Barın önüne geldiğimizde dikiz aynasından kendime son bir kez daha baktım. Hazır olduğuma kanaat getirdiğimde arabadan indim. Jimin arkamdan geliyordu.
"Ne dersin bu gece kafayı bulacak mıyızdır?"
"Senin bulacağından hiç şüphem yok ama beni bilirsin kolay dağılmam Jimin." diyip göz kırptı.
"Göreceğiz."
Burası en sevdiğim mekandı. Jimin'le de burada tanışmıştım.
Elimi tuttu ve içeri girdik.Jennie çoktan gelmiş olmalıydı. Belki de kendine birini bulmuştu bile. Geceleri yalnız olmayı asla sevmemişti.
Gözlerimle etrafı hızlıca taradım, evet oradaydı. Tahmin ettiğim gibi biriyle dans ediyordu. Onu tanıyordum. Adı Yoongi'idi. Jimin'in yakın arkadaşlarındandı. Yanına gidip keyfini bozmaya niyetim yoktu. Birkaç shottan sonra yanına gidecektim nasıl olsa.
Bar taburelerine oturduk. Barmene her zamankinden iki tane vermesini söyledim ve ortamı daha detaylı incelemek için arkamı döndüm. Sehun'a el sallayıp, Joohyun'a öpücük attım. Sehun uzun zamandır Joohyun'u seviyordu ve sonunda duygularının karşılıksız olmadığını öğrenmişti. Yakışıyorlardı ve onlar için mutluydum.
"Jennie yeni birisini bulmakta zorlanmamış ha."
"Onu tanıyorsun Jimin. Jennie hiç bir zaman yalnız olmadı." diyip shot bardağını kafama diktim.***
Aslında eğlence için içkili ortamları çok tercih etmezdim ama ara sıra kaçamak yapmaktan da kendimi alıkoyamıyordum.
Jungkook arabanın kapısını açtı ve tutmam için elini uzattı. Teşekkür edip elini tuttum.
Her zaman çok kibar ve centilmen olmuştu."Jisoo'yu aradın mı? Seokjin ile geleceklerini söylemişti."
"Ah evet, içerde olduklarını söyledi. Bizi bekliyorlarmış."
"Gidelim o zaman."
Koluna girdim ve kapıdan içeri girdik.
***
İkinci shotu kafama dikerken içeri giren bir çifti fark ettim. Kızın saçları uzun dalgalı ve turuncumsu bir sarıydı. Üzerinde pembe tonlarda bir elbise vardı ve itiraf etmeliyim rengi dışında gerçekten güzeldi.
Yüzünü görmesem bile bu elbisenin Chaeyoung'a ait olduğunu bir bakışta anlardım.
Bar,Club gibi eğlence yerlerini pek tercih etmemesine rağmen buradaki herkesin onu tanıdığını biliyordum bu nedenle üzerindekiler fazla sırıtmıyordu. Chaeyoung'u herkes pembe kıyafetleriyle bilirdi bu yüzden lakabı Rose idi. Mükemmel gülümsemesini sunarak birkaç kişiye selam verdi, koluna girdiği kişi ise pek tabii ki Jungkook'du.O sırada dans eden birkaç kıza bakmakta olan Jimini dürtüp gözlerimle kapıyı gösterdim.
"Bu gece gerçekten eğlenceli olacak gibi görünüyor."
İşaret ettiğim yere bakarak:
"Baksana Jisoo ve Seokjin de burada. Yanlarına gidiyorlar."Kahkaha attım.
"Bunu Jennie bilmese iyi olur. Bu gece bir bar kavgasına karışmak istemeyiz değil mi?""Sanırım haklısın." diyip güldü.
Chaeyoung'u izlemeye başladım. Her zamanki gibi sadece şarap içiyordu ve henüz varlığımın farkına varmamıştı.
Bu iyiydi onu rahatça izleyebiliyordum.Elindeki kadehi bıraktı ve ayağa kalktı. Dans edeceğini falan sandım ama bunun yerine tuvaletlere doğru yürümeye başladı işte eğlence başlıyordu. Sırıtıp tabureden aşağı indim.
Onu takip ediyordum.
----
Bölümleri kısa tutuyorum, bu şekilde okuması daha kolay oluyor. Uzun bölümler bazen sıkıcı olabiliyorlar. Eğer biraz daha uzun tutmamı isterseniz yorumlarda belirtin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
different sides :; chaelisa
Fanfiction❝ama ikisinin de ortak noktaları vardı, benliklerini sinsice saran bu ölümcül aşkın farkında değildiler, siyahın pembe olmadan yaşayamayacağını bilmiyorlardı.❞ ↬ chaelisa ↬ jensoo ↬ bangtanpink 010719 ー texting, düz yazı. © joysbae