Chapter 5

267 34 16
                                    

  Güneş batmıştı. Herkes kendi işini bitirip ateşin başına kurulmuştu. "Bugün ne kadar iyi bir takım olduğumuzu kanıtladık çocuklar" Diye söze başladı Plagg "-ki daha hiçbir oyun oynamadık bence böyle işlerde iyiysek oyunlarda da baş-"

"Marinette yok!" Herkes Plagg'in sözünü kesen Luka'ya baktı. "Mar- ne?" Diye bağırdı Sabrina. Çoğu kişi de ona hak vermişti. E birbirlerini çok iyi tanımıyorlardı sonuçta.

"Lacivert uzun dalgalı ve yumuşakmış gibi görünen saçları ve ona her baktığımda parıldayan mavi gözleri ve beyaz kusursuz bir teni ve pembe çok büyük olmasa da benim için ideal olan dudakları ve mükemmel bir fiziği ve atletik bacakları olan harika tatlı melek gibi olan kız. Ve ayrıc-"

Herkesin ona kaşlarını kaldırarak baktığını fark ettiğinde cümlesini yarıda kesmişti. Alya,Luka'nın kalp şeklini almış gözlerine bakarak güldü,tamam Marinette güzeldi, ama daha bugün tanışmışlardı!

  Alya Luka'nın kendini toparlamasını beklemeden "Onu bulmalıyız" Diye bağırdı.

"Tanrı aşkına,kimin umrumda" Diye sessizce söylendi Lila-yani en azından sessiz olduğunu düşünmüştü.

"Ne dedin sen?" Diye ortaya atladı ombre saçlı kız. Gözlerindeki kızgınlık ateşini görmüş olmalı ki, yarım yamalak bir şekilde sırıtmaya başladı.

" Ben...Marinette'e bir şey olmadan gitmeliyiz diyordum, malum,ormandayız zavallı kızı bir başına bırakamayız değil mi?" cümlesinin sonunda dramatik bir şekilde kaşlarını kaldırmıştı.

"Dağılmalıyız" Dedi Marc. Herkes onu onaylayıp ormana doğru yol aldı.

Yani...biri hariç,kahverengi saçlı kızın o mavi kafayla işi yoktu. Sinsice sırıttı. Herkesi onu sevdiğine inandırmıştı zaten,daha niye çabalasın ki? Geriye doğru sekerek karşı takımın adasına yürümeye başladı...

...

"Marinette!"

"Marinette!"

"MARINETTE!"

Hiç ses yoktu. Hiçbir cevap yoktu.

Luka sinir krizine girecekti ve yanındaki isteksiz sarışının da buna bir yardımı yoktu.

"Dostum! Senin sorunun ne?!" Dedi hafif bağırarak.

Cevap alamayınca daha çok sinirlendi.

"BAK, kız KAYIP. Umursamaz bir 'badboy' izlenimini verdin, ama şuan senin namından DAHA önemli bir problemimiz var. Yani, biraz yardım fena olmaz!"

Felix'in tek yaptığı göz devirmekti.

"Seni hiç sevmeyecekmişim gibi hissediyorum,hem de hiç"

"Vay,dürüstmüşsün." Diye cevap verdi Felix yürümeye devam ederken.

"Bak, o kıza değer veriyo-"Luka'nın sözü kesilmişti.

" Vay, gerçekten mi? Hadi yaa, hiç de belli etmiyorsun."

"Evet, seni gerçekten sevmedim." Dedi ve daha hızlı yürümeye başladı mavi saçlı olan.
...

Lila adaya varmıştı bile. Mutlu mutlu sekerek model arkadaşını arıyordu. Barakalarını yapmışlardı ve herkes farklı bir yerdeydi.

Sarışın oğlanı ayırt etmek zor olmadı. Her zamanki gibi çok yakışıklıydı.

Lila,yavaş yavaş ona yaklaşırken biriyle konuştuğunu fark etti. Bir mavi kafa daha. Onları dinlemeye başladı, sanırım biraz geç kalmıştı ama. Çünkü duyabildiği tek şey "Tanıştığıma memnun oldum Kagami" oldu ve mavi saçlı kız ordan ayrıldı.

Heart Has Its Own Way  |adrienette survivor auHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin