( 3.02 am )
*
"hey." hitoshi kanepenin diğer ucunda oturan monoma'yı ayağıyla dürterken söyledi. arkadaşına baksa da sarı saçlı oğlanın tek odak noktası telefonunun ekranıydı, dün keşfettiği savaş oyununa deli gibi takmıştı. "uyuyamıyorum."
"sen ne zaman uyuyabiliyorsun ki?" diye sordu oğlan sertçe, oyundaki karakteri de sola ilerleyecekmiş gibi telefonu ve kafasını sola çevirirken. parmakları ekranda çok hızlı hareket ediyor, bir yandan da alt dudağını ısırıyordu. hitoshi onu izlerken midesinin bulandığını hissetti, büyük ihtimalle akşam yemeği yerine monoma'yla üç paket büyük boy cips yiyip bir litrelik kolayı tek başına bitirdiğinden dolayıydı. monoma'nın babasına ait olan, sarı saçlı oğlanın zar zor getirdiğini iddia ettiği üç kutu alkollü içeceğin de etkisi olmalıydı.
"öyle değil." diye homurdandı bakışlarını arkadaşından çekip önündeki cips paketleri, bardaklar ve oyun kartlarıyla harmanlanmış ahşap masaya çevirdikten sonra. kutular orada istiflenmiş şekilde duruyordu, bardaklar ve cips paketleri bile. masanın çöple dolu olmasına rağmen bu kadar düzenli görünmesi saçmalıktı. monoma işte. "normalden daha çok uyuyamıyorum. ışığı kapatıyorum. telefonu kapatıyorum. bilgisayarı kapatıyorum. hatta perdeleri bile çekiyorum."
"belki de uyku haplarına dönmelisin." dedi monona bir sonraki savaşa geçmeden önce yatmaya devam eden hitoshi'ye bir bakış atıp. "en azından sesini kesiyorlardı."
hitoshi de onun söyledikleriyle kafasını çevirdi, bakışları kesiştiğinde kaşlarını çattı. "bu çok kaba."
omuz silkti sarı saçlı çocuk, tekrar oyununa dönmeden önce. hitoshi, monoma'nın oyunundan gelen savaş efektlerinin gürültüsünü dinlerken kedilerini özlediğini düşündü. dördü de odasındaydı çünkü geçen yıl yine böyle bir gündeyken ve kedileri tüm eve ayak basma yetkisine sahipken iki buçuk aylık yavrulardan birinin monoma'nın getirdiği alkollü içeceklerden birini içerek tüm gece boyunca miyavlaması hitoshi'yi ölümüne korkutmuştu. veteriner hiçbir sorun olmadığını, kedisinin kendi kendisine halledebileceğini söylese de hayatında geçirdiği en kötü gecelerden biriydi.
"sanırım kusacağım." dedi mor saçlı oğlan, yattığı kanepeden doğrulmadan. kesinlikle ifadesiz olmasına rağmen midesinde patlayan küçük bombalar varmış gibi hissediyordu. monoma hızla, oyunun yarıda kalmasını umursamadan telefonunu bir kenara attı ve küfürler eşliğinde ayağa fırladığı zamanla eşdeğer şekilde hitoshi kanepeden doğruldu ve içinde ne var ne yoksa monoma'nın yolunun üstüne, onun gözleri önünde boşaltırken sarı saçlı oğlan; midesini temizler temizlemez uyuyakalacağını biliyordu hitoshi'nin, evi temizleme işi ona kalacaktı. "lanet olsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
aienkien》shindeku
Fanfictionhitoshi: meksika'da bir kedinin belediye başkanlığına aday olduğunu biliyor muydun izuku: hitoshi, saat sabahın beşi [ aienkien; kaderin tuhaf bir şekilde birleşmesiyle kurulan esrarengiz ilişki ] [ shinsou hitoshi × midoriya izuku ]