek m-miydi?

YILMAZ: Evet de erkek olması ne alaka ki şimdi!

ELIZABETH: Ben sizi görmüştüm hani o depodan bakan kişiyim.

YILMAZ: Aaaa hatırladım oradaki sendin.

ELIZABETH: E-Evet

YILMAZ: Ya özür dilerim ilk gününde saçma şeylerle kafanı yoruyorum Elizabeth.

ELIZABETH: B-Boş değil ki benimle derdini paylaşıyosun.

YILMAZ: Olsun bugün senin okuldaki ilk günün... Neyse sana okulu gezdirmemi ister misin?

ELIZABETH: Olur! (Mutlu ve masum gülümseme)





Dolunay'da Buluşma ♥ ( 1.SEZON)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin