1.5

1K 67 87
                                    

"Lils, bekle!"

Diyerek uçuşan kızılların peşinden koşuyordu James. Kızın yanında olması gerekiyordu. Şimdi kızın yanına gidecekti ve... Snape'e gününü daha sonra gösterecekti.

Koridoru dönerken omzundan tüy kadar hafifçe tutarak durdurdu Lily'i. Suratına baktı ama herhangi bir duygu çıkaramadı kızın durgun yüzünden. Belki üzüntü. Öfke? Pişmanlık? Hepsi aynı anda suratından okunmaya başladı sonradan kızılın.

"Lily?" Eğilerek yüzlerini sabitledi.

"Beni dinle lütfen. O götlek-"

Sustu çünkü Lily'nin üzüleceğini biliyordu. Snape ona ne demiş olursa olsun, -anlamadığı bir şekilde- onu arkadaşı olarak seviyordu. Ve onu bu şekilde konuşarak üzmek istemedi.

"Tamam boşver, özür dilerim. 'Onun' sana öyle demesene aldırma Lily. Bu hayatta annen ve babanı seçemezsin. Ki sen dünyanın en iyi anne babasına sahipsin. Düşünsene büyücü olmamalarına rağmen kızlarının önünde durmadılar, bu çok büyük bir fedakarlık. Ayrıca ne var annen baban büyücü değilse? Merlin adına sen bizim neslimizin en akıllı cadısısın Lily! Çok zekisin, engelleri ezip geçiyorsun, bunu herkese kanıtladın. Ama 'O' ne yapıyor? O karanlık tarafı seçti Lily. Bu dediğimi unutma. O orada olmayı seçti. O oraya ait olmayı seçti.
Ayrıca kimse senin hakkında kötü konuşmayacak bile. Muggle-Doğumlusun diye kimse seni suçlamıyor. 'O' ve onun gibi seçili pislikler hariç. Umarım artık onun nasıl biri olduğunu görebilmişsindir, ne kadar sümsükümsü olduğ-"
yn: bi alkış alalım allah rızası için hem james'e hem bana düşüne düşüne beynimi çok yordum, şu satıra bi alkış emojisi koyun aq

James, Lily yavaşca ona sarılınca sözlerini kesti. Fazla konuşmuştu. Ama gereksiz konuşmamıştı. Lily'nin gerçekleri öğrenmesinden memnundu orası ayrı.

Karşılık olarak oda sıkıca sarıldı. Ayrılınca yanağına bir buse kondurup,

"Fazla konuştum." dedi. Lily çarpıkça gülümsedi.

"Bir işe yaradı ama sonunda şu çenen" deyince James de sırıtmaya başladı.

Lily, James'e biraz daha yaklaşarak aralarındaki mesafeyi kapattı. Kollarını, James'in boynunun arkasına doladı, biraz daha uzanmayla kendisini ait hissettiği yere, o hep bildiği vanilya kokusunun kaynağı olan genç adamın boynuna uzun ve akıcı bir öpücük bıraktı.

Öpünce yavaşça ayrıldı. Ona bakıp, dudaklarına da aynı hissi yaşatmak istercesine bu sefer karşısında duran soluk pembe dudaklara yöneldi.

Dudaklarına da izini ve duygularını bıraktıktan sonra son kez gülümsedi ve pelerini uçuşarak koridorda gözden kayboldu. James ileriye bakmakla yetindi. Gözlerini sabit bir noktada tutarak birkaç saniye öncesine kadar solgun ama şimdi capcanlı olan dudaklarını kıpırdattı,

"Beni.
Öldürüyor."

bi şey dicem bi şey dicem bi şey dicem

şimdi neden severus'u böyle kötülüyorsun falan demeyin çünkü yazarınız snily de shipliyor NSKXALJXKDQMC

yani ben severus'u kötülemiyorum aslında. biz severus'un isteyerek kötü tarafa geçtiğini düşünmüyoruz zaten. ama tamamen james ve lily'nin olayları 'bildiği kadarıyla' yazıyorum. yani james'i "o bunu isteyerek yapmıyor" diye ikna edemezsiniz. çok boktan anlattım aq

"Yazdıklarım tamamen James'in düşünceleri, yazarın yani benim düşüncelerim değil."

severus'a sevgiler :*

belki günün birinde çıkıp snily falan yazarım belli mi olur

| jily texting |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin