Evet, yeni bölümle karşınızdayım!
Son günlerde bayağıdır yazmadığım aklıma geldi, sahi neden yazmıyorum? Defteri dolaptan hışımla çıkarttım ve masamın üzerine koydum kapağında beni mutlu eden bir sürü papatya resmi vardı.Cidden papatyalara karşı aşırı tutkunluğum vardır. Nedensiz çok severim. İşte bu defterde de papatyalarla ilgili sözler yazmışlığım var. Kendi anlarımla ilgili bir çok şey. Kısacası kendimi bulduğum defter.
En son yazdığım sayfayı açtığımda neler yazdığıma göz gezdirdim.
''Kuş ölür sen uçmayı hatırla.''
Bu söz bir harika dostum. Papatyalarla ilgili son yazdığım sözlere baktığımda:
''Ve sen papatyaları sevdiğimi bilmelisin çocuk.''
''Papatya kızmadı hiçbir zaman yapraklarından fal bakılmasına.Gün olur belki sevmeyi öğretebilirim umuduyla.''
''Ne olurdu bir dal daha yaprağın olsaydı. Bak işte sevmiyor.''
Gerilere doğru gittiğimde Cemal Süreyya'dan 'İki Kalp' adlı şiiri yazdığımı gördüm. O şiirden en sevdiğim kıtada:
'Kuşlar toplanmış göçüyorlar, keşke yalnız bunun için sevseydim seni.'
Herkesin bir hayal dünyası vardır derler benimkide bu defter işte.
*.*.*.**.*.*.*.*.*.
''Bu valizler bu kadar ağır olmak zorunda mı?''
Valizden anlaşıldığı üzere gidiyordum. Bir haftalık sürecim bitti. Tabiki bu süreçte yine baş ağrılarımla mücadele ettim ve orada da edeceğim. Yani bir gelişme olacağını sanmıyorum. Annem beni yalnız bırakmayacağını her ay yanıma geleceğini ve her ay yüklü para göndereceklerini söyledi. Babam gitmememden yana olsada bunu söylemeye niyeti yok gibi gözüküyordu. Beni yalnız bırakmayacağını da eklemeyi unutmuyordu. Abim yada Demir, son günlerde pek durgun benim gidişim yüzünden olacak ki benle bile zor konuşuyor. Sen üzülme ben yine gelirim. Arkadaşlarıma ilk anlattıklarımda tabii inanmadılar. Şaka yapıyorum sandılar fakat sonradan anlatmaya çalışınca onlarda şok geçirdi. Ne de olsa kaç senelik arkadaşlarım bırakta üzülsünler yani. Ben mi? Ben buradaki insanları özleyeceğim için çok çok mutsuzum. Gitmek istemiyorum ama yapacak başka bir şey yok. Oradaki düzeni de merak etmiyorum değil ama buradaki en sevdiklerimin yerini kimse dolduramaz.
''Ver koca kafa ver ben taşırım.'' Seni seviyorum abi biliyosun. Abime bu centilmenliği için minnettar kaldım. Normalde ölse yapmaz ama şurda gidiyorum ya ondan hep. Ahh, kahretsin vedalaşma vakti?
Yanıma ilk gelip boynuma ellerini dolayan Berrak oldu.
''Canım kardeşim benim. Seni çok seviyorum biliyorsun bunu gittiğin yerde beni özle,bak çok yakın arkadaş yapma gebertirim seni'' Arkadaşımın konuşurken sesi titriyordu bu benim konuşmamı daha da engelliyordu sanki. ''Seni özleyeceğim. Sık sık ziyaret et olur mu?''
''Berrak, iyiki varsın'' deyip gözyaşlarımın akmaması için yalvardım. Galiba başarılı oldum. Onu öpüp, kendisini çok sevdiğimi söyledim. Bir süre sımsıkı sarıldık. Alper'in işi çıktığını söyleyince bozuntuya vermedim ama kırılmıştım. Yanımdan usulca uzaklaştığında abimi gördüm. Bana doğru geliyordu. Onun ilk hamleyi yapmasını beklemeden ben atladım kucağına. Sımsıkı sarıldım. İşte bu sefer gözyaşalarımın akmasına izin verdim. Abim saçlarımdan öpüyor, ''kendine iyi bak cimcime, seni özleyeceğim'' gibisinden şeyler söyleyince daha sıkı sıkı sarıldım. Sanırım en çokta seninle olan atışmalarımızı özleyeceğim abi. Ona bu sefer en içten ama en içten sevecenliğimle ''Abiiiii.'' deyip gülümsedim. Bedenlerimiz ayrılınca saçımın bir tutamını kulağımın arkasına koydu ve kulağıma ''Orada, sakın yaramazlık yapma.'' deyip gülümsedi, göz kırptı. Bende 'hı hı' gibisinden dudaklarımı büzüp başımı salladım. Şımarıkça.
Ahh, sıra annemde ona da sımsıkı kenetledim kollarımı. ''Kendine iyi bak, dikkat et.'' dedi ve ağlamaya başladı. Burnumda bir sızı hissettim. Sanırım hayatımdaki en duygusal vedalaşmaydı bu. Geri çekilerek baş parmağımla gözyaşlarını sildim. ''Sen beni hiç merak etme annecim, üzme kendini.'' dedim ve biraz daha doladım kollarımı boynuna. Arkadan gelen babamın sesiyle arabamıza yöneldim. Gitme vaktiydi. Herkese el sallayıp gözyaşlarımı görmemeleri için önüme dönerek arabanın kapısını açtım.
''Kendine dikkat et, Nazlı.''
''Seni özleyeceğiz'' gibi sözler duydum. Gözyaşlarımın herkesin gözlerinin önünde akıyordu. Sessizce ağlamak buna denirdi. Onlara doğdu koştum ve hepsine tekrar sarıldım. Gitmeye hiç niyetim olmadığı her halimden belliydi. İstemeyerek arabaya oturdum. Babam gazı çalıştırdığında beynime acayip bir ağrı kitlendi. Kahretsin. Tanışmaları severim ama vedalaşmalar için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Babam gaza basıp sokaktan ayrıldığında babamın tesellilerini dinliyordum.
''Üzme kendini bu kadar kızım. Eminim oraya umduğumdan daha çok çabuk alışacaksın.'' cevap vermediğimde ekledi. ''Bir sorun çıktığında 'alo' de yanındayız'' dedi ve saçımdan öptü. Ahh, yine mi ağlıyorum yoksa?
Yol boyunca müzik dinleyip geçtiğimiz yolları izledim. Çok feci başım ağrıyordu. Sürekli gideceğim yeri düşünüyordum.
Acaba beni dışlarlar mı?
Derslerim nasıl olur?
Arkadaşlarla nasıl anlaşacağım?
.*.*.*.*.*..*.*.*
Sersemlikle gözlerimi açtığımda babamın araba kullandığını gördüm. Usulca sordum:
''Geldik mi?''
Ahh, müjde başımın ağrısı geçmiş. Babam uyanmış olduğumu görecekki bana döndü ve:
''Hayır ama varmamıza iki saatten az zaman kaldı.'' dedi tebessüm ederek. Bende başımı sallayıp önüme döndüm. Kalan iki saatte müzik dinledim, deftere bir şeyler karaladım ve uyudum. Oof! uyumaktan şiştim.
Babam İzmir'e girdiğimizi söylediğinde içimde acayip kıpırdaşma oluştu. Heyecanlandım.
Bir apartman dairesinin ikinci katına girerken babamda peşimden geliyordu. Anahtarı açıp içeri geçtiğimde evin hiç öğrenci evine benzer bir hali yoktu. Normal geniş bir evdi. Oturma odamla,mutfak yan yana. Kendi yatak odamsa koridorun sonundaydı. Evin duvarlarına bakarak istemsiz:
''Güzelmiş.'' dediğimi farkettim. Babam duymuş olacak ki.
''Beğendiğine sevindim, ama istediğimiz gibi döşeyebiliriz. Ne de olsa bu senin evin artık.'' bu sözler beni mutlu etmeye yetmişti.
''Bu akşam buradayım, yarın döneceğim.''
Babamın yanına sokularak kolunun altına girdim. Yüzüme şirin bir ifade yerleştirip konuştum.
''Siz olmasanız ben ne yaparım ki?''
-Ve bu bölüm de bitti. 4 gün içerisinde görüşmek üzere! Sizlere güveniyorum. Beni yalnız bırakmayacağınızdan eminim. Görüşleriniz varsa lütfen bana bildirin. Öpüldünüz!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PAPATYA
HumorYeni ortamlar, yeni başlangıçlar her zaman için iyidir. Fakat şans her zaman Nazlı'ya gülmeyecektir. Ardında bıraktığı her şey geçmişte kalacak, İzmir'de her şeye yeni bir adım atacaktır. Bu adımı atmasını sağlayan tek şey: bitmek bilmeyen baş ağrıl...