Hani yb salı günü gelecekti dediğinizi duyar gibiyim. Ama vaktim oldu erken yazdım :p gfhgf
Sabahleyin kalktığımda neredeyse hiç uyumamış gibi hissettim. Halbuki ayı gibi uyuyordum. Dün annemle konuşmalarım aklıma geldi. O kadar çok düşündüm ki bu konuyu. Oranın çevresi, arkadaş durumu beni nasıl etkileyebilir? Nerede kalacağım? özellikle hangi şehre gideceğim? Bu soruların cevabını bulmak için acele mutfağa indim. Zira dün annem konuyu üstü kapalı bir şekilde anlatmıştı. Merdivenlerden sessiz bir şekilde inip mutfağa baktım, orada yoktu. Sonra misafir odasına girdim. Ve annem. Masanın üstündeki zarflarla uğraşıyordu.
''Annee!''
Başını bana çevirmeden cevap verdi. Hala kağıtlarla uğraşıyordu.
''Efendim, Nazlı?''
''Ne yapıyorsun?'' dedim ve ekledim. ''Şu dün konuştuğun konuda ciddi misin?''
Biraz durdu ve sonunda bana döndü.
''Ahh, tabiki ciddiyim. Şaka yaptığımı düşünmedin değil mi? Bak dün hastaneden gelince babanın yanına gittim. Ona anlattım ve bu kararı aldık. Sen bizim için her şeyden kıymetlisin. Bunu bil. Eğer oraya uyum sağlayamazsan dönersin. Sadece deneyeceğiz. Her gün seni arayacağım. Yanındaymışım gibi hissedeceksin.''
Bunları söylediğinde burnum sızladı. Ayrılma vakti falan mıydı?
''Yeni arkadaşlar ve yeni okulun için sabırsızlanman lazım.'' dedi gülümseyerek. Ama acı bir gülümseme vardı yüzünde. Sanki benim gitmeme hiç rızası yokmuş gibiydi.
''Peki, deneyeceğim. Hangi okula gideceğim? Nerede oturacağım ve en önemlisi hangi şehre gideceğim hakkında bir fikir yürüttünüz mü peki? ''
Bu sorum karşısında biraz bekledi ve devam etti. ''Bu hafta içi her şey kararlaştırılacak. Ve haftaya buradan ayrılacaksın. Galiba İzmir'e göndereceğiz seni. Yurtta kalabilirsin mesela."
YURT MU? KATİYEN OLMAZ!
-Yurt mu asla orada kalmam ben. Kalabalık ortamları sevmediğimi biliyorsun anne. Bu başımın ağrısına daha fazla yol açıyor.
Annem bir anki gerçekle yüzü düştü haklısın der gibi baktı. Neden bu evde benim hakkımda fikirler verilirken bana sorulmuyor?
"Ev tutun." dedim sessizce. Evde kalmak, yalnız takılmak kulağa daha hoş geliyor. Annemin vereceği cevabı beklemeden yanından ayrıldım. Burda kurulu bir düzenim varken neden yer değiştirmek ha? Ahh, pardon. Doktor öyle uygun gördüyse öyle olacak!
Anneme kendi çapımda biraz trip attıktan sonra kendi odama geçtim.. Şimdi okula gidecektim. Bu durumu arkadaşlarıma anlatacaktım. Acaba benim hakkımda ne düşüncekler diye içim içimi yedi. Üstümü değiştirip okul formamı giydim. Bu formamın mavi oluşu beni mutlu ediyordu. Açık mavi. Gökyüzünü hatırlatıyordu. Huzur ve ferah. Acaba yeni okulumun formasının rengi nasıldır diye aklım ona gitti. Oof!
Saçlarımı salaş ördükten sonra yan odaya girip abime baktım. O nasıl yatıştır yahu? Üstünü açmış hayvan. Yok hep ben yardım edeyim size olmaz ki ama.
''Şisst?'' diye dürtükledim.
Cevap yok.
''Yavruum?'' Eheuhe kim abisine yavrum der ben derim çünkü o şuan uyuyor. Uyumasa ve 'yavrum' dediğimi duysa çoktan yerdeydim. Bu sefer hayvan gibi dürtekleyerek.
''Kalksana bee.'' Yok yine tepki vermedi.
''Demiiir.'' öldü mü kaldı mı acaba? Hiç tepki vermiyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PAPATYA
HumorYeni ortamlar, yeni başlangıçlar her zaman için iyidir. Fakat şans her zaman Nazlı'ya gülmeyecektir. Ardında bıraktığı her şey geçmişte kalacak, İzmir'de her şeye yeni bir adım atacaktır. Bu adımı atmasını sağlayan tek şey: bitmek bilmeyen baş ağrıl...