you are my reward

421 75 82
                                    

Demir kafesin içindeki dövüş bittiğinde Louis bunun kaçıncı dövüş olduğunu saymayı çoktan bırakmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Demir kafesin içindeki dövüş bittiğinde Louis bunun kaçıncı dövüş olduğunu saymayı çoktan bırakmıştı. Kolu kırılarak, ağzı yüzü dağılmış, yürüyemeyecek hâlde arkadaşlarının kolları arasında çıkan dövüşçülerle dolup taşmıştı ortalık. Louis sevgilisini görmek için kalabalıkta etrafa bakınıp duruyordu ama onu gördüğü felan yoktu.

İnsanlar kazanacağına inandığı kişilere para yatırıyor, kaybettiklerinde çılgına dönüyorlardı. Buranın sahibi her kimse milyar dolarlar kazandığına emindi. Louis etrafı incelerken ve görünmez olmaya çalışırken yüzünü buruşturdu. İnsanlar nasıl birinin ölecek duruma gelmesini izlemekten zevk alıp, bu işten para kazanmaktan mutluluk duyuyordu anlam veremedi. Gördüğü en saçma olaylardan biriydi.

Göbekli ve orta yaşlardaki hakem yeniden sahneye elindeki mikrofon ile çıkarak seslendi. "Şimdi gecenin en önemli ve çetin dönüşüne geldik." Seyirciden bir gürültü kopmuştu. "Herkes bahislerini yatırdı mı millet?!" Hakem coşkuyla sorduğunda kalabalıktan aynı şekilde karşılık aldı. Herkes deliye dönmüştü adeta.

Louis ürkerek kafesin giriş kısımlarına baktı. Sadece insanların heyecanla beklediği bu dövüşün ana karakterinin tanıdık bir yüze sahiplik etmemesini umuyordu. İçinden tanrıya dualar etmeye başlamıştı bile.

"Karşınızda Anka Kuşu!" Hakem mikrofona doğru bağırdığında kafesin kapısı açıldı ve içeri üzeri çıplak, sadece şortu ile kalbini durduracak noktaya getiren kişi girdi. Oliver elini kaldırıp seyircileri gülerek selamlarken kimileri tezahürat ediyor, kimileri yuhalıyordu. Louis yutkunarak bu manzarayı izlerken Oliver ile göz göze geldi.

Oliver elindeki boks eldivenleri, çıplak üstü, bol şortu ve dağınık saçları ile elleri havada seyirciyi selamlayarak kafesten içeri giriş yapmıştı. Louis yutkunarak onu izlerken, Oliver'ın onu yeniden fark etmesi için dua ediyordu. Louis tamamen fikrini değiştirmişti çünkü iş ciddiyete binmiş gözüküyordu. Buradan derhal gitmeleri gerekiyordu.

Tüm bu kargaşanın içinde hakem bir isim daha bağırdı. "Kuzey ejderhası!" Louis kafesin diğer tarafına baktı. Önüne geçen birkaç kişi yüzünden sevgilisinin rakibini göremiyordu. Parmak uçlarında yükselip kimin sahneye çıktığını görmeye çalıştı. Sonunda işe yaramayacağını anladığında birkaç kişiyi kaba olmayacak şekilde iterek öne geçti. Şimdi görebiliyordu.

Ve tek düşünebildiği neden bu aptal takma isimleri kullandıklarıydı. Karşısındaki kişi Harry Styles'dan başkası değildi. Louis her zaman insanlardan bu çocuğun tekin biri olmadığını duymuştu ama sadece burnu havada olan, olgunlaşmamış ve insanların fazla abarttığı bir ergen olarak düşünmüştü. Bu kadar ileri gideceğini tahmin edemezdi. Altına çektiği klasik arabaların parasını buradan çıkarıyordu demek ki.

𝙏𝙃𝙀 𝘽𝙊𝙓𝙀𝙍 ∆ 𝘭𝘢𝘳𝘳𝘺 𝘴𝘵𝘺𝘭𝘪𝘯𝘴𝘰𝘯Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin