five

164 17 2
                                    

Yüzümdeki alaycı gülümseme devam ederken pembe ve altın işlemeli elbisesinin içinde sinir bozucu bir güzelliği sahip olan Chaeyoung'u takip ediyordum.

Sanırım biraz aceleci davranıyordum ki sarhoş olduğunu düşündüğüm biri bana çarptı ve elindeki bira şişesini tamamıyla üstüme boşalttı.

Gevşek bir şekilde "ah yazık oldu" dedikten sonra yüzüme bile bakmadan yürümesine devam etti.

Kolundan tutup çektim.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen?" diye bağırmaya hazırlanırken, gördüğüm tanıdık sima ile küçük çaplı bir şoka uğramıştım.
"Sooyoung? Bu gerçekten sen misin?"

İfadesiz suratı ile yüzüme bakmayı sürdürdü.
Etrafıma bakındım, biraz ilerde bir koridor vardı. Onu kolundan çekerek buraya soktum.
Bana karşı takındığı tavırda hala müthiş bir tepkisizlik hüküm sürdürüyordu.

Söylediklerimi anlayamayacak kadar sarhoş olmadığını anlamıştım.

"Sooyoung bu sensin. Gerçekten çok uzun zaman oldu. Seni görmeyi o kadar istiyordum ki..."

Alayla güldü. "Yoksa hala bana mı aşıksın?"

Duraksadım. Yıllar önce ona olan zaafımı ve karşılıksız sevgimi nereden bilebilirdi?
"H-hayır Sooyoung, neyden bahsediyorsun? Sen sadece eski bir dostumsun."

Küçük bir kahkaha attı ve ben daha ne yapmak istediğinin ayrıdına varamamışken dudaklarını benimkilere bastırdı.
Bir dakikadan az bir süre boyunca yıllar önceki masum düşlerimin baş kahramanı Sooyoung ile öpüştüm.
Beni bıraktığında uzun bir süre birbirimize baktık. Mükemmel dudaklarıyla kutsandığımı düşünüyordum.

"Kendine iyi bak Lalisa. Belki bir gün tekrar buraya gelirim."
diyerek yanımdan uzaklaştı.

İkisi de koridorun sonunda telefonuna çektiği kayıtlara gülümseyerek bakan pembe elbiseli kızı görmemişti.

———
Bu bölüm gerçekten içime pek sinmedi :/ umarım beğenirsiniz.

different sides :; chaelisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin