𝕧.

1.7K 109 163
                                    

Otobüsten indikten sonra dağ bayır aşa aşa sonunda bizim tesislere ulaşabilmiştim. Devamsızlık sıkıntısı olmasaydı kardeşim Enes'i de getirecektim ama bu sefer tek tabancaydım. Buraya üçüncü gelişimdi lakin hala yol gözümde büyüyordu..

Giriş kapısının kenarında kümelenen birkaç taraftarın arasında yerimi alıp futbolcuların antrenmandan çıkmasını beklemeye koyuldum. Bu esnada Dorukhan'la olan konuşmalarınızı bir kez daha okumak için çantamdan telefonumu çıkardım ve sırtımı siyah demirlere yasladım.

Henüz birkaç cümle okuyabilmişken kapıdan çıkış yapan lüks otomobili fark etmiştim ben de diğerleri gibi. Telefonumu pantolonumun arka cebine sıkıştırıp elimdeki Kartal Yuvası poşetinden bu sezonun siyah formasını ve imza için yanıma aldığım kalemi çıkardım. Geçen gelişimde yanımda olmayışı bana epey zorluk çıkardığı için bu sefer tedbirliydim.

Kalabalığı görüp arabasını durduran Adem Ljajić'ti. Diğer gelişlerimde olduğunun aksine bu sefer güvenlik görevlileri daha insancıldı. Taraftarları kurbanlık koyun gibi ite kaka sıraya sokmuyorlardı en azından..

Önümdekiler fotoğraf ve imza aldıktan sonra sıra nihayet bana gelmişti. Elimdeki telefonu alıp güzel bir öz çekim yapmış, ardından da formamın ön kısmını imzalamıştı. Seviyordum bu mavişi yahu!

Arabanın önünden ilerleyip eski yerime geçerken içimde büyüyen heyecana engel olamıyordum.

Kaldığım yerden konuşmaları okurken Gökhan Gönül ve arabası görünmüştü ufuktan. Öncesinde iki kez geldiğim için birçoğunun plakasını hafızamın derinliklerine kazımıştım. Belli mi olurdu İstanbul trafiği, E-5'te Beşiktaşlı futbolcularla denk gelip öndeki aracın şoförüne sövme ihtimali bile güzeldi.

Geçen sezonun çubuklu formasında imzası olmasına rağmen bu forma için de aynı ritüelin uygulanması adına sıraya girmiştim bile.

Formam imzalanırken telefonuma gelen aramayı birazdan dönmek üzere reddettim ve bir fotoğraf da Gökhan ile çekilip arkamdaki, babasıyla gelmiş küçük kıza devrettim yerimi.

Tekrar kaldırıma çıktığımda arayanın kim olduğuna baktım. Müşteri hizmetleri olduğunu görünce dumura uğrayıp derin bir nefes verdim usulca.
İçten içe sıradaki aracın içinde Dorukhan'ın olması için dua edip duruyordum.

Yaklaşık beş dakika süren sakinliğin ardından en az diğer ikisi kadar güzel bir araba göründü ufukta. Elimdeki formayı sağ elimle sıkıca kavrayıp kaldırımın ucuna yöneldiğimde kendime sövmeye başlamıştım.

Hayır yani, bilseydim bu kadar çabuk kabul edeceğini, Dorukhan'la huzurlu, mutlu, beş çocuklu bir evlilik için dua ederdim Allah'ım...

Gözlerimi hızla birkaç kez kırpıştırıp sıranın sonuna geçtim. Önümdeki yılışık iki kız sabrımı zorlayan tavırlarda bulunsalar da sıra bana gelince Dorukhan'ın kediyi andıran yüzüyle karşı karşıya kalınca pamuk gibi oluvermiştim.

Elim ayağım birbirine girmeden bu işin altından kalkmam lâzımdı, başarabilirdim..

Önce formamın arkasını çevirip 26 baskısının sol üst köşesine imza attırdım. Formamda adının yazılı olduğunu görünce saliseler içinde yüzüne yayılan gülümseme, aklımı başımdan alıp bacaklarımı uyuştursa da güç bela kendime geldim ve telefonumun kilidini ve kamerasını açıp birkaç kare fotoğrafımızı çektim.

Yan yana, aynı anda, aynı kameraya gülümseyerek poz vermiştik ve bu.. çok özel ve güzeldi... Tüm sosyal medya hesaplarıma atmak için şimdiden sabırsızlanıyordum.

Kamerayı kapatıp teşekkür ettiğimde dudakları hafifçe kıvrılmıştı. Arabanın cam kenarından ayrılacağım esnada, beni az önceki gülümsemesinden daha beter uyuşturacak bir şey olmuştu.

"Gece bana da atarsın fotoğrafları!"

desvelado ✤ dorukhan toközHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin