Güzel Rüyalar Görmemiz İçin

Mum Otu Haşlaması

Öfleyerek çantamı Amber'in yanındaki sandalyeye attım.
Hogwarts'in sınavlardan sonraki haftasiydi. Sınavlardan sonraki iki günün ardından insanlar yeniden ödev telaşına girmeye başlamışlardı. Tıpkı amber ve Jongin gibi ortak salonun masalarında oturup ödev yapan birkaç öğrenci vardı. Tabi öbür öğrencilerin aksine Jongin ödev geçirmeye çalışıyordu.

Amber'in odaklandığı kitabın üstüne yatıp gözlerini kırptı. "Amber ödev konusunda sana güveniyorum. Güvenebilirim değil mi?"

Sert ifadesini görünce Amber'i önüne çikolatalı kekimi uzattım. "Lütfen."

Amber keyifsizce mırıldandı. Ancak Jongin şu an vazgeçebilecek bir konumda değildi. " Ayrıca sana buzlu kahve teklif ediyorum?".

İşe yaramamıştı, Amber naz yapmaya devam ediyordu.
Jongin derin bir nefes aldı ve teklifini, Hogsmade'in ünlü şekerci dükkanında aldığı popüler ürünler ile arttırdı. "Iki tane de böğürtlenli kuş teklif ediyorum."

  Böğürtlenli  kuş teklifi ile yüzünde güller açan Amber çantasından bir parşomen çıkarıp bana uzattı.
Ona verdiğim teklif biraz fazlaydı evet ama  iksir dersi için olan 160 cmlik araştırmayı yapmamıştım. Ve bu saatten sonra yapacak halim de yoktu." Jongin lafı mı olur? Al tepe tepe kullan ödevimi. Ama biraz değiştir aynı olmasın. Öpüyorum cnms." Boştaki eliyle  kekimi bölüp yemeye başladı.
Çikolatalı kekimi güzel olduğuna emindim ama boşa gitmemişti. Konu ödevlere gelince amberin ne kadar güvenilir olduğunu bilmeyen yoktu .

Parsomeni elime alıp okurken Sehun ve Jongdae ortak salona daldılar.
Yüzlerine yerleşmiş gülümseme ağızlarının tadının yerinde olduğunu söylüyordu. Amber ile oturduğumuz masaya yaklaştılar , Amber kalan keki de ağzına tıkmaya çalıştı. Herkes bilirdi, jongdae geldiği ortamdan yiyecek bırakmadan çıkardı . Amber'in ise yeni kazandığı keki kimseyle paylaşmaya niyeti yok gibiydi.

"N'aber?" oturacağı sandalyeyi çekerken sordu Sehun.

Amber'in ağzından karışık sesler çıktı.
Sehun ile Jongdae onu çok takmadılar  devam ettiler.

"Şu yorgun yüzlerinizi bir bakıyorum da sizin biraz rahatlamaya ihtiyacınız var." Jongdae elimden Parsomeni çekerken söyledi sehun devam etti

"Size bir teklifimiz var. Duyduğuma göre mum otu haşlamasına biraz tarçın katıp kaynatınca sinirleri bebek gibi yapıyormuş. Ne dersiniz? "

Parşomenimi Jongdae'nin elinden alıp düzgünce kıvırmaya basladim. "Okula  alkolu ne ara soktunuz? Geçen haftaki Hogsmade gezisinden sonra bizi didik didik aramışlardı ?"

Sehun masaya biraz daha eğildi. "Aslında henüz sokmadık ?"

Amber'dan güçlü bir göz devirme kazandı yine de devam etti. "Sokmadığımızı iddia edemezsin ama?"

Amber zar zor ağızındakini yutarak elimden parşomeni aldı. Tekrardan açıp bende daha düzgün bir şekilde yuvarlamaya başladı.

Jongdae de masaya yaklaşıp devam etmeye başladı  "Sehun'un da dediği gibi aksini iddia edemezsiniz çünkü elimizde gerekli her şey var. Yapmanız gereken  şey bunları birleştirmek?"

Amber sonunda yutkunup konuştu
"Yani diyorsun ki oturup alkol yapacağız?"

" fikri kabullenmiş olman çok güzel Amber."

"Jongdae bak kime güveniyorsun bilmem ama yapacaksak bile ben bu ikisire elimi sürmem." 

"Tamam sen yapmazsın, uzun süredir hiç böyle bir şey yapmıyorduk. Birazcık eğlenmek bizim de hakkımız. "