''Son zamanlarda kafaya taktığın herhangi bir şey var mı küçük hanım?''
Elimin altındaki yastığı dizlerimin üzerine koydum ve başımı yastığa gömdüm. Odamda koltuğa uzanmıştım ve bu psikologla konuşuyordum. Sonra kafamı kaldırıp psikoloğa baktım. 'Küçük hanım' kelimesinin bana uygun olmadığı kanıtına yeni vararak bu soruya hayır anlamında başımı salladım. Bunca zamandır doktorlar bitmek tükenmek bilmeyen baş ağrılarıma bir şey yapamamış, nedenini bulamamışken şimdi de bu psikolog ile uğraşmak epey güç gibiydi.
''Pekala, belli ki bir şeye stres yapıyorsun.''
Ahh, ciddi misin(!)
''Hımm, emin olabilirsiniz ki hayatımda her şey düzende, kötü giden bir şey yok. Beni düşünen bir ailem ve beni yalnız bırakmayan arkadaşlarımla çok mutluyum. E haliyle stres yapacak bir şey kalmıyor.''
Psikolog bu cümlenin altında yatan mesajı anlamış olmalıydı. Yani 'bir şey yok boşuna uğraşıyon' temalı bakışımı attıktan sonra gözlüğünü burnunun ucuna indirdi. Birazdan beni yiyecek diye korktum bir an.
''O zaman bu baş ağrıların sebebi ne olabilir küçük hanım. Ailen seni iyileştirebilmek için onca hastaneye gitmiş, yaptırmadığı film kalmamış. Anlattıklarına göre tabii.''
Psikolog haklıydı aslında. Annemle en iyi hastanelerde ağrılarıma çare aramak için per perişan olmuştuk fakat hepsi ' teknolojik aletlerden uzak dursun- sürekli uyusun gibi şeylerle geçiştirmişlerdi. Belki de iyi doktorlarla karşılaşmadığımızdandır. Bilmiyordum. Bir müddet doktorların dediklerini yaptım fakat fayda görememiştim. Hapları zor yutuyordum fakat bu lanet ağrı geçsin diye resmen hapı çiğneyip yutuyor ve ağzıma o acı tat geliyor, kusma isteğiyle karşılaşıyordum. Bu ağrı başıma saplandığında uykum geliyor ve hemen yatıyordum. Haliyle derslere çalışmam da aksıyor, notlarım düşüyordu. Doktorların çoğunun tavsiyesine uydum olmadı, geçmemişti. Röntgen, Mr , Tomogrofi vs. Akla gelebilecek her türlü filmden geçmiştim fakat lanet olası bu baş ağrısı inadında kararlıydı.
Geriye kalan diğer saatlerde psikologlarla uzun konuştuk. Daha doğrusu o konuştu ben dinlemedim. Çünkü bu işin benim psikolojimle alakası olmadığına emindim. Sonunda gitmek için ayaklandığında yüzüme yapmacık bir gülümseme yerleştirip ona teşekkür ettim. Kafamı ütülediği için.(!) O odadan çıktığımda kendimi uyumak için yatağa attım.
*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-
Yataktan başımı kaldırdığımda karşımda oturan annemi gördüm. Sarı, belime kadar uzanan saçlarımı geriye atıp yatakta doğruldum.
''Anne?''
Sadece küçük bir tebessüm ettiğinde bir şeylerin yolunda olmadığını anladım.
''Ne oldu?''
''Sorun yok kızım sadece sana bir şey söylemek istiyoruz.''
'İstiyoruz?' dediğinde bu ikinci kişinin kim olacağını merak etmiştim doğrusu. Odamda başka biri mi var diye etrafı inceledim fakat kimse yoktu. Ve annem konuşmaya devam etti.
''Aslında babanla birlikte açıklayacaktık ama o yok şuan, ani toplantılarını bilirsin.''
Ahh, bilmem mi küçükkende birlikte pikniğe gideceğimizde de babamın aniden işi çıkmış gitmişti. Böylece bizde annemle beraber yaptığımız şeyleri oturup beraber yemiştik. Babam keşke polis olmasada başka bir meslek sahibi olsa diye hep geçirirdim içimden. Ama sonra vazgeçip halimize şükrederdim. Annemin söylediği cümlenin ardından bende gülümsemekle yetindim.
''Bilirsin ağrıların yüzünden önerilen iyi bir doktor gelmişti hatırladın mı? Hastaneye gitmiştik. Sonuçların çıkmış bizzat doktorla görüştüm.''
Durdu biraz bekledi ve:
''Eğer böyle devam ederse baş ağrıların küçük de olsa... hafıza kaybına yol açabileceğini söyledi.. Bir şeylerle meşkale olman, ortam değiştirmen hakkında konuştuk doktorla. Notlarının düşüş gösterdğini biliyoruz hepimiz. Babanla konuşup hakkında en iyisi için şehirden uzaklaşman gerektiğine kanaat getirdik. Yeni ortamlar her zaman kişiler için daha iyidir. Böylesi hem eğitiminin hem de kendi sağlığın için. Biraz da böyle deneyelim kızım. Nazlı. En iyisi bu. Olmassa tekrar buraya dönersin yine''
Söyledikleri karşısında ufak çaplı bir şok geçirdim.
''Gidiyor muyum yani?''
O kadar kısık sesle söyledim ki neredeyse ben bile duyamamıştım söylediğimi. Cevap vermeden odanın kapısını açtı ve odadan çıktı.
Böyle bir kitaba başladım. Daha önceden de büssürü yazmıştım ama hepsini sildim. Bu hikayeden iyi bişiyler çıksın istiyorum. Eheuhe ilk bölüm böyle gelsin diye düşündüm. Nasıl buldunuz? Nazlı'nın karakterini beğendiniz mi? Bu bölümü medyadaki şarkıyı dinleyerek geçirdim. Sizde okurken onu dinleyin konuyla alakası yok ama olsun fdggfjhgbfdjbgb Düşüncelerinizi yorum ve oylarınızla beni yalnız bırakmayacağınızı umut ediyorum. Sevgiler öpüldünüüz ! :dd
-Yb'ler 4 günde bir geliyor. Yani Salı günü görüşmek üzere!-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PAPATYA
HumorYeni ortamlar, yeni başlangıçlar her zaman için iyidir. Fakat şans her zaman Nazlı'ya gülmeyecektir. Ardında bıraktığı her şey geçmişte kalacak, İzmir'de her şeye yeni bir adım atacaktır. Bu adımı atmasını sağlayan tek şey: bitmek bilmeyen baş ağrıl...