~KARAR~

759 23 0
                                    

Ertesi gün okula gittiğimde sınıfın kapısında bir çocukla karşılaşmıştım. Adının Ayberk olduğunu öğrendiğim çocukla çok iyi vakit geçirmiştik. Su' dan başka yeni bir arkadaşım daha olmuştu. Buğra ile hiç karşılaşmamıştım. Kararımı ona açıklama vaktiydi. Ama bey efendi ortalıklarda yok. Ayberk hafta sonu beni bir partiye davet etmişti. Bu yakınlığı beni rahatsız etse de belki gelebilirim diye geçiştirmiştim. Son dersimiz fizikti. Bu hocalar bu soruları nasıl çözüyolardı ki?. Şu an ona kafa yoramıycak kadar meşguldu kafam. Buğra öküzünün dedikleri hala aklımda aile sırrı dedi. Salak zannediyo herhalde beni. Benim bile bilmediğim sırrı nerden bilebilir ki? Ya da ailemi nasıl bu kadar iyi tanıdığından bahsedebilir? Buğra' da bir şeyler var ama içimden bir ses bunu öğrenmeme daha var diye haykırıyor. Küçüklüğümden beri hep küçümsenen taraf ben olurdum. Arkadaşlarım. Hiçbir zaman gerçek arkadaşım olmıycak diye üzülürken bizim grup çıktı karşıma. Onları cok özledim. Onları ve geçmişimin ne kadar bok gibi olduğunu beni telefonum kendimden ayırdı. Ekranda ki numar bilinmeyendi. Bu kaşlarımı çatmama ssbep oldu. Ama yine de merakıma yenik düştüm ve açtım. Karşımda ki kişi.

" Çok az kaldı Kayra Üstün"

" Alo kimsiniz alo" adamın arkasından bağırdım ama ekrana baktığımda çok geç olduğunu fark ettim. Telfon da işletiyolar diycem ama hem adımı hem de soyadımı söyledi. Tüm bunlar neden ben buraya geldikten sonra başladı ki? Ve ben neden bu kadar çok soru türetmeye başladım? Bunların cevabını elbet bir gün alıcam. Ama bu cevaplar beni korkutuyor. Özellikle de aile sırrı saçmalığı. Böyle bir şey olamaz. Hem olsa bile bunu Buğra nerden biliyo olabilir ki? Yine sorulara boğuldum.

En iyisi uyumak diye geçirdim icimden. Zaten Su çoktan uyumuştu.

Ertesi gün güne yorgun başlamıştım. Bunun gördüğüm rüya pardon kabusla alakası olabilir mi diye geçirdim içimden. Evet dün gece çok kötü bir kabus gördüm. Ormanlık bir alanda yürüyordum. Daha sonra Buğra' nın sesini duydum. Bana sesleniyodu. Fakat ters giden birşey vardı. Onu göremiyordum. Daha sonra annem ve babam karsıma çıkmıştı. Annem ve babam sürekli özürdiliyodu. Ben onlara anlamayan gözlerle bakarken arkadan biri bileğimi tuttu. İlk başta korksam da Buğra' nın sesini duyunca rahatlamıştım. Onlara inanma diyodu. Üzerimde ki beyaz elbisama se siyaha dönüşüyodu. Annem, babam ve Buğra hepsi yok oluyorlardı. Ben de yalnızlığın içinde ki siyah oluyodum. Evet sanırım en doğru terim bu yalnızlığın içinde ki siyahlık. O kadar yalnız ki kendi siyahlığı bile onun kurtulmasına izin vermiyodu. Oysa o siyahlık hep beyaz olmak istemişti. İyi olmak. Bu düşüncelerimden kurtulup siyah dar pantolonumu ve beyazın üstünde siyah 'cool' baskılı tişörtümü giydim. Elbise giymeyi de seviyorum ama pantoloar kadar rahat değil benim için. Su gittiğini yazan bir not bırakmış. Yapması gereken işleri vardı heralde diyip , kendi kendime omuz silktim. Dışarıda ki güvenlik görevlisiyle selamlaştıktan sonra okulu yolunu tuttum. Okula gittiğim de Buğra bir kızla sohbet ediyordu. Kız resmen ciyaklıyodu ama Buğra herzaman ki gibi asık surat. Beni gördüğünde kızı tek başına bırakıp benim yanıma geldi.

" Eee seni dinliyorum" dedim.

"Benimle kal" diye karşılık verdi.

Ağzımdan ister istemez bir

"Ha" kelimesi çıkmıştı. Buğra sırıtıyoken

"Unut bunu" dedim ve sırama doğru yol aldım. Fakat Buğra pes eder mi? Tabii ki hayır.

"Merak etme sana bi şey yapmıycam sadece-

evim daha iyi" dedi. Nefes nefese kalmıştı sonunda.

"Ben bi bilmiyorum" Lanet olsun neden kekeledim ki şimdi ben.

"Bana bir hafta izin ver deneriz" Buğra' yı ilk kez bu kadar çekingen görüyorum. Derin bir nefes aldıktan sonra

ÖZEL OKUL BELASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin