Lily konuşmaya devam etmek istedi. Çocuğu konuştursun ki o mükemmel dudakların hareketini izleyebilsin."Sana bir daha asla hakaret etmeyeceğim"
"O dudaklardan her şeyi duymaya razıyım." Ve geceye atılan son sözler oldu bunlar. En azından şimdilik.
James, genç kıza dönüp ellerini pembemsi yanaklarına yerleştirdi. Önünde usulca eğilip dudaklarını dudaklarına bastırdı.
Lily Evans, bunu bekliyordu ama heyecanla atan kalbine engel olamıyordu. Bir süre bir şey yapmadan dudaklarını teslim edercesine durdu. Sonra karşılık vermesi gerektiğini anladı ve ellerini karışık saçlara yerleştirdi ağır ağır.
James, öpüşmenin arasında gülümsedi. O elleri, saçlarında hissetmenin verdiği huzura vardı genç adam. Kalp atışının sesi Kara Göl'ün dibindeki deniz halkına kadar gidebilirdi.
Ama şimdi durmalıydı. Lily'nin güvenini kırmak istemiyordu. Ona sevgisini kanıtlamak istiyordu, böyle çıkarcı gibi davranmak istemiyordu.
Sesli bir öpücükle, oldukça nazik davranmaya çalışarak geri çekildi James. Nefes alışverişleri duyuldu kopkoyu gecede. James Potter, yüzünü uzaklaştırmadan gecenin sessizliğine fısıldadı,
"Seni Seviyorum Lily. Seni her şeyden fazla seviyorum. Sevgim 6 yıllık değil bilmeni istiyorum..."
Gece kapkaranlık olsa bile James'in gözlerinde gözyaşı biriktiğini görebiliyordu kızıl. Onu hakedecek ne yapmıştı? Onun sevgisini hakedecek ne yapmıştı?
"Senin sevgini hakedecek ne yaptım ben? Ben sıradan biriyim James, çok güzel biri değilim. Bütün erkekler peşimden koşmuyor. Ama sen neden beni seviyorsun?" hızlı hızlı soluyarak konuştu kızıl.
"İnan bana Lily Evans, eğer bunu anlatabiliyor olsaydım sana aşık olmazdım"
Lily pişmanlığının farkına vardı. 6 yıldır böyle mükemmel bir sevgiyi sürekli ezmişti. Hayranlıkla bakıyordu gülümseyen dağınık saçlı çocuğa.
"Belki buna hazır değilsindir ama..."
Tam karşısında oturdu. Yüzünü elleri arasına aldı.
"Seni seviyorum James Potter. Seni hep seviyordum, 6 yıldır ama göremiyordum. Sen haklıydın."
James duyduklarıyla kalp krizi geçirebilecek eğilimdeydi. Artık bu ciddiliği bünyesi daha fazla kaldıramazdı. Birden ayağa kalktı.
"LİLY EVANS TEKLİFİMİ KABUL ETTİ" diye haykırdı. Kızı tutarak kaldırdı ve etrafında döndürmeye başladı.
Lily James'i yumrukluyordu indirmesi için. Hayır, filmlerdeki gibi tiz kahkalar atmıyordu. Sert bir şekilde nereye denk gelirse vuruyordu. Nasıl yapardı? Nasıl bağırırdı gecenin bu saatinde? McGonagall ve Dumbledore gelse onları bu şekilde görse ne olurdu? Gryffindor'un rezalet ikilisi olurlardı. Gryffindor değil tüm Hogwarts'ın rezalet ikilisi. Tonlarca cezaya kalırlardı. Birazdan buraya toplanacak öğrencileri düşünemiyordu bile. Platonik James Potter, Lily Evans'ı kucağında döndürüyor. Olacak şey değil!
Sonunda James dönmekten kafası döndü ve sendeledi. Az daha Lily'i düşürüyordu. Kendisi zaten düştü düşecekti. Ve koridorda Peeves'in sesi yankılandı;
"Öğrenciler yatağında değil! Öğrenciler dışarıda! POTUR DIŞARIDA! EVANS DIŞARIDA! CEZA! CEZA! HAHAHAH!..."
